Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, "Fethullah Gülen ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın yüz yüze Pensilvanya’da görüştüğünü" açıkladı.
Takvim gazetesinde yer alan 2013 Mayıs ayındaki görüşme esnasında “Başbakan Tayyip Erdoğan ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın, Obama’ya Fethullah Gülen Cemaati’ni bitirmek amacıyla dosya sunduğu’’ haberi ile ilgili olarak konuşan Karaca, ABD ziyareti sırasında Bülen Arınç’ın Gülen ile görüştüğünü hatırlattı. Karaca “bir taraftan hizmet hareketi ile ilgili dosyayı Amerika’ya verirken, öbür taraftan başka bir hükümet üyesini gönderiyorlar. Hocaefendi’ye ve emriniz var mı diye soruyorlar. Peki kim kime kumpas kuruyor?” dedi.
Karaca “16 Mayıs’tan sonraki tarihte Hocaefendi ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan görüştü. Yüz yüze Pensilvanya’da görüştü.” açıklamasında bulundu.
“Hizmeti bitirme düşüncesi 17 Aralık’ta başlamadı, süreç 2004 MGK’sıyla başladı, 2014 MGK’sıyla da finalize oldu.” diyen Karaca’nın açıklamaları şöyle:
‘Fethullah Gülen neden hedefte?’
"Ulus devlet modelinden itibaren sürekli Türkiye’de aslında bir düşman konsepti üretildiğini ve bu düşman konseptine göre de siyasetler geliştirildiğini" söyleyen Hidayet Karaca, hükümetin Gülen Cemaatine karşı bir tutum içine girmesine ilişkin şu açıklamalarda bulundu:
“İlkokulda da öğretildiği üzere ‘Türkiye 3 tarafı denizlerle, 4 tarafı ise düşmanlarla çevrili’ şeklinde konsept çöktükten sonra, Türkiye kendi içinde düşmanlar üretmeye başladı. Sağ-sol çatışmaları, hala devam eden Kürt-Türk çatışmaları, Sunni-Alevi, Komünist-Faşist diyerek bir el sağ tarafına sağcı, soluna solcu gibi üretilen bir düşman algısıyla ülkede bir takım huzursuzluklar ve yapılanmaları gerçekleştiriyordu.
Daha sonra kendini muhafazakar ve demokrat olarak tanımlayan AK Parti’nin iktidara gelmesiyle, mütedeyyin insanların kendisini desteklediklerini kabul ediyorlardı. Bundan önceki süreçte irtica gündeme gelmişti ve inanan insanlar irtica adı altında sürekli bir algıyla, projeyle karşı karşıya kalarak tedirgin ediliyorlardı. Bu süreçte ise Ak Parti iktidarında irtica gündemden düştü, bu sefer de farklı argümanlar gelmişti. Yani vesayet dediğimiz nokta içerisinde asker, yargı, STK’lar, medya, sendika, TÜSİAD, iş alemi.. Bunlar ötekileştirilmişti. Bunlar da hiçsizleştirilip pasifize edildikten sonra tek bir nokta kalmıştı, o da bağımsızlığıyla, hiç kimseye biat etmeyen, örnekleri kendisinden olan hareket olarak Hocaefendi’nin kanaat önderliğini yaptığı bir hizmet hareketiydi. İşte hizmet hareketi burada düşman konseptine getirilerek, karşı taraf haline getirilerek nefret söylemleriyle bir hedef haline getirilmiştir.”
‘Fiili bir darbe ortamında yaşıyoruz, hukuk askıya alındı’
Hizmeti bitirme düşüncesinin 17 Aralık’ta başlamadığını söyleyen Karaca,sürecin 2004 MGK’sıyla başladığını, 2014 MGK’sıyla da finalize olduğunu belirtti.
Şu an da hükümetin yaptığı fiili bir darbe ortamında yaşadığımızı söyleyen Samanyolu Yayın Grubu Başkanı, “Hukukun askıya alındığı, insanların konuşamadığı, medyanın susturulmak istendiği, iş aleminin tamamen pasifize edildiği, bir şey söylenildiği zaman üzerlerine gerek maliyeciler tarafından, gerekse başka şekilde gidilerek susturulduğu bir dönem yaşıyoruz. “ dedi...
‘Cemaati bitirme girişimini dershaneler üzerinden yapacaklar’
Hidayet Karaca, bir evrensel insanlık projesi olan, dünyada ve Türkiye’de itibar gören sivil toplum örgütü Hizmeti karşı tarafa getirerek, bu sefer biat etmeyen, kendi değerleriyle kendi örnekleriyle hareket eden bir yapıyı tasfiye etme projesi yapıldığını belirtti ve “Bu projede altını ısrarla çiziyorum, 2004 MGK’sında alınan bir karar ve orada başlayansüreç ise dershaneler üzerinden yapılacaktı. 2014’te de bu resmileşmiştir.” diye konuştu.
‘Dershanelerin kapatılması için 2004 MGK’sında söz verildi’
Başbakan’ın defalarca söylediği, “Dershaneler noktasında biz bunu çok önceleri arzu ediyorduk’ sözlerini hatırlatan Hidayet Karaca,dershanelerin kapatılması için 2004 MGK’sında söz verildiğini şu ifadelerle anlattı:
“Bunun için kaç tane bakan değişmiş Türkiye’de. Her değişen bakan da ‘Biz dershaneleri kapatmak istiyoruz’ diyor. Ta ki bu döneme kadar. Peki dershaneler niçin kapatılmak isteniyor? Çünkü 2004 MGK’sında verilmiş sözler var. Peki dershaneler niçin hizmet açısından bu kadar önemli? İnsanlığa bir şeyler verebilmek amacıyla. Hiç kimse oradan para pul elde etmek için bunu yapmıyor. Dershanelerin önemli bir kısmı da belki finanse ediliyor oranın yönetim kurulları tarafından. Ama hizmeti bitirme operasyonunda dershanelerden başlanarak buradan bir algı yönetimine gidiliyor.”
‘Peki hani 17 Aralık’tı her şey?’
Takvim Gazetesi’nin, ‘Başbakan Erdoğan ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın, 2013 Mayıs ayındaki görüşme esnasında, Obama’ya hizmeti bitirmek adına dosya sunduğunu’ yazdığını ve bunun yalanlanmadığını belirten Hidayet Karaca, bunun gerçekliğinin ortaya çıktığını ifade etti ve “Peki hani 17 Aralık’tı her şey?” diye sordu..
Başbakan, Obama ile görüşürken sayın Bülent Arınç neredeydi?
“İmkanlar olmadı ve Hocaefendi ile Başbakan görüşmesi olmadı. 16 Mayıs’ta, Beyaz Saray’da Başbakan, MİT Müsteşarı, Davutoğlu, Obama ile görüşürken sayın Bülent Arınç neredeydi? Hocaefendi’nin yanındaydı. O da Hocaefendi’nin ziyaretine gelmişti.” diyerek o döneme dair şu çok önemli açıklamaları yaptı:
“En çok konuşulan meselelerden bir tanesi kumpas konusu. Kim kime kumpas kurmuş? Sayın Arınç Hocaefendi’yi ziyarete geliyor. Sayın Başbakan’ın selamlarını getiriyor. Bir emirleri tavsiyeleri var mı dediği yerde yalanlanmadığına göre, 16 Mayıs’taki Beyaz Saray’daki o görüşme. Onu da yandaş medyanın gazetesinden biz öğreniyoruz... "
"Bir taraftan hizmet hareketi ile ilgili dosyayı Amerika’ya verirken, öbür taraftan başka bir hükümet üyesini gönderiyorlar Hocaefendi’ye ve emriniz var mı diye soruyorlar. Peki kim kime kumpas kuruyor? Bir: hizmete bir kumpas var mı? Bir taraftan selamlarınızı getireceksiniz, iyi niyet dileklerinizi getireceksiniz, öbür taraftan da sizinle alakalı orada bir dosya verilecek. İki: Herkes sağduyusuna vicdanına itimat ettiği, toplumda da Bülent abi olarak daha çok bilinen Başbakan Yardımcısı sayın Bülent Arınç’a bu yapılır mı? Şimdi ben de buradan soruyorum. Sayın Bülent Arınç, siz Hocaefendi’ye iyi niyetlerle geldiğinizde, Hocafendi’yle alakalı bir dosya veriliyor. Bu nasıl bir iştir. Bunu açıklamaları gerekir.”
'Hocaefendi ile Mit Müsteşarı Hakan Fidan, yüz yüze Pensilvanya’da görüştü'
Hidayet Karaca, Fethullah Gülen ile Hakan Fidan’ın Pensilvanya’da yüzyüze görüştüklerini açıkladı.
Karaca, “Bakın, iyi niyet var mı yok mu bunu seyircilerimiz takdir etsinler. 16 Mayıs’tan sonraki tarihte Hocaefendi ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan görüştü. Yüz yüze Pensilvanya’da görüştü. Bu nasıl bir iştir. Bunu ilk defa buradan açıklıyorum. Bu siyasi çevrelerde konuşuldu, Sayın Fidan’ın Hocafendi’yi ziyaret ettiği konuşuluyordu. Peki siz hangi gerekçeyle Hocaefendi’yi ziyarete gittiniz?” diye konuştu.
‘Kumpas algısı oluşturuluyor'
Karaca, "gerçekleşen görüşmeye ile bir algı oyunu oynandığını" iddia ederek, “Şimdi insan sormaz mı? Sen 16 Mayıs’ta bir dosya teslim edeceksin,‘en kapsamlı bugüne kadar’ diyeceksin, arkadan da gideceksin Hocaefendi’yle bir görüşme yapacaksınız. Bu nasıl bir iştir. Kim kime kumpas kuruyor. Nasıl bir algı oluşturuluyor. Demek ki biz bunu anlıyoruz. Asıl saf olanlar, safları daha da sıklaşanlar hizmetteki adanmışlar… Çünkü hiçbir siyasi beklentimiz yok. Hizmetteki hiçbir insanın siyasi beklentisi yok. Sadece Rızayı İlahi için insanlığa hizmet etme gayesi ve düşüncesinden başka bir talepleri olmayan insanlar. Burada iki şey öne çıkıyor. Bir; sizi bitirmeye çalışıyorlar. Ve bunun için ta Amerika’ya kadar gitmişler. Orada kapsamlı bir dosya veriliyor. Ama benim sayın Bülent Arınç’ın iyi niyetinden şüphem yok. Hocaefendi’yle 40 yıllık dostluğuna isitnaden gelip ziyaret ediyor. Ve Başbakan’da onu gönderip git emirlerini al diyor. Burada birbiri ardına ciddi kumpaslar var…“dedi.
‘Görüşmenin içeriğini Hakan Fidan’a sormak lazım’
Hakan Fidan görüşmesinin içeriğinin sorulması üzerine Hidayet Karaca,“Onu Hakan Fidan’a sormak lazım. Neden Hocaefendi’yi ziyaret ediyorsun. Herhalde, verdiği dosyanın içeriğinde ne var ne yok bir de gideyim gözümle mi göreyim diyor? Ondan önce de görüşmüş. Yani bu yapılabilir mi? Siz bir yerde bütün ipleri kıracaksınız, insanın kalemini kıracaksınız, boğazına ipi geçireceksiniz. Bunun için bir takım algı yönetimleri yapacaksınız. Arkadan bu insanı hiçbir şey yokmuş gibi ziyaret edeceksiniz. Ben şunu söylüyorum. 2004 yılındaki MGK kararları neyse, 2014’te son MGK’da gelinen nokta da bu süreçte hizmetle alakalı ciddi bir çalışma yapılmış. Yani tenkil ruhuyla toptan Hizmet’i bitirmeye adım adım adım gidilmiş.. “ ifadelerini kullandı.