Magazin

‘Gazetecilik değil düpedüz terör’

Oyuncu Timuçin Esen’in magazin muhabirleriyle tartışması sonucu başlayan olaylı geceye her kesimden büyük tepki geldi.

10 Ekim 2009 03:00

Oyuncu Timuçin Esen’in magazin muhabirleriyle tartışması sonucu başlayan ve gözaltına alınmasıyla son bulan olaylı geceye her kesimden büyük tepki geldi.

Esen’in yerlerde süründüğü ve başına 6 dikiş atılmasına neden olan olaya en büyük tepkiyi Star Haber Grup Başkanı Uğur Dündar verdi. Olayı “magazinci terörü” olarak nitelendiren Dündar’ın yanı sıra magazin gazeteciliğinin duayen isimleri, sanatçılar ve meslek örgütü temsilcileri de “medya etiğine aykırı bulduklarını” söylediler. Görüşler şöyle:
 
‘Gazetecilik değil düpedüz terör’

Uğur Dündar: Star Haber Grup Başkanı Uğur Dündar önceki akşam yayımlanan Star TV ana haber bülteninde şunları söylemişti:

“Bu görüntüleri utanç duyarak ve tüylerim ürpererek seyrettim. Yapılanın adı magazin gazeteciliği değil, düpedüz terör! Kişilik haklarının yasalarla güvence altına alındığı bir hukuk devletinde, ne sözde magazinciliğin ne de polislerin ünlü olsun olmasın, sadece evine gitmek isteyen alkollü bir insana bırakın bu şekilde davranmayı, ‘Sen ne için alkol aldın?’ diye soru sormaya bile hakkı olmamalı. Kaldı ki bu olayda Timuçin Esen, sadece ünlü olduğu için adeta bir lince maruz kalıyor. Sanırım bu olayın görüntülerini, magazin gazetecilerinin saygın isimleri de benim gibi tüyleri ürpererek seyretmiştir.”

‘Asla etik değil yakıştıramıyorum’

Şenay Düdek (Gazeteci): “Uzun yıllar magazincilik yaptığım için son yapılanları kimse kusura bakmasın ama magazinci arkadaşlara yakıştıramıyorum. Herkesin eğlenme hakkı vardır. Bu adam sarhoş bir vaziyette bir gece kulübünden çıkıyor. Bunu ben de yapabilirim. İnsanları bu şekilde rezil etmeyi magazincilik olarak nitelendirmek çok büyük bir yanlış. Bu hiçbir zaman etik değildir. Tabii ki izin alınacak, çekilecek. Ama sadece muhabirleri değil yöneticileri de suçluyorum. Çünkü o çocuklar akşam işe gittikten sonra sabah gazeteye döndükleri zaman yöneticileri iş istiyor. Ama asparagas, ama masa başı, ama böyle zorunlu işler. Böyle bir gazetecilik yok.”
 
‘Kendini alkole vermiş kişilikler’

Kenan Erçetingöz (Gazeteci): ( gecce.com’da yazdığı “Hamam Böcekli” magazinciler!” başlıklı yazıdan) “(...) Ne oluyor böyle anlamadım? Bunlar, ‘zavallı’, şöhretini kaybetmiş ya da eski şöhretini koruyamamış, aile yapısı bozulmuş, kendini alkole vermiş kişiliklerin davranışları. Levent Kırca gibi bir isim olacaksın. Oya Başar gibi dünya iyisi biri seni boşayacak. Üsküdar Belediye Başkanlığı adaylığını koyacaksın, kaybedeceksin, sonra da gencecik sevgilinle ya da arkadaşınla her neyse yemek yiyeceksin ama ‘çekmeyin’ deyince seni çekmeyecekler! Yok ya. Başka bir arzunuz? (...) Bence Levent Kırca, bu ‘hamam böcekli’ senaryosunu ‘Olacak o kadar’ da gerçekleştirsin, katıla katıla güleriz.
Bir zamanlar genç kızların en sevdiği adam olan Timuçin Esen’in de cebine yılan koydu herhalde magazinciler! Baksanıza kendini yerden yere atmış, polisler yaka paça götürmüş. Ne oluyor kardeşim?
Ahh bu magazinciler. Ne hallere düştüler. Şuraya bak, şamar oğlanı gibi gelen vuruyor, giden vuruyor. Böyle giderse, yakında ipini koparan saldırmaya başlayacak ve kötü durumlar yaşanacak. Benden söylemesi...”
 
