Dünya

Foreign Policy: Erdoğan'ın hoşgörüsüzlüğü Türk medyasını zorluyor

Ünlü uluslararası politika dergisi Foreign Policy, Türkiye’deki gazeteci tutuklamalarını 'Türkiye’nin gazetecilere savaşı' başlığıyla değerlendirdi.

23 Aralık 2011 02:00

T24- Ünlü uluslararası politika dergisi Foreign Policy, Türkiye’deki gazeteci tutuklamalarını “Türkiye’nin gazetecilere savaşı” başlığıyla değerlendirdi. Makaleyi kaleme alan Suriyeli asıllı Amerikalı gazeteci Alia Malek, “Başbakan Erdoğan hükümetinin fikir ayrılıklarına karşı tahamülsüzleştikçe, medya eleştirel sesin susturulma çabalarına göğüs geriyor” dedi. Haberin görselinde de 20 Aralık’ta gözaltına alınan Fransız Haber Ajansı AFP’nin foto muhabiri Mustafa Özer’in fotoğrafı kullanıldı.

Alia Malek’in Foreign Policy’de dün (22.12.2011) yayımlanan makalesindeki bazı noktalar şöyle:




“Gazeteci Ahmet Şık ve Nedim Şener’in terör davaları İstanbul’da 22 Kasım’da başladı. Kaderlerini belirleyecek mahkemenin dışındaysa, beklenenden çok daha az, bir avuç meslektaşları bir araya geldi.”

 “Şık ve Şener’in tutuklanmalarının Türkiye için bir anormallik değil, şu an 76 gazetecinin cezaevinde” diyen Malek,  20 Aralık’ta daha fazla gazetecinin Kürt militanlarıyla bağlantılı oldukları suçuyla gözaltına alındığını yazdı.

Gazetecilerin yanında Erdoğan hükümetinin avukatları, akademisyenleri ve öğrencileri de terörle ilişkili nedenlerle hapsettiğini, ancak bu tutuklamaların Türklerin vicdanlarını henüz şok etmediğini söyleyen Malek,  Erdoğan’ın Ekim ayında medya patronlarıyla ve yöneticileriyle yaptığı görüşmeyi de yazdı:

“Erdoğan’ın Ekim ayında Kürt meselesi hakkında yayınlarıyla ilgili medya patronları ve yönetecilerle kapalı kapılar ardında buluştu.  PKK’nın propoganda aracı olmamaları için onları uyardı. Toplantıdan neredeyse hemen sonra 5 büyük Türk haber ajansı “yetkili makamların yayın yasaklarına uyum sağlayacaklarına dair ortak bildiri yayımladı. Sınır Tanımayan Gazeteciler gelişmeyi “rahatsız edici” ve “bilgi özgürlüğüne ciddi bir tehdit” olarak değerlendirdi. “

“Şık ve Şener duruşmasında karar beklerken bir sonraki duruşmanın 26 Aralık’a ertelenmesi üzerine Kürt kampanyacılarla mülakatları yasaklanmasına itiraz ettikten sonra NTV’deki işini kaybeden Banu Güven, ‘Her şeyi kendi kontolü altında tutmak isteyen bir hükümetiniz varsa özgür bir basın olamaz’ derken aynı kanaldan ayrılan Vatan yazarı Ruşen Çakır da ‘Türkiye’de medya eskiden de Türkiye’nin bütünlüğü ve güvenliği gerekçesiyle sınırlandırılmıştı. Şimdi ise ‘ileri demokrasi’ adı altında taciz ediliyor’ dedi”