Türk sinemasının unutulmaz isimlerinden Filiz Akın, kanserle mücadelesini "Evet ikinci evrede ve ameliyatı olmayan burun arkası kanseriyle mücadele ettim. Çok agresif bir tedavi gördüm. Radyoterapi milimetrik olduğu halde tiroidim yandı, ses tellerim zarar gördü, duyma organlarım etkilendi. O yüzden bir müddet hiç duymadım, konuşamadım, kimyasal mama ile beslendim" sözleriyle anlattı.
Sözcü gazetesinden Hande Zeyrek'in sorularını yanıtlayan Filiz Akın, güç ve paraya tapında dönemi yaşandığını belirterek, "Bizimle beraber bir dönem bitti. Kaybettiğimiz bazı değerlerin en başında masumiyet var. Kaybettiğimiz değerleri bize yükledi izleyiciler. Eski olan, güzel olan her şeyi bizde görüyorlar." diye konuştu.
Filiz Akın'ın röportajından satır başları şu şekilde...
"İstanbul Sözleşmesi'yle cani arkeklerin en ağır cezayı alacak olmaları..."
– Son zamanlarda sizi en çok mutlu eden neydi?
Filiz Akın: Kişisel olarak salgın dolayısıyla aylarca ayrı kaldığımız oğlum İlker İnanoğlu'nun Bodrum'a gelişi. Sonra yurtdışında yaşayan kızlarımız, damatlarımız ve torunlarla ilk defa neredeyse her anı birlikte geçirmek bayram oldu. Toplumsal olarak ise “İstanbul Sözleşmesi hayat kurtarır” projesi ile belki kadınları hunharca katleden cani erkeklerin iyilik hali indirimi almadan en ağır cezayı hiçbir aftan yararlanamadan ömür boyu çekecek olma ihtimali.
- Yeşilçam'ın unutulmaz klasikleri bu süreçte televizyonların kurtarıcısı oldu… Günümüzde pek çok dizi film unutulup gidiyor. Yeşilçam tadını neden bulamadı sinema ve televizyonculuk? Eksik olan nedir?
Filiz Akın: Eksik olan hiçbir şey yok, fazlası var. Bizler gibi usta-çırak, yap-boz gibi uzun yetişme dönemi geçirmiyorlar. Peşinen yeteneklerinin sınırlarını geliştiren oyunculuk teknik ve metotlarının eğitimini alıyorlar. Mesele sadece oynamak değil, oynarken hemen o roldeki insanı yaşamaya başlayabilmeleri. Şimdi güç ve paraya tapılan bir dönemdeyiz. Bizimle beraber bir dönem bitti. Kaybettiğimiz bazı değerlerin en başında masumiyet var. Kaybettiğimiz değerleri bize yükledi izleyiciler. Eski olan, güzel olan her şeyi bizde görüyorlar.
- Zor bir hastalıkla mücadele edip güçlü bir şekilde savaştan çıktınız…
Filiz Akın: Evet ikinci evrede ve ameliyatı olmayan burun arkası kanseriyle mücadele ettim. Çok agresif bir tedavi gördüm. Radyoterapi milimetrik olduğu halde tiroidim yandı, ses tellerim zarar gördü, duyma organlarım etkilendi. O yüzden bir müddet hiç duymadım, konuşamadım, kimyasal mama ile beslendim.
Hayat mottom şu: Asla pes etmemek. Çok sahte de olsa neşeli olmak, hayaller kurmak lazım. Zihin boş bir ekran, ne düşünürseniz oraya yansıyor ve düşünceniz kaderiniz oluyor. Eskiden çevremde olan güzelliklerin farkında değilmişim. Şimdi taşların arasında kendine yol bulup, yaşamı seçen çiçekleri görüyorum. Bu yaşadığım süreçleri milyonlarca insan ben istemesem de duydu, dualar etti, adaklar adadı, mumlar yaktı iyileşmem için.
Röportajın tamamı için tıklayın...