Financial Times, ABD yönetiminin İran'a yönelik ambargoları yeniden yürürlüğe koymasıyla birlikte, Tahran'daki havayı yansıtmaya çalışan bir habere yer veriyor. "Parasız İranlılar 'yolsuzluklara bulaşmış' rejimi lanetliyor" başlıklı haberde "ekonominin kötü yönetildiği algısıyla, halk arasındaki öfkenin büyüdüğü" söyleniyor.
Tahran mahreçli izlenim haberinde, et, sebze ve meyvenin toptan ucuza satın alındığı kentteki belediye pazarlarının uzun kuyruklarıyla meşhur olduğu, ancak bu kez çok az müşterinin bulunduğu belirtiliyor.
Artan fiyatlar düşük gelirli ailelerin geçimini zorlaştırırken, müşterilerin sadece günlük ihtiyaçlarını almaya çalıştığı söylenirken, orta yaşlı bir kadının aldığı marul ve lahananın parasını ödediği sırada "Tanrı bu rejimin ve yolsuz yöneticilerin belasını versin. Kendi çocuklarını ABD'ye ve Kanada'ya gönderirken bizi her geçen gün daha da yoksullaştırdılar" dediği aktarılıyor.
Böyle şikâyetlerin sık sık duyulmaya başlandığını söyleyen Financial Times, bu durumun ABD yeni ambargolar koyarken, İslam cumhuriyetinin içeride karşılaştığı baskıları gözler önüne serdiğini ifade ediyor.
'Siyasilere öfke büyüyor'
Gazete resmi rakamlara göre yılbaşından bu yana gıda fiyatlarının yüzde 50 arttığını ve bu tablonun İranlıların ekonomide kötü yönetim ve yolsuzlukla suçladığı siyasi liderlere duydukları öfkeyi arttırdığını söylüyor.
Haber şöyle devam ediyor;
"Uzmanlar halk ve rejim arasındaki kopukluğun 1979 devriminden bu yana hiç bu kadar büyük olmadığını söylüyor. İran yılbaşında binlerce kişinin sokaklara çıktığı gösterilerden bu yana aralıklarla eylemlere sahne oluyor. Çoğu gösteri küçüktü ve su sıkıntısından işsizliğe birçok nedeni vardı. Ancak sıklıkla rejim karşıtı bir tonları vardı. Eylemler, İranlı siyasetçilerin ABD'nin ambargolarla rejimi mali açıdan sıkıştırarak, halkın öfkesini arttırıp halkı rejime karşı ayaklanma noktasına getirmeyi amaçladığı kaygılarını artırdı."
Gazete, halktaki öfkenin başlıca nedeninin yolsuzluk iddiaları ve siyasetçilerle yakın ilişkilere sahip iş dünyasının seçkinleri olduğunu belirtiyor. Döviz krizinin de yolsuzluk kaygılarını arttırdığı ve bazı işadamlarının, hükümetin döviz kontrolüne başlamasıyla ithalat yapmak için sübvanse edilmiş Euro alarak kâr ettikleri iddialarının bulunduğu kaydediliyor.
'Et yiyemeyen yoğurt-ekmek yerdi, şimdi bazı aileler onu bile alamıyor'
Amol kentinde yaşayan 61 yaşındaki eski Devrim Muhafızı Ali "Yolsuzluk o kadar çok ki, her yere sızmış halde. Yolsuzluklara bulaşmış insanların ceplerini doldurmak için neden günlük sorunlarla uğraşalım ve hayatımızı riske atalım ki?" diyor.
Tahran'ın kuzeyindeki bir manavda çalışan 19 yaşındaki Ali de "Sokakta gösteri yapılırsa katılırım. Her gün sabah sekizden gece yarısına kadar çalışıyorum ve ayda 227 dolar kazanıyorum. Ama bu dükkânın sahibi hiç çalışmadan her ay kiradan 90 katını alıyor. Neden? Bu adil bir düzen mi?" diye konuşuyor.
Belediye pazarındaki esnafın da, satışların yarı yarıya azalmasıyla artan fiyatların olumsuz etkilerini hissettikleri belirtilirken, gazeteye konuşan bir esnaf "Eskiten et yiyemeyen insanlar en azından yoğurt ve ekmek yiyebilirdi. Şimdi bazı aileler yoğurt bile alamıyor" diyor.