Ergenekon Davası'nda tahliye edilen Osman Yıldırım gizli tanık yasası yürürlülüğe girmeden gizli tanık yapıldı.
Gazeteci İlhan Taşcı, bugün çıkan “Gizli Tanıdık” kitabında Ergenekon'dan KCK'ye, üniversiteli gençlerden seçilmişlerin yargılandığı tartışmalı davalarda "gizli"tanıkların nasıl rol oynadığını yazdı.
Kitapta en dikkat çekici ve güncel olan konu ise; Danıştay cinayetinin azmettiricisi olmakla suçlanan Yıldırım’ın Ergenekon savcılarıyla Sincan Cezaevi’nde görüştüğü ve Danıştay cinayetini Ergenekon davasına bağlayan ifadeyi verdiği sırada Türkiye’de henüz gizli tanık yasasının yürürlükte olmaması.
Danıştay cinayeti ve Cumhuriyet'e bomba atılmasından sorumlu tutulan ve ‘Gizli Tanık 9’ olarak isimlendirilen Yıldırım, savcılara verdiği ifaderlerle Danıştay cinayetinin Ergenekon davasına bağlanmasına neden olmuştu. Davanın hem sanığı hem gizli tanığı olan Yıldırım, 12 Mart 2008'de Sincan F Tipi Cezaevi’nde Ergenekon davası savcıları Mehmet Ali Pekgüzel ile Zekeriya Öz’e ifade vererek Ergenekon davasının 'terör örgütü' tanımına sokulmasını sağladı. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 13 Şubat 2008’de Danıştay cinayetinin faili olmakla cezalandırılan Osman Yıldırım’ın ifadesinin alındığı sırada gizli tanık yasası yürürlüğe girmemişti.
Taşcı, “Gizli Tanıdık” kitabında “Gizli Tanık Yasası 27 Aralık 2007 tarihinde Meclis’te kabul edildi. 5 Ocak 2008 tarihinde ise Resmi Gazete’de yayınlandı. Ancak bu yasanın yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor. Çünkü yürürlük maddesinde, yasanın 6 ay sonra, yani 5 Temmuz 2008’de yürürlüğe gireceği yazılıydı. Savcıların gizli tanık sıfatıyla Osman Yıldırım’ı dinledikleri tarihte henüz gizli tanıklık müessesesi Türkiye’de hukuken yoktu! Çünkü savcılar Yıldırım’ın ifadesini 12 Mart’ta aldı. Oysa yasa bu tarihten önce Resmi Gazete’de yayınlanmıştı ancak gizli tanıklık kurumunun yaşama geçmesi için dört ayın geçmesi gerekecekti. Osman Yıldırım’ın gizli tanıklığı bile “yasadışıydı”! diye anlattı.
Yıldırım yalnız değil
İlhan Taşcı yasadışı tanıklık yapan Yıldırım’ın ilk olmadığını şöyle anlattı: Osman Yıldırım bu konuda yalnız değildi. Henüz gizli tanık isimlerinin sayılar ve harflerle sınırlı olduğu günlerde, Gizli Tanık A ve Gizli Tanık B vardı. İki gizli tanığın ifadesi 21 Haziran 2007 tarihinde alınmıştı. Yani bırakınız Gizli Tanık Yasası’nın yürürlüğe girmesini, henüz yasanın taslağı bile ortalıkta yokken bu iki kişi de gizli tanık yapılmıştı.
Gizli tanığın parası polise
İlhan Taşçı “Gizli Tanıdık” kitabında 35 sanıklı Tatvan KCK davasında gizli tanıklık yapan Derman kod aldı kişiye para ödendiği ancak paranın bölgede görev yapan polis memurunun hesabına yattığını yazdı. Taşçı kitabında durumu şöyle anlattı: Gizli Tanık Derman’ın verdiği ifade sırasında harcadığı “emek” ve “mesai” göz önünde bulundurularak Derman’a 500 lira ödenmesi benimsenir. Hadi çokça çaba sarf edip hak etti diyelim, ama paranın gönderilmesinin istendiği hesap numarası da en az istek kadar ilginçtir. Gizli tanığa verilecek paranın Hakkâri Emniyet Müdürlüğü’nde görevli polis memurunun kişisel hesabına yatırılması istenir! Hem polisin sicil numarası, hem de hangi bankanın, hangi şubesine, kaç numaralı hesaba yatırılacağı ödeme emrinde açıkça yazılır.
Taşçı son çıkan kitabında gizli tanıkların her zaman hazır olmadığını, suça ve mekâna göre gizli tanık bulunduğunu yazıyor.
Kâğıthane’de boynuna doladığı puşi nedeniyle şüpheli görülüp mahkûm edilen Galatasaray Üniversitesi Endüstri Mühendisliği 2. sınıf öğrencisi Cihan Kırmızıgül’ün hikayesi bunlardan bir tanesi.
Puşisinden Tanıdım
“Durakta beklerken gözaltına alınan Kırmızıgül’ün molotof attığının delili ise bir gizli tanığın ortaya çıkması ve boynundaki puşiye işaret etmesiydi.”
Taşçı kitabında, Kırmızıgül tutuklandıktan 4 ay sonra hazırlanan iddianamede şunların yer aldığını yazdı: “...Şüphelinin (Cihan Kırmızıgül) üst aramasından elde edilen puşi tabir edilen bez parçasının yapılan incelemesinde; PKK/KONGRA-GEL terör örgütüne müzahir kitle tarafından gerçekleştirilen molotof kokteylli korsan gösteri, araç kundaklama vb. eylemlerde şüphelilerin tanınmamak için yüzlerini kapatmakta kullandıkları puşi olduğu...”
“ İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 25 ay tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılan üniversiteli Cihan Kırmızıgül yargılanırken duruşmaya isimsiz gizli tanık da katılır.Gizli tanık, kendisine kamera aracılığıyla yansıtılan Cihan Kırmızıgül’ü şöyle bir süzer ve “İfademde belirttiğim kişi bana gösterilen kişi değildir. Olay yerine çok yakındım. Hatta orada saçı yanan çocuk benim arkadaşımın çocuğuydu. Şahıslarla yüz yüze geldim. Bu yüzden tanıyorum!” diyerek ifadesini değiştirir.
Gizli tanık ifadesini değiştirir ama mahkeme onun değişen görüşünden pek etkilenmez.”
İlhan Taşçı’nın “Gizli Tanıdık” kitabında yer verdiği örneklerden birkaçı bunlar ancak Taşçı, kitabında;
Gizli tanıklığın ardındaki sır perdesini aralayan kitapta yanıtını bulacağınız kimi sorular şöyle:
- Başbakanın cezaevi arkadaşı gizli tanık, hangi tanıklıklarını anlattı?
- Abdullah Öcalan'ın çocukluk arkadaşı ve karakutusu olan gizli tanık nasıl deşifre edildi?
- Ergenekon ile Danıştay saldırısının birleştirilmesinin dayanağı olan sır görüşme nerede, kimlerin katılımıyla yapıldı?
- Gizli tanığın parası, kimin kişisel hesabına yatırıldı?
- Hangi polis, savcı ve katil gizli tanık oldu?
- Gizli tanık, Ergenekon savcısını neyi açıklamakla tehdit etti?
- Gizli tanık başsavcının odasında kimlerle kadeh tokuşturdu?
- Hem sanık, hem tanık, hem de gizli tanık Osman Yıldırım, Danıştay saldırısı öncesinde kimlerle, neden görüşmek istedi?
- Açık unutulan polis kamerası kimlerin, hangi konuşmasını kaydetti? Gizli tanık olan Cumhuriyet Savcısı, kimler hakkında neler anlattı?
- Cezaevindeki sanığı, savcı nasıl gizli tanık yaptı?
- Dünyanın ilk gizli tanığı kimdi ve neden böyle bir işe kalkıştı?
- Gündüz cezaevinde, gece dışarıda suç işleyen gizli tanık kimleri, neyle suçladı?
- Gizli tanıklarından kaçına saç ektirildi, kaçına parasal yardım yapıldı?
- Ergenekon ile Danıştay saldırısının birleştirilmesinin dayanağı olan sır görüşme nerede, kimlerin katılımıyla yapıldı? Sorularına cevap veriyor…
