Gündem

Feyzioğlu: Devlet yıkılırsa hepimiz bu yıkıntının altında kalırız

"Şu halde içi boş sloganlarla ben devleti koruyorum demek yerine, devleti bireye hizmet aracına dönüştürerek koruyabileceğimizi bilmeliyiz"

14 Ocak 2016 21:03

Türkiye'nin içinden geçtiği durumu değerlendiren Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, "Devlet yıkılırsa hepimiz bu yıkıntının altında kalırız. Devletin yıkılmaması için hepimiz ama hepimiz, kol kola girip omuz vermek zorundayız" dedi.

TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, Erzincan'da 8 yıl önce üniversite sınavından çıktıktan sonra geçirdiği trafik kazasında ağır yaralanan ve yoğun bakımdayken öğretmenlerinin yaptığı tercihlerle kazandığı Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olan Fulya Yalvaç'ın, Erzincan Adliyesi'nde düzenlenen yemin törenine katıldı. Yalvaç'a yemin ettirip, avukatlık cübbesini giydirerek avukatlık ruhsatnamesini verdikten sonra bir konuşma yapan Feyzioğlu, ülkenin sıkıntılı bir süreçten geçtiğini ve her gün askerle polislerin hayatını kaybettiğini edildiğini söyledi.

Süreçten masum insanların da ağır zarar gördüğünü ifade eden Feyzioğlu, şöyle konuştu:

"Böyle bir ortamda dönüp mutlaka şunu demek zorundayız, 'devlet yıkılırsa hepimiz bu yıkıntının altında kalırız. Devletin yıkılmaması için hepimiz ama hepimiz, kol kola girip omuz vermek zorundayız. 'Biz 'adalet mülkün temelidir' ilkesinin savunucuları olarak devletin yıkılmaması için mülkün yani ülkenin temelinde adaletin bulunması gerekir, işte bunu demek zorundayız. Şu halde içi boş sloganlarla ben devleti koruyorum demek yerine, 77 milyon yurttaşımızı adalet paydasında buluşturarak, devleti bireye hizmet aracına dönüştürerek koruyabileceğimizi bilmeliyiz.

Böylece ülkenin her köşesinde adaleti ve adalet sayesinde hukukun üstünlüğünü, hukukun üstünlüğü sayesinde demokrasiyi, demokrasi sayesinde de 77 milyonun kucaklaşmasını sağlayabiliriz. Bu söylediklerimin aslında açılımı şu, 'hiçbir dönem hukukçuların görevi belki bu kadar ağır olmamıştı.' Ülkemizi, toplumumuzu, siyasi, ideoloji, etnik köken, mezhep, dil gibi farklılıklar üzerinden karşıt kutuplara birileri ayırmaya ve bizleri birbirimize hiç yoktan yere düşman kılmaya çalışırken biz hukukçular hepimiz birbirinden koparılmak isteyen insanlarımız arasında köprüyüz. Köprü olmak zorundayız. Köprüler tabii bir savaş çıkarmak insanları birbirine kırdırmak isteyenlerin ilk hedefidir. Ama köprüler aynı zamanda insanların birbirine kavuşmasını sağladığı için vazgeçilmezdir. Köprüleri havaya uçurmak yerine inatla ısrarla hepimiz köprü olmaya çalışalım."