Yanan barikatlar, ateşe verilen araçlar, taş atan maskeli göstericiler… Kapitalizm karşıtı Blockupy hareketinin çağrısıyla Avrupa Merkez Bankası'nın Frankfurt'taki yeni merkez binasının açılışını protesto etmek amacıyla düzenlenen protestolarda polisle göstericiler arasında çatışma çıktı. Polis tazyikli su, göz yaşartıcı gaz ve coplarla göstericileri dağıtmaya çalışırken, çıkan olaylarda en az 200 kişi yaralandı. Polisin verdiği bilgilere göre, öğle saatlerine kadar 91 güvenlik görevlisi yaralandı. Olaylarda 15 göstericinin gözaltına alındığı, 350 göstericinin ise kimlik kontrolüne tabi tutulduğu bildirildi.
Polis, toplam 3 bin göstericinin güvenlik çemberindeki Avrupa Merkez Bankası binasının bulunduğu alana girmeye çatlığını fakat durdurulduğunu açıkladı. Blockupy hareketine göre ise protestolara bini yabancı ülkelerden olmak üzere 6 bin kişi katıldı.
Blockupy: Çok farklı bir gösteri hayal etmiştik
Gösterilerin düzenlendiği Frankfurt savaş alanına dönerken, gün boyunca ulaşımda aksamalar yaşandı, çok sayıda dükkan kepenk açamadı. Blockupy hareketinin organizatörleri çıkan şiddet olayları ile arasına kesin bir mesafe koydu. Hessen eyaleti Sol Parti milletvekillerinden Ulrich Wilken, şiddet olaylarının ‘çok üzücü' olduğunu söyledi. Organizatörler, gösterileri çok farklı bir şekilde hayal ettiklerini dile getirdi.
Siyasetçilerden sert tepkiler
Gösterilerdeki şiddet olaylarına Alman siyasetçiler de tepki gösterdi. Ekonomi Bakanı Sigmar Gabriel, “Avrupa Merkez Bankası'nı sorumlu tutmak, kurumun Avrupa'nın birliği için neler yaptığının tam olarak anlaşılmadığını gösteriyor” derken, Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble, “Hiç kimsenin itfaiye ve polis çalışanlarının canını tehlikeye atmaya hakkı yoktur” dedi.
Yeşiller Eşbaşkanı Simone Peter de “Avrupa Merkez Bankası Avrupa'ya zarar veren tasarruf politikasında sorumluluk sahibidir. Ancak biz bununla siyasi yöntemlerle mücadele etmek istiyoruz, şiddetle değil” dedi.
Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi ise binanın açılışında yaptığı konuşmada, geçen kriz yıllarında çok sayıda kişinin gelir ve refah kaybına uğradığını belirtti. Avrupa Birliği'nin kurum olarak krizde merkezi bir rol oynadığını söyleyen Draghi, Avrupa Merkez Bankası'nın da bu nedenle hüsran içindeki kişilerin hedefi haline gelmiş olabileceğini söyledi. Draghi, “Muhtemelen bu suçlama adil değil. Zira bizim yaklaşımımız da tam olarak bu ekonomik şokları yatıştırmaya yönelikti” diye konuştu.