AKP iktidarının yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna verdiği tepki, AB ile ilişkileri geriyor. AB Komisyonu’nun Genişleme ve Avrupa Komşuluk Siyaseti’nden sorumlu üyesi Stefan Füle’nin, “Üyelik müzakerelerini dondurabiliriz ama bunu istemiyoruz.” dediği öğrenildi.
Selçuk Gültaşlı’nın Zaman’da yer alan haberine göre, Füle, 3 konuda AB’nin endişeli olduğunun altını çizdi: Emniyet’teki kitlesel görevden almalar, bazı savcıların dosyalardan el çektirilmeleri ve yargıya ilişkin gündeme getirilen kanuni düzenlemeler.
Salı günü Avrupa Parlamentosu Türkiye Dostları Grubu ile bir araya gelen AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle, yolszuluk ve rüşvet operaryonlarının ardından yaşanan gelişmeler nedeniyle müzakerelerin dondurulabileceğini ancak bunu istemediklerini, zira bir defa süreci dondurduktan sonra tekrar başlatmanın çok zor olacağını söyledi.
Sekiz milletvekili ve çok sayıda bürokratın katıldığı toplantıda Füle, 2014’ün Türkiye için iyi başlamadığını, 17 Aralık operasyonunun “son derece karmaşık bir yolsuzluk soruşturması” olduğunu kaydetti. AB kaynakları, Füle’nin hükümetin yolsuzluk soruşturmalarına tepkisinin Kopenhag Siyasi Kriterleri başta olmak üzere, kuvvetler ayrılığı ve yargının bağımsızlığına zarar verdiğini vurguladığını ifade etti.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile AB Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nu Strasbourg’a kendisinin davet ettiğini belirten Füle, Bozdağ’ın gelemediğini belirtti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’la da telefonda görüştüğünü kaydeden Füle, 3 konuda AB’nin endişeli olduğunun altını çizdi: Emniyet’teki kitlesel görevden almalar, bazı savcıların dosyalardan el çektirilmeleri ve yargıya ilişkin gündeme getirilen kanuni düzenlemeler.
Füle, siyasî krizin Türkiye muhaliflerince kullanılmamasına dikkat edilmesi gerektiğini ifade ederken, görüşmede bulunan milletvekilleri Cumhurbaşkanı Gül’ün “elinin kuvvetlendirilmesi” hususunda mutabık kaldı.
Merkez sağ, görüşmeleri askıya almayı talep edecek
Füle ile görüşmeye katılan Avrupa Liberal ve Reform Partisi Başkanı Sir Graham Watson, merkez sağın önümüzdeki günlerde müzakerelerin askıya alınmasını talep edebileceği, bu talebe merkez soldan da destek gelebileceği uyarısı yaptı.
AB kaynakları, Gül’ün geç de olsa müdahalesinin çok olumlu değerlendirildiğini ancak HSYK’nın iktidarın istediği şekilde kanunlaşması durumunda ‘hukukun üstünlüğü’ ve ‘kuvvetler ayrılığı’ ilkesinin rafa kalkacağı konusunda Brüksel’de ittifak olduğuna dikkat çekiyor.
AB, 16-17 Aralık 2004 Zirvesi’nde Türkiye ile müzakereleri başlatma kararı aldığında müzakerelerin hangi şartlar altında askıya alınabileceğini detaylandırmıştı. Türkiye ile müzakerelerin usulünü düzenleyen 23. paragraf, “AB’nin üzerine inşa edildiği hukukun üstünlüğü, temel hürriyetler, insan haklarına saygı ve özgürlükler ilkelerinin ciddi biçimde ve sürekli şekilde ihlal edilmesi durumunda” müzakerelerin Komisyon’un kendi inisiyatifi ya da üye ülkelerin üçte birinin talebiyle askıya alınma teklifinin yapılabileceğini karara bağlıyor. Teklifin üye ülkelerden müteşekkil Konsey’de nitelikli çoğunluğa göre oylanacağı ve karardan önce aday ülkenin de dinleneceği kaydediliyor.
