Eski Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora ''Türkiye'nin, Suriye halkının özgürlük hareketine destek olması, halkın yanında durması minnetle anılacaktır'' dedi ve Lübnan'da yaşanan son olayların saptırılmak istendiğini düşündüğünü dile getirdi.
''Dünya Politika Forumu''na katılmak üzere geldiği İstanbul'da konuşan Sinyora, Trablus'taki son çatışmalarla ilgili kamuoyunun yanlış yönlendirilmek istendiğini söyledi. Sinyora, şunları kaydetti:
''Trablus'ta bir grup tarafından çıkarılan çatışmaya çok daha fazla anlam yükleyerek, sanki Lübnan'da radikalizm baskın siyasi unsur haline gelmiş, El-Kaide üs kurmuş gibi göstermek istiyorlar. El-Kaide'nin Suriye'ye uzandığı ve Suriye'de meydana gelenler El-Kaide'nin işiymiş gibi göstermek istiyorlar. Ben bu çizilmek istenen resmin kesinlikle gerçekle uyuşmadığını belirtmek istiyorum. Trablus'ta ve Suriye'de yaşananları böyle izah etmek kesinlikle doğru değildir.
Bazıları da kamuoyunun gözünü Suriye'den Lübnan'a çevirmek ve Lübnan'da güvenlikle ilgili bir sorun meydana getirmek istiyor. Bu vesile ile dünya kamuoyuna, 'istikrar ve terör arasında bir seçim yapın' mesajı vermek isteniyor. Halbuki Suriye'de insanların istediği, şerefli ve özgür bir yaşam sürmek, anayasal düzen oluşması, insan haklarına saygı gösterilmesi ve iktidarın barışçıl yolla el değiştirmesidir.''
'Esed reform fırsatlarını kaçırdı'
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esed'ın ise halkın taleplerine cevap verme konusunda eline geçen fırsatları değerlendiremediğini söyleyen Sinyora, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Beşar Esed iktidara geldiği tarihten itibaren birçok demokratik reform fırsatını kaçırdı. Son 15 aydır bu durum daha da belirginleşti. Esed, olaylar başladığında gerçek bir reform eğilimi göstermiş olsaydı ve halkının özgürlük taleplerini ciddiye alsaydı olaylar bu hale gelmezdi. Suriye yönetimi, insani istekleri şiddetle bastırma yolunu seçti. İnsan hayatını, halkın özgürlük hakkını hiçe sayarak çözümün önünü tıkadı.''
Lübnan'ın demokratik bir ülke olduğunu belirten Sinyora, ülkesinde insanların istediği konuda görüşlerini ifade edebileceğini vurguladı.
Lübnan Hizbullah'ın konumu
Suriye ve Lübnan Hizbullahı arasındaki, Hizbullah ve İran arasındaki karşılıklı işbirliğinin tarafların yetkililerinin ağzından sık sık dillendirildiğini kaydeden Sinyora, Hizbullah'a bakış açısını şu cümlelerle ifade etti:
''Biz demokrasi, ulusal birlik konusunda hassasız. Lübnan'da Hizbullah'ın silah kullanmasından kaynaklanan bir sorun var. Bu silah başlangıçta İsrail'e karşı yöneltilmişti ve 2000 yılına kadar İsrail işgalindeki Lübnan topraklarının özgürleştirilmesi noktasında önemli başarılar elde etti. Ancak daha sonra bu silah, iç politikada belirli bir grup için diğer gruplar karşısında güç unsuruna dönüşünce sorun ortaya çıktı.''
Türkiye ve 'Arap Baharı'
Türkiye ve Arap ülkelerinin kültürel, ekonomik ve siyasi alanlarda müşterek çıkarları olduğunu belirterek, Arap dünyasındaki demokratikleşme çabalarının desteklenmesi gerektiğine dikkati çeken Sinyora, ''Türkiye'nin, Suriye halkının özgürlük hareketine destek olması, halkın yanında durması minnetle anılacaktır'' dedi.
Hem ''Arap Baharı''nı, hem de Suriye'de yaşananları özgür düşünce ortamının oluşturulması, halkların kendi geleceğini tayin iradesi, anayasal kurumların geliştirilmesi ve demokratikleşme talepleri ile ilişkilendiren Fuad Sinyora, ''Artık tek bir kişi, aile ya da partinin iradesi üzerine bina edilmiş siyasi sistemlerin ayakta kalması mümkün değildir'' diye konuştu.