İstanbul Büyükçekmece'deki Fırat Plastik'te 2 bin işçi, günde 12 saat çalıştırıldıklarını ve izin haklarını da kullanamadıklarını söylediler. İşçilerin sadece 15 günde bir vardiya dönüşleri sırasında izin yapabildikleri de öne sürüldü.
Evrensel gazetesinden Vedat Yalvaç'ın haberi şöyle:
Yalnızca 15 günde bir vardiya dönüşümleri sırasında dinlenebilen işçiler, “Pazar sabah 07.00’de eve geliyoruz, pazartesi sabah saat 07.00’de yine işbaşı yapıyoruz. Yani hiç tatil yapmış olmuyoruz. Sabah eve gelince akşama kadar uyuyoruz zaten” diyerek tepki gösterdi. İşçiler çocuklarına da vakit ayıramamaktan yakınıyor: “Ailemize vakit ayıramadığımız gibi onları bir de mağdur ediyoruz.”
Fırat Plastik 1972 yılından beri plastik inşaat malzemeleri alanında, işçilerin deyimiyle plastiğin “P”siyle alakalı her şeyi üretiyor. Geçtiğimiz kış daralma gerekçesiyle işten atmaların da yaşandığı fabrikada 2015 yılı itibariyle 1900 işçi çalışıyor. “Eskiden böyle değildi” diyerek çalışma koşullarının her geçen gün ağırlaştığını anlatan işçiler, şunları dile getirdi: “Geçmiş yıllarda işçiler fabrikaya sendika getirmeye çalışıyor. Bunun üzerine harekete geçen patron sendikalaşmaya öncülük eden tüm işçileri işten atıyor. Üstüne bir de ‘Sendikanın size sağlayacağı tüm kazanımları ben vereceğim’ diyor. 4 sefer 17 günlük yevmiye veriyor. Yarım ton kömür parası. Her ay aşağı yukarı 50 liralık erzak veriyor. Ama zamanla da bunları peyder pey geri almaya başlıyor. Mesela eskiden pazar günü çalışmak zorunlu değildi. Yeni yeni kurallar çıktı. Her gün 4 saat fazla mesaiye kalmak zorunlu. Her yılın başında ‘Kendi isteğimle fazla mesaiye kalıyorum’ yazılı kağıt imzalatıyorlar. Zaten itiraz edemiyorsun. İşin olduğu zaman izin alabiliyorsun yalnızca. Ancak onu da sık sık alamıyorsun. Bir otokontrol var. Muhasebede belli oluyor. Bakıyor 3-4 sefer izin almış hemen şefine bildiriyor. Bu yüzden işçi izin alamıyor.”
Makineler hiç durmuyor
30 yıldır pek çok işte çalıştığını söyleyen bir işçi, çalışma koşulları bakımından Fırat Plastik’in bugüne kadar çalıştığı en kötü yerlerden biri olduğunu ifade etti. Bazı bölümlerde işçiler günde 25-30 ton hammaddeyi kaldırıp dökmenin, bazı bölümlerde boya nedeniyle oluşan kirli havanın zorluğunu yaşıyor.
İşçiler, “Havalandırma falan var ama ne kadar olsa da sağlıklı değil” diye konuştu. 40-50 kadın işçinin çalıştığı bölümde ise paketleme yapılıyor. Onlar da verilen sayıyı yetiştirmenin stresini yaşıyor. “Bazı işçiler seri yaptığı için 3 dakika dinlenebiliyor” diyen bir başka işçi, şöyle devam etti: “Ama çoğu işçi de yetiştiremediği için hiç dinlenmeden 12 saat boyunca çalışıyor. Makineler hiç durmuyor zaten. Bir grup gidip yemeğini yiyip geliyor sonra diğer grup gidip geliyor. 8 saat çalışmanın ardından kahvaltı türü bir şeyler veriyorlar. Onu yiyip yine işimizin başına dönüyoruz.”
Fabrikada sigara içmenin, telefon taşımanın yasak olduğunu söyleyen işçiler şöyle konuştu: “Bir ara sigarayı tamamen yasakladılar. Telefon da yasakladılar. Bölümlere girerken arama yapıyorlardı. Daha sonra baktılar amir geldiğinde işçiler sigarayı hammaddenin içine atıyor gevşek bıraktılar. Şimdi göz yumuluyor. Arama yok.”
Sosyal hayatımız sıfır
Sosyal hayatlarının kalmadığını söyleyen bir başka işçi, “Gündüz vardiyasına gittiğinde akşam geldiğinde varsa bir aktivite oraya vakit ayırıyorsun. Çoğu onu da yapmaz da. Çünkü onun için de imkanının olması lazım. Maddi durumun kötüyse, araban yoksa bir yandan borç yükü öbür yandan yorgunluk bir şeyler yapmana imkan olmuyor. Bazı işçiler yapmaya çalışıyor. Evden işe işten eve” dedi. Çocuklarına yeteri kadar vakit aramamaktan yakınan işçi şöyle devam etti: “Hafta sonu evde kalıp çocuklarla bir şey yapamadığımız gibi onları da mağdur ediyoruz. Haftada bir gün evde kalıyorlar. Ben uyuyayım diye sessiz oluyorlar. Komşun misafirliğe gelecek ben uyuyorum diye gelemiyor. Bunları yapacaksan daha az uyuman gerekiyor.”
Birlik olunca kazanım elde ediliyor
2006’da verilen yüzde 6’lık ücret zammına tepki göstererek eylemler yapan ve yüzde 18’lik ücret zammı alan işçiler, birlik olunması durumunda benzer kazanımların elde edilebileceğine dikkat çekti. O günleri aktaran işçiler bu birliği nasıl sağladıklarını şu sözlerle anlattı: “Bütün ustalar birlik oldu. Biz işçilere söylediler. Üretim durdu. Başımızda ustaların olması büyük bir avantaj oldu. Makineler çalışır halde bırakılarak dışarı çıkıldı. Bir gün hiç işe gelmedik. Bir hafta yaptık bu eylemleri. Şok oldular. Nasıl organize oldular diye. Ustaların çok büyük etkisi oldu tabi ki.” Bu eylem sonrasında patronun fabrikada çalışanları 3 taşeron firma altında böldüğünü belirten işçiler, koşulların değişmesi için öncelikli olarak bu dağınıklığa son vererek birlik olmaları gerektiğini vurguladı.
Herkes borçlu kimse ses çıkaramıyor
Fabrikada borçlu olmayan neredeyse yok. Bu nedenle hak arayışının da çok zayıf olduğunu aktaran işçi, “Bir taraftan borçlu için iyi bir yer. Yeni giren bir işçi 1400 lira ücret alıyor ancak mesailerle bu ücret 2800-2900’ü buluyor. Mesai ücreti pazar günü yüzde 100, diğer günlerde ise yüzde 50 zamlı. Bu yüzden işçiler başıma bir şey gelirse ne yaparım korkusu yaşıyor. ‘Kredi borcunu nasıl öderim? Faturaları nasıl öderim?’ kaygısı taşıyor. İnsanlar o yüzden tepki göstermiyor” dedi. Fabrikada diğer illerden getirilip çalıştırılan işçiler de var. Fabrikanın yanında yaptırılan evlerde kalan bu işçiler, ikramiye ve erzak yardımı alamıyor. Diğer ihtiyaçlarını ise fabrika karşılıyor.
"El atmadığı iş kalmadı"
“Boğaz geçiş projesi”, “Asrın projesi Kıbrıs”, “Libya projesi”, “Entegre pencere üretim projesi” gibi büyük projelere imza atan Fırat Plastik, 5 bini aşan ürün çeşidine sahip. Fabrika ayrıca 72 ülkeye ihracat yapıyor. “El atmadığı iş kalmadı” diyen bir işçi şunları söyledi: “Bu kadar hızlı büyüyen başka bir fabrika görmedim ben. Sürekli inşaat yapıyor. Sürekli arazi alıyorlar. Balıkesir’de araziler almışlar. Tarım yapıyorlar. Hayvan bakıyorlar. Çorlu’da yeni bir fabrika açtı. Orada ve burada bir geri dönüşüm fabrikası vardı zaten.”