Gündem

Gelecek Partili Temurci: Şunu anlamak lazım; bugünkü Erdoğan, bizim 'reis' dediğimiz Erdoğan değil

"AK Parti ve Tayyip Bey’i birbirinden ayrı değerlendirmek lazım"

11 Temmuz 2022 16:25

Rize'de, parti teşkilatı ile bayramlaşma programına katılan Gelecek Partisi Teşkilat Başkanı Selim Temurci“Tayyip Bey, parti kurulduktan sonra, bir gün demişti ki; ‘Eğer ben yoldan saparsam, bunu görürseniz, asla bana itaat etmeyin.’ Ben o günkü Recep Tayyip Erdoğan’ın dediğini, yapıyorum. 15 Temmuz’u, 28 Şubat’ın devamı gören Perinçek ile bugün yol yürüyen Tayyip Erdoğan, 20 yıl önce bizim ‘ağabey, reis’ diye bildiğimiz Tayyip Erdoğan değil; Rize’nin bunu anlaması lazım” dedi.

"Bu ahlaki tabloda Tayyip Bey ile siyaset yapmam mümkün değil"

Temurci, katıldığı bayramlaşma programında, bir katılımcıdan gelen “Cumhurbaşkanı’nın neden yanından ayrıldınız, neden Gelecek Partisi’nde yolunuza devam ediyorsunuz?” sorusuna şu yanıtı verdi:

“15 Temmuz denildiğinde; ben bir Rizeli olarak, bir kardeşiniz olarak, gerçekten gurur duyuyorum. Çünkü Rabbim şahit, birlikte olduğum insanlar da şahit, Sayın Cumhurbaşkanı da şahit. O gece ‘profili düşük’ Başbakan, bu kardeşinizin telefonunu açmadı. Ama Recep Tayyip Erdoğan, ona 15 Temmuz ile ilgili madalya taktı. Buna ilk itirazı yapan kişi benim.

O gece, millete ‘Demokrasiye sahip çıkın’ diye Türkiye’nin bütün televizyonlarına çıkarken ve milleti sokağa davet ederken; beni televizyona bağlamayan A Haber dosyasını, genel yayın yönetmenlerinin isimleri ve telefonları dahil; ‘Sayın Cumhurbaşkanı, bunun hesabını sor, bu milletin hesabıdır; benim hesabım değil’ diyerek kendisine verdim. Sayın Cumhurbaşkanı o hesabı sormadı.

Şimdi bana diyorsunuz ki, ‘Niye Sayın Cumhurbaşkanı ile birlikte değilsin?’ 15 Temmuz’dan sonra öyle bir hale geldik ki; 2017 Eylül’ünde Sayın Cumhurbaşkanımıza gidip, 'Ben sadece, Rize’ye gittiğimde yerin üstündekilerle değil, bir gün yerin altındakilerle de hesaplaşacağım. Bir sonraki aleme inanıyorum, bu ahlaki tabloda sizinle siyaset yapmam mümkün değil' dedim. 

"Türkiye’yi yöneten birçok insanın durumunda olmak istemem"

Bugün Türkiye’yi yöneten birçok insanın durumunda olmak istemem. Verdiğim örneklerin neresinde durayım? Mafya ile poz verip, mafyadan para alan insanların olduğu bir iktidarın içinde Selim Temurci olsa, bugün Rize’ye gelip kime selam verebilir? Veremem ben.

Ve bugün, bu ülkede Başbakanlık yapmış bir adamın oğlunun; nerelere nasıl gittiğini, kimlerle ilişkisi olduğunu halen çıkmış kendisi açıklamış değil. Bu ülkeyi yönetenlerin, yurt dışındaki servetleri ile ilgili yapılan bu kadar konuşmaya rağmen, bu ülkeyi yönetenler tek bir açıklama yapmıyor. Açıkça ifade edeyim; kendisine ‘Biz siyaseti bunun için yapmadık; biz sizi Allah için sevdik, ama biz artık bu ahlaki tabloda yokuz’ diyerek yanından ayrıldım.

"Tayyip Bey düşmanımız değil ama ülkemizi, onu sevdiğimizden daha fazla seviyoruz"

Siyasete bakışımız farklı olabilir, Tayyip Erdoğan bizim asla düşmanımız değil; Rize’nin bir değeridir. Ama biz ülkemizi de Rize’mizi de Recep Tayyip Erdoğan’dan daha fazla seviyoruz. Biz hırsızlıklara, yolsuzluklara, arsızlığa ‘Bir dakika’ diyoruz. Biz; damadını, hazinenin ve maliyenin başına getirip, bu ülkenin başına bela eden Tayyip Bey’e, ‘Bu olmaz’ diyecek kadar cesaretliyiz.

Bizim meselemiz, Tayyip Bey’in kişiliği ile falan değil. Ben hep şuna dua ediyorum; inşallah yarın öbür gün, o makamlardan kalkıldığında; Rize sokaklarında başı dik, alnı ak gezecek siyasetçilerden olsun Recep Tayyip Erdoğan. Eğer bunu Rize’de başaramazsanız, bir koruma ordusuyla dolaşırsınız… Rizeli sizi alkışlayabilir; insanlarımız korkuyor. Bize, ‘Başkan biz konuşamıyoruz, Allah sizden razı olsun’ diyorlar.

Onun hayatı için hayatınızı tehlikeye atacaksınız; ondan sonra gelip diyeceksiniz ki, ‘Siz burada yanlışlık yapıyorsunuz.' Bir gün demişti ki Tayyip Bey, parti kurulduktan sonra; ‘Eğer ben yoldan saparsam, bunu görürseniz, asla bana itaat etmeyin.’ Ben o günkü Recep Tayyip Erdoğan’ın dediğini, bugün yapıyorum aslında. İstiyorum ki; bunu Rize’de, ‘ağabey’ diye bildiğimiz ve onun yanında duranlar da yapsın.

Şimdi 27 tane, 30 tane değiştireceklermiş, onların meselesi. Muhtemelen kabineyi de değiştirecekler. Tayyip Bey, onları değiştirme. ‘İman varsa, imkan da var’ diyen rahmetli Erbakan Hoca ile yola çıkmıştı Tayyip Bey. İmkanlarımız, iman ve güven ile ilgilidir; inanmakla ilgilidir. 15 Temmuz’u, 28 Şubat’ın devamı gören Perinçek ile bugün yol yürüyen Tayyip Erdoğan, 20 yıl önce bizim ‘ağabey, reis’ diye bildiğimiz Tayyip Erdoğan değil; Rize’nin bunu anlaması lazım.

"Tayyip Bey’e de yazık, Türkiye’ye de yazık"

Bir gün Tayyip Bey, çıksın desin ki, FETÖ, Allah da millet de bizi affetsin’ demişti ya, '15 Temmuz’dan sonra mecbur kaldım, yanlış işler yaptım, işi ehline vermedim’ Bugün ‘Gözüme bakın’ diyen Nureddin Nebati’yi gören bir esnaf, ‘Bu dolar düşecek mi?’ diye düşünebilir mi? Tayyip Bey, ‘Ehliyet ve liyakat sahibi insanlara yeniden imkan tanıyacağım. Bu ülkede demokrasi ve hukuk yeniden gelecek. Adliyede işi olanın adalete güveneceği bir Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz, hakkını helal et ey milletim’ desin.

Bakın Tayyip Bey’in, geçmiş yaptıkları millet nezdinde çok değerlidir. Bugün AK Parti ve Tayyip Bey’i birbirinden ayrı değerlendirmek lazım. Ve böyle bakıldığında, Tayyip Bey’e yine duamız olsun; inşallah bir gün böyle bir şeyi bu milletle paylaşır, yeniden parlamenter demokrasiye dönüşü gerçekleştirir.  

En erken şekilde seçim olsun ve artık 84 milyonun kaderi bir kişinin iki dudağı arasında kalmasın. Bu, Tayyip Bey’e de yazık, Türkiye’ye de yazık.” (ANKA)