Dünya
Deutsche Welle

Gazetecilere yönelik saldırılar arttı

Almanya'da gazetecilerle yapılan bir araştırma 2016 yılı içerisinde gazetecilerin yüzde 67'sinin sözlü ya da fiziksel saldırıya uğradığını gösteriyor.

02 Mart 2017 21:00

Son zamanlarda gerek sosyal medyada hakaretvari paylaşımlar, gerek çeşitli protestolarda uğradıkları fiziksel saldırılar nedeniyle Almanya'da gazetecilere yönelik şiddetin arttığından yola çıkan Bielefeld Üniversitesi Disiplinlerarası Çatışma ve Şiddet Araştırmaları Enstitüsü ve Medya-Entegrasyon Kuruluşu (Mediendienst İntegration) bu konuda bir araştırma yaptı.

Medyanın farklı alanlarında çalışan 780 gazetecinin yer aldığı araştırma son 12 ay içerisinde gazetecilere yönelik nefret saldırında, yüzde 67 oranında bir arttış olduğunu ortaya koyuyor. İlgili araştırma, ankete katılan gazetecilerin yüzde 46'sının 2016 yılı içerisinde en az bir kez, yüzde 26'sının da birden fazla ya da sürekli saldırıya uğradığını gösteriyor. Aynı şekilde araştırmaya destek veren Alman Gazeteciler Birliği de (dju), medya çalışanlarının üçte ikisinin doğrudan ya da meslektaşlarına yönelik saldırların son bir yıl içinde artığı görüşünde olduğunu belirtiyor. Araştırmada konuyla ilgili raporu bulunan Gazeteciler Birliği, saldırılardan kaynaklı her iki gazeteciden birinin kendini baskı altında hissettiğine işaret ediyor; özellikle röportajlarda, toplantı ya da protestolarda doğrudan saldıraya uğrayan gazetecilerin ciddi sağlık sorunları yaşadığına bu gazetecilerden birinin sözleriyle dikkat çekiyor: "Katıldığım bir protesto gösterisinde uğradığım fiziksel saldırının etkisini hala üzerimde taşıyorum. Yaşadıklarım nedeniyle uzun süredir huzurlu uyku bir uyuyamıyorum. Sürekli kabuslar görüyorum. Korku atakları nedeniyle zaman zaman baygınlık geçirdiğim dahi oldu."

Alman Gazeteciler Birliği ayrıca gazetecilerin sosyal medyada ve online haber yorumları üzerinden de hakaret ve tehditlerle karşılaştıklarının altını çiziyor. Bielefeld Üniversitesi Disiplinlerarası Çatışma ve Şiddet Araştırmaları Enstitüsü'nün araştırması da her beş gazeteciden birinin internet üzerinden tehdit aldığına işaret ediyor.

"Nefret ve öfke doğrudan gazetecilik mesleğine yönelik"

Yine aynı araştırma, şiddete maruz kalan medya çalışanlarının yüzde 75'nin uğradıkları nefret ve öfkenin nedenini, doğrudan gazetecilik mesleği ve onun taşıdığı toplumu aydınlatma görevi olarak gördüğünü tespit ediyor. Bielefeld Üniversitesi Disiplinlerarası Çatışma ve Şiddet Araştırmaları Enstitüsü'nün Müdürü Prof. Dr. Andreas Zick de diğer meslek grupları göz önününde tutulduğunda gazetecilerin, gazetecilik faaliyeti nedeniyle saldırıya uğradığının açıkça görüldüğünü belirtiyor. Zick belirli politik konuların bazı popülist çevrelerce kullanıldığını, toplumda oluşan nefret ve öfkeden ise bu duruma ayna tutan gazetecilerin etkilendiğini şu sözlerle ifade ediyor: "Özellikle mülteciler, İslam ve göç konuları, nefret içeren mesajların veya tehditlerin merkezinde yer alıyor. Bu yüzden gazeteciler ya saldırganların istedikleri doğrultuda yazmak ya da tamamen susmak durumunda kalıyor."

Türkiye ve Erdoğan konularıyla ilgili de araştırma yapılacak

Almanya'da son zamanlarda medyada öne çıkan Türkiye, Erdoğan ve medya özgürlüğüne de değinen Zick, DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada Mart ayında yapılacak yeni bir alan araştırmasıyla bu konuların da gazeteciler ve gazetecilik faaliyetleri üzerinde ki etkilerinin bir rapor halinde araştırmaya dahil edileceğini kaydediyor.

Zick, "Görüyoruz ki son günlerde yurtdışını ilgilendiren bazı konular Almanya'da da ciddi yankı buluyor; tıpkı Trump, 'fake news' ve Erdoğan, Türkiye-Almanya ilişkileri gibi. Özellikle Erdoğan ve Türkiye'deki gelişmelere dair yazı yazan gazetecilerin hakaret içeren mesajlar aldığını bilyoruz" sözleriyle bu hususta ayrı bir araştırmanın gerektiğini vurguluyor.

'Yücel'in tutuklanması gazetecilerin imtihanı'

Bu çerçevede Türkiye'de tutuklanan Die Welt gazetesi muhabiri Deniz Yücel ile ilgili de bir değerlendirme yapan Andreas Zick şunları söylüyor: "Araştırma zaten İslam, Müslümanlar, göçmenler hakkında yazan gazetecilerin büyük oranda ağır hakaret ve nefret saldırılarına maruz kaldığını ortaya koyuyor. Aynı şekilde Deniz Yücel'in tutuklanması da Türkiye hakkında yazan gazetecilerin ne tür bir tehdit altında olduğunu bizlere gösterdi. Bu durum toplum ve siyasetin olduğu kadar aslında gazetecilerin de bir imtihanı. Zira iki ayrı uçlarda yazan gazetecilerin karşılaştığı bu muhalefet, gazetecilik faaliyetlerinin hem önemini hem de yüzleşleşmek zorunda olduğu sıkıntıları tüm açıklığıyla gözler önüne seriyor."

Söz konusu araştırmaya katkı sağlayan Medya-Entegrasyon Kuruluşu (Mediendienst İntegration) dan Dr. Mehmet Ata da, Deniz Yücel'in tutuklanmasından dolayı duyduğu üzüntüyü dile getirerek, araştırmanın işaret ettiği gibi gazetecilerin yaş, cinsiyet ya da göçmen kökenli oldukları için değil doğrudan gazetecilik faaliyeti nedeniyle şiddete maruz kaldıklarının altını çiziyor.

Gazeteciler nefret söylemlerinin cezalandırılmasını talep ediyor

Dr. Mehmet Ata, ayrıca saldırıya uğrayan gazetecilerin daha çok kendi meslektaşlarından destek gördüğünü (%66) ve çalıştıkları kurumdan yüzde 37 oranında destek aldığını ifade ediyor. Ata, araştırmaya katılan gazetecilerin yüzde 80'nin, kendilerine yönelik nefret söylemlerinin sadece kamuoyunda tartışılmasını değil hukuki olarak da takip ve cezalandırılmasını talep ettiklerini vurguluyor.

Mehmet Ata, "Gazeteciler mesleklerini korkusuzca ve özgür bir şekilde yapabilmeliler. Bunun için daha çok desteğe ihtiyaçları var. Ve bu araştırma bizlere onlara hangi noktalarda yardım etmemiz gerektiğini ortaya koydu" diyor.

© Deutsche Welle

Özlem Coşkun / Berlin

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle