Gündem

FÜZE SAVUNMA SİSTEMLERİ BRÜKSEL'DE ELE ALINACAK  ANKARA (A.A)

13 Ekim 2010 17:50

-FÜZE SAVUNMA SİSTEMLERİ BRÜKSEL'DE ELE ALINACAK  ANKARA (A.A) - 13.10.2010 - Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, füze savunma sistemleri konusunun Brüksel'deki NATO dışişleri ve savunma bakanları toplantısında da ele alınacağını belirterek, "İttifak sistemi içinde, ortak bir strateji etrafında neler yapılabileceğini birlikte değerlendiririz" dedi. Davutoğlu, dün Ankara'ya gelen Sudan Dışişleri Bakanı Ali Ahmed Karti ile ortak basın toplantısı düzenledi. Füze savunma sistemleriyle ilgili bir soruya karşılık Davutoğlu, bu konu hakkında NATO içinde müzakereler yürütüldüğünü, bu gece ya da yarın sabah NATO toplantısı için Brüksel'e gideceğini belirtti. Davutoğlu, "Bu konu orada da ele alınacak ve İttifak sistemi içinde, ortak bir strateji etrafında neler yapılabileceğini birlikte değerlendiririz" dedi. Bakan Davutoğlu, Sudan'ın önemli bir dönemden geçtiğini belirterek, "Bugün Sudanlı kardeşlerimizin ve Afrikalı komşularının erdemli ve teenni ile hareket etmesi gereken bir dönemde yaşıyoruz" dedi. Sudan'ın Doğu, Kuzey ve Güney Afrika'ya uzantıları olan ve son derece önemli, bütün Afrika'yı etkileyebilecek bir ülke olduğuna işaret eden Davutoğlu, Karti'den, Sudan'daki son gelişmelerle ilgili çok ayrıntılı bilgi aldığını ve bu sürecin barışçıl devamı için yapabilecekleri hakkında fikir alışverişinde bulunduklarını kaydetti. -İNSANLIK BARIŞI DEMEK  Toplantıda bir gazetecinin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Dimitris Hristofyas'ın "Gazi Mağusa'da bulunan Maraş bölgesinin denetiminin Türkiye'den BM'ye geçmesi halinde, Mağusa limanına AB ile birlikte ticaret yapılmasına yeşil ışık yakabiliriz" dediğini hatırlatarak, bunu nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine Davutoğlu, bu konuda Türkiye'nin tutumunun ilkesel ve net olduğunun altını çizdi. Bakan Davutoğlu şunları kaydetti: "Maraş konusu genel müzakereleri ilgilendiren bir konudur. Dolayısıyla bunun AB'nin zaten yükümlülüğü olan, doğrudan ticaret tüzüğü Avrupa Konseyinde onaylanmış bir konuyu Maraş'la denkleme oturtmak doğru değil. Biz Kıbrıs'ta son derece iyi niyetli olarak, orada yürüyen müzakereleri destekliyoruz ve güçlü bir siyasi irade olması durumunda kısa zamanda çözüm olacağına olan inancımızı da sürdürüyoruz. Ancak Rum tarafı maalesef Türk tarafının bütün iyi niyetine rağmen konuyu zamana yayıyor. Bir takvim oluşmasına karşı çıkıyor. Türk tarafının getirdiği yaratıcı önerileri tartışmak yerine, konuyu başka yönlere çekmeye çalışıyor. Biz kapsamlı çözüm için daha yoğun şekilde çaba sarf edilmesine önem veriyoruz." Doğrudan ticaret tüzüğü ve Gazi Mağusa'nın açılmasının bir AB yükümlülüğü olduğunu kaydeden Davutoğlu, 2004 yılında AB tarafından alınan bu kararın uygulamaya geçmesini bekledikleri söyledi. Davutoğlu, "Kıbrıs Türk tarafının haksız ambargolarla cezalandırılmasına izin vermeyiz ve meşru görmeyiz. Maraş ise kapsamlı çözümlerle ilgili bir husustur" ifadelerini kullandı. Sudan Dışişleri Bakanı Ali Ahmed Karti'yi Türkiye'de ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu ifade ederek başlayan Davutoğlu, Türkiye ile Sudan arasındaki ilişkilerin köklü tarihi geçmişe sahip olduğunu, bu köklü ilişkilerin bugün de en kapsamlı şekilde devam ettiğini söyledi. Türkiye'nin Sudan'ın refahını istikrarını ve bütünlüğünü gerek Afrika, gerekse tüm dünya istikrarı açısından önemli bir unsur olarak gördüğünü kaydeden Davutoğlu, Sudan'ın bütün özellikleriyle küçük bir Afrika gibi olduğunu ve stratejik öneme sahip bulunduğunu bildirdi. "Son dönemde Sudan'da yaşanan gelişmeler hem kardeş Sudan halkı için hem Afrika istikrarı için hem de dünya barışı için büyük bir önem taşımaktadır" diyen Davutoğlu, bu süreçte Türkiye'nin siyasal görüşlerine bakmaksızın Sudanlıların yanında olmaya devam edeceğini belirtti. -SORULAR- Sudan'ın referandum sonrası ikiye ayrılması durumunda Türkiye'nin tutumunun ne olacağının sorulması üzerine Davutoğlu, Sudan'da kapsamlı bir barış anlaşması çerçevesinde bir yol haritası olduğunu belirterek, bunun barışçıl şekilde uygulanmasının önemine dikkat çekti. Türkiye'nin her zaman Sudan'ın birliğinden yana olduğunu kaydeden Davutoğlu, Güney Sudan'ın referandum sonucu ayrılması durumunda herkese düşen görevi, "Bu ayrılan iki entitenin dostça bir arada yaşamasını temin için gerekli siyasi, ekonomik ve kültürel tedbirleri almak" olarak tanımladı.  Sudan'ın birlikte veya ayrı olarak devam etmesi durumunda da Türkiye'nin aktif desteğini alacağını ifade eden Davutoğlu, her iki durumda da Sudanlıların barışı, refahı ve istikrarı için elinden gelen tüm gayreti göstereceğini bildirdi. "İstiyoruz ki siyasal ayrılma olsa bile ekonomik, kültürel ve sosyal birliktelik devam etsin" diyen Davutoğlu, Türkiye'nin Güney Sudan'daki başkonsolosluğunun büyükelçiliğe dönüştürülmesi durumunda, bu büyükelçiliğin kardeş ülkeler arasındaki barışı temin etme çabası içinde olacağını belirtti. Vizelerin neden sadece diplomatik pasaportlara kaldırıldığına ilişkin soruya ise Davutoğlu, kendilerinin iki ülke arasında vizelerin tamamen kaldırılmasını arzu ettiklerini, ancak yürütülen teknik hazırlıkların kısa sürede tamamlanacağını kaydetti. Davutoğlu, Osmanlı döneminden kalma Sudan'da çok sayıda Türk bulunduğunu ve çok sayıda Osmanlı eserinin varlığının bilindiğini ifade etti.