İstanbul'da yenilenen Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri, YouTuber Rezo'nun Merkel'in partisini eleştiren videosu ve AP seçimleri Alman basınında öne çıkan yorum konuları.YSK'nin İstanbul'da Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini yenilemesi kararı sonrası Frankfurter Allgemeine Zeitung'da yer alan yorum yaklaşan seçimlere ilişkin şu değerlendirmeyi yapıyor:
"31 Mart İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin yenilenmesi kararı muhalefetteki CHP'nin adayı için kitleleri harekete geçirebilme etkisi doğurdu. Bu durum aynı zamanda AKP'nin yenilenecek seçimlerde işini zorlaştırabilir. Çünkü seçimlerin yenilenmesini doğru bulmayan ve 23 Haziran'da CHP adayını destekleyeceğini beyan eden AKP seçmenleri ve AKP sempatizanları da var. Erdoğan'ın 17 yıllık iktidarın ardından halka yakınlığını kaybettiği izlenimi doğuyor. Parti tabanındaki bir kesimde AKP'nin artık bir reform partisi değil, yasaklar ve adaletsizliklerin partisi haline geldiği şikayetleri duyuluyor... İmamoğlu ise seçim kampanyaları dönemine iktidar gücünün mağduru algısından faydalanarak giriyor. Aynen 2002 yılında olduğu gibi. Recep Tayyip Erdoğan da dönemin siyasi elitlerinin kapatmak istediği partisinin 2002'de iktidara gelmesinde bu mağduriyet algısından yararlanmıştı."
28 üyeli AB'de Avrupa Parlamentosu seçimleri için dört gün sürecek oy verme işlemleri dün başladı. Neue Osnabrücker Zeitung Britanya'nın AB'den ayrılış sürecinin (Brexit) gölgesinde gerçekleşen seçimlere ilişkin şu değerlendirmeyi yapıyor:
"Avrupa Birliği'nden çıkmak isteyen Britanyalılar Avrupa Parlamentosu seçimleri için açılışı yaptı. Ne büyük bir absürdlük. Bu durumun iyi ancak çılgın bir yönü de var: Brexit draması tüm dikkatleri Avrupa seçimlerine yöneltti. Euro krizi, dış göçe ilişkin tartışmalar ve Brexit Avrupalılara devletlerin aslında ne kadar iç içe olduğunu gösterdi. Avrupa politikası aynı zamanda iç politika meselesidir. Ve Avrupa rastgele yan yana gelenlerden oluşmuş kader ortaklığı değildir, aksine geleceğin sorunlarını birlikte çözebilmek için bilinçli olarak bir araya gelmiş bir devletler birliğidir. Her beş yılda bir insanların bu duruma meşruiyet kazandırma şansları vardır. Onlar bu şanslarını kullanmalıdırlar."
Almanya Başbakanı Angela Merkel ve partisi Hristiyan Demokrat Birlik'i (CDU) eleştiren bir YouTube videosu 7 milyon izleyiciye ulaştı. Rezo takma adını taşıyan bir YouTuber'ın hazırladığı videoda parti iklim değişikliğiyle mücadeleyi savsaklamak, dijital telif hakları konusunda yetersiz kalmak, savaş suçlarına ortak olmakla suçlanıyor. CDU Genel Başkanı'nın "her şeyden biz sorumluyuz" şeklindeki ironik dili tepki çekmiş, ardından parti Youtuber'ı görüşmeye davet etmişti. Schwäbische Zeitung konuya ilişkin yorumunda şu değerlendirmeyi yapıyor:
"CDU'nun yayınlanan videoya verdiği tepkiyle utanç verici bir duruma düştüğü doğru. Görmezden gelmek, en iyisi olmasa da, bir seçenek olabilirdi. Kısa, ciddi bir yorum yapmak da ayrı bir seçenek. İçeriğe ilişkin önce alay edip, sonra da barışmak için el uzatma stratejisini izlemek ise, pek inandırıcı değil. Bu yaklaşım iklim koruma ya da dijital içeriklerin telif hakları konusunda sokağa çıkıp eylem yapan pek çok gencin, siyasetin onların çok uzağında olduğu yönündeki inançlarının kuvvetlenmesine neden oluyor."
Straubinger Tagblatt gazetesinde yer alan aynı konuya ilişkin yorumda siyasilerin gençlerin eleştirilerine daha duyarlı olmaları gerektiği ifade ediliyor:
"Rezo'nun videosu ya da Gelecek için Cumalar (Fridays-for-Future) hareketi farketmez, sadece CDU değil, siyasiler eleştiriyi ciddiye almıyor. Hoşnutsuzluklardan haberdar oluyor, kendi aralarında övgüleri dile getiriyor ve gündemde yer alan diğer konulara geçiyorlar. Gençlerin sinirini bozan ve tarafları birbirinden uzaklaştıran, tam da bu siyaset yapma şekli. Her ne kadar arada sırada can sıkıcı olsa da siyasiler genç jenerasyonlar için önemli görülen taleplere ilişkin olarak esaslı bir tartışma yapmalı."
MY,BK
© Deutsche Welle Türkçe