‘Öncelikle üzgünüm’

Sinan Tosun (Magazin Gazetecileri Derneği Başkanı): “Halkımızı şiddet olaylarından biraz arındırmak, uzaklaştırmak adına magazin yapmaya çalışıyoruz. Böyle bir şeyin cereyan etmesine aracı olmuşsak, dehşet görüntülerin ortaya çıkmasında hakkımız olmuşsa çok üzgünüm. Magazin gazetecisi olarak her şeyden önce üzgünüz.” Tosun daha sonra düzenlediği basın toplantısında ise “Muhabir arkadaşlarımıza yapılan saldırıları şiddetle kınıyorum. Uğur Dündar’ın bize terörist muamelesi yapmasını, olaya ‘magazin terörü’ denmesini de kınıyoruz” dedi.

‘Eğitimsizler taciz ediyorlar’

Bilal Özcan (Bugün gazetesi Magazin Müdürü): “Gazetecilerin bu şekilde sanatçıyı kışkırtması, ne kadar alkollü olursa olsun, son derece yanlış. Maalesef son zamanlarda gece çalışan bazı magazin muhabirleri ilginç bir yöntemle haber çıkarmaya çalışıyorlar. Sanatçı alkollüyse refleks zayıflığı olabileceğini, doğru davranış sergilemeyeceğini bile bile onun üzerine giderek taciz ediyorlar. Bunun temel nedeni de eğitimsizlik. Bu son derece sakıncalı.”
 
‘İçler acısı bir durum’

Birsen Altuntaş (Milliyet gazetesi Magazin Müdürü): “Hangi işi yapıyor olursak olalım, önce insanız. Timuçin Esen’in yerlerde yuvarlanarak ‘Sarhoşum, sadece evime gitmek istiyorum’ diyerek polise bağırdığı görüntü içler acısı bir durum... Elbette gazeteci haber alma hakkına sonuna kadar sahip, ancak taciz ve tahrik noktasına vardığında bu savunulabilecek bir halden çok uzaklaşıyor. Gelinen noktayı vicdanen onaylayamıyorum.”
 
‘Onaylanmayacak düzeye dönüştü’

Orhan Erinç (Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı): “Haber kaynakları ile magazin gazetecileri arasında yaşanan sürtüşmeler son günlerde kaba kuvvete başvurma gibi onaylanmayacak bir düzeye dönüştü. Magazin gazetecilerinin görevlerini meslek ilkelerini zorlamadan yapmaları, haber kaynaklarının da konumlarının bilincinde olmaları gerektiğini anımsatmak isterim.”
 
‘Böyle bir şeye hakkımız yok’

Selim Akçin (Hürriyet gazetesi Magazin Müdürü): “Kesinlikle özeleştiri yapmalıyız. Görüntüleri dikkatle izlerseniz polis merkezinden çıkışta gazetecilerin lafları var. ‘Adam mı oldun lan!’, ‘Seni bugünlere getiren basına bu yapılır mı?’ diyorlar. Böyle bir şeye hakkımız yok ki bizim. Olacak şey değil.”
 
‘Olaydan utanç duyuyorum’

Ahmet Abakay (Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı):
“Gazeteciliğin yüz karası bir olay olarak değerlendiriyorum. Bu meslektaşlarımızı ne yazık ki savunamaz haldeyiz. Bu olaydan utanç duyuyorum. Şöhretli olsun olmasın hiç kimse zorla konuşmak zorunda değil. Bu, insan hakkıdır. Emniyette, işkence odalarında bile insanlar susma hakkını kullanıyor. Demek ki bunlar parlamento muhabirliği yapsalar bu tutumlarıyla her gün birisi kurşunlanır Ankara’da. Çünkü bütün milletvekilleri tabanca taşıyor. Bu işin karikatürü ama sanatçılar yine de hoşgörülü davranıyor.”
 
‘Sınırın aşıldığını düşünüyorum’

Şirin Sever (Günaydın Yayın Yönetmeni):
“Evet, ben sınırın aşıldığını düşünüyorum. Artık son zamanlarda özellikle televizyon kameraları bunu çok yapıyor. Yakaladıkları ya da rastladıkları ünlülere hayatı dar ediyorlar. Resmen psikolojik işkence yapıyorlar. Hatta alkollüyse o insanlar tacize kadar vardırıyorlar. Gerekçe olarak da ‘Biz işimizi yapıyoruz’ diyorlar. Evet, kötü niyetli olmadıklarını düşünüyorum ama bu iş falan değil çok büyük bir ayıp. Elbette alkollüyse gazeteci çekecek. Sorusunu soracak. Kimse bunu yasaklamıyor, işleri bu. Ama adam alkollü. Peşinden koşmak, yerlerde yuvarlanmasına neden olmak, sokak sokak polislerle onu aramak... ‘İşimizi yaptık’ diyorlar ama bizim işimiz bu değil.”
 
‘Gazeteciler de sınırlarını bilecek’

Gülşen Yüksel (Vatan gazetesi Magazin Müdürü): “Ünlülerin özel hayatı elbette merak ediliyor ve haber yapılması da çok doğal. Ancak burada tartışılması gereken ‘özel hayat’ın nasıl algılandığıdır. Elbette sırf haber çıksın, diye ünlü birini taciz etmek yanlıştır, suçtur, asla kabul edilemez. Ama taciz edilen ünlünün makine kırması, yumruk atması onu haklı çıkarmaz. Bütün bunların yaşanmaması için gazeteci de sınırını bilecek, ünlü isim de tacize uğradığında saldırıp karakolluk olacağına şikâyetçi olacak.”
 
‘Çocuklar da haklı haber isteniyor’

Erdem Kırım (Hello dergisi Genel Yayın Yönetmeni): “Yaşananlar iki taraf için de rahatsız edici. Ama adı çıkmış bazı isimler var. Adları çıkınca gazeteciler de ‘Bu kişilerden iyi iş çıkar’ mantığıyla diğerlerinden daha fazla yükleniyorlar. Çünkü görüldüğü gibi ortalık karışıyor. Herkes de bu olayı konuşur hale geliyor. Mesela Timuçin Esen orada hiçbir şey söylemese herhalde olay bu noktalara gelmeyecek. Bu iş gittikçe çığırından çıkıyor. Şimdi bu çocuklar da haklı. Çünkü yöneticisi ondan bu tür haberler bekliyor.”
 
SANATÇILAR NE DİYOR?

‘Paparazzi gazeteci değil’

Okan Bayülgen: “Avrupa ve Amerika’daki gibi, paparazzi basın mensubu olmaz. Olmasın ki, sanatçı ile paparazzi rahatça dövüşsün. Böylece iletişim mezunu gençler gencecik yaşta, gazeteci olacağım diye paparazzilik gibi laubali haberleri yapmak zorunda kalmazlar. Yakın tarihte Sean Penn paparazziye tekme atmıştı ama altını çiziyorum tekme attığı adam gazeteci değil, paparazziydi. Gazeteci ile paparazzinin artık ayrımının bizim ülkemizde de yapılması gerek.”
 
‘Magazin muhabiri gece ava çıkıyor’

Levent Kırca: “Bu arkadaşlar bir olay yaratma mecburiyetindeler ki o olayla seyircinin dikkatini çekebilsinler. Gece, magazin muhabirleri ava çıkıyorlar. Bu herkesin çok iyi bildiği bir şey. Restoran sahipleri, garsonlar ve taksi durakları var bu işin içinde. Gördükleri tanınmış sanatçıları bir şekilde telefon açıp çağırıyorlar. Küçük menfaatler söz konusu. Orada Levent olabilir, Uğur olabilir ya da Timuçin olabilir. İnsanı taciz etmek suretiyle çıldırtıyorlar. Bu basit bir konu değil, aslında bir sistem sorunu.”
 
‘Provokasyon ne kadar insani?’

Hande Ataizi: “Benim çok sık başıma geliyor. Bir mekândan çıkıyorum. İşlerini yapıp çekiyorlar. Buraya kadar tamam ama saçmasapan, provoke edici soruları bana sormasınlar. Ondan sonra da ‘Bak kadın delirdi, çıldırdı’ diyorlar. Ne zaman Beyoğlu’na gitsem, gazetecilerle yürümek zorunda kalıyorum. Kamera ışığına tinercisi, satıcısı gelip yapışıyor. O zaman da tinerciyi senden uzaklaştırmak yerine ‘Tacize uğradı’ başıklı haber yapıyorlar. Karşılarındakini çıldırtıp provoke edip o şekilde haber çıkarmak ne kadar insani?”