Eski Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayeti davasının avukatı Fethiye Çetin, yeni kitabında MİT’in infaz emrini Kiril alfabesiyle verdiğini iddia etti. Çetin, bu belgeyi MİT’te kriptoloji uzmanı olarak çalıştığını söyleyen Ramazan Dündar’dan aldığını anlattı
Hrant Dink cinayeti davasının avukatı Fethiye Çetin dava sürecini ve perde arkasında yaşananları anlattığı “Utanç Duyuyorum-Hrant Dink Cinayeti’nin Yargısı” isimli kitabında, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) Dink’in infaz emrini Kiril alfabesiyle kriptolayarak verdiğine ilişkin bir iddiaya yer verdi.
Çetin iddiasını kendisine ulaşan ve MİT’te kriptoloji uzmanı olarak çalıştığını iddia eden Ramazan Dündar’ın anlatımlarına ve kendisine verdiği belgelere dayandırdı.
Musa Kesler’in Milliyet’teki haberine göre, Çetin’in kitabında esrarengiz ihbarcıyı ve ardından yaşananları anlattığı bölüm şöyle:
“16 Mart 2010 günü cep telefonumdan, gizli numaradan arayan ve isminin Ramazan olduğunu söyleyen şahıs, MİT Doğu Anadolu Bölge Başkanlığı’nda kriptografi ve haberleşme şifreleri geliştirme uzmanı olarak çalıştığını, elinde Dink cinayetine ilişkin önemli bir belge olduğunu, Halep’teki Fransız Konsolosluğu’na gitmemiz halinde elindeki belgeyi bize verebileceğini söyledi.(...)
‘Belgeler kriptolu’
Gaziantep’te güvendiğim bir avukat arkadaşımı aradım, Anlattım, benim yerime gitmeyi kabul etti. Ramazan adlı kişi ile Skype üzerinden görüşmeye devam ettim; yüzünü göstermedi. MİT ambleminin bulunduğu bir sayfayı gösteriyor, hızlıca üzerinde ‘Gizli’, ‘hizmete özel’ damgaları bulunan başka belgelere geçiyordu. Belgelerden biri ‘Anka Kuşu’ amblemiyle imzalanmıştı. ‘hiçbir şey anlamadım, bunların Dink’le ilgisi nedir’ diye sordum. ‘Elimdeki evrak kriptolu evraktır, hiçbir devlet kurumu iç yazışmalarında ‘Git Hrant’ı öldür’ demez’ diye cevap verdi.”
‘MİT’ten birine sorun’
Çetin, kriptonun çözümünü de Ramazan Dündar’ın tarifiyle yaptıklarını belirterek, kriptonunu çözümü esnasında Dündar’la aralarında geçen diyalogları da şöyle anlattı:
“Dündar, ‘Osmanlı Mac: 00:0F:A3:34:76’, ‘Seri No. 1176M26600329’ şeklindeki bilgileri vererek “MİT’te çalışan tanıdık yani size bilgi verecek birini bulursanız bunu sorgulayın” dedi. Ayrıca, “Sayı: k.rip-2006-195, Konu: Türk-Amerikan İlişkilerinde Ermeni Diasporası’nın rolü, İlgi: Dışişleri Bakanlığı’nın 2009-kril-1-2-23-18-1-15-20, Kültür Bakanlığının: 2009-Kiril-1-/10-15-12 sayılı emrini sorun.
Çetin bu konuşmanın ardından internetten Kiril alfabesinin çıkışını aldıklarını belirterek, Dündar’ın tarifiyle kriptonun çözümünü de şu şekilde aktardı:
“Gerçekten Kiril alfabesini yukarıdan aşağıya saydığınızda 23. sıradaki harfi H harfiydi. 18’in karşısındaki harf ise “R” harfiydi. Diğer rakamlara da aynı yöntemle bakıldığında Hrant ismi ortaya çıkıyordu.”
‘AİHM’de tanık olurum’
Fethiye Çetin, kriptoyu çözdükten sonra Dündar’la yaptıkları görüşmeye de kitabında şu şekilde yer verdi:
“Evrakın sonunda MİT’in iç yönetmeliği gereği 80-85 kurum içerisinde infaz emridir(...) MİT içerisinde çözülmeler başladı. Kanada istihbarat servisinin (CSİS) bu konuda bilgisi var. MİT ile CSİS arasında bağlayıcılık sözleşmeleri var, ortaya çıkarmıyorlar. Davayı AİHM’ye taşıyın. Burada dava bitmez, katili yatar, azmettirenler gezer. AİHM’ye giderseniz tanık olarak bilgi veririm.”
Kitapta Fethiye Çetin ile Ramazan Dündar arasında geçen konuşmanın devamı ise şöyle;
F.Ç.: Gaziantep’te belgenin fotokopisini verecek misiniz?
R.D.: Fransız istihbaratı izin verirse...
F.Ç.: Onların ne ilgisi var?
R.D: Fransız istihbaratı izin vermezse verememem. Çünkü güvenliğimi ve çıkışımı onlar sağlayacaklar. Etrafta sivil görürsem görüşmem. Yakalanırsam da inkâr ederim.
F.Ç.: Uyarmanız gereksiz...
R.D.: Bu yaşımıza kadar kurumda vatansever olarak yetiştirildik. Vatan haini değilim ama son gelen iç yönetmelik gereği operasyon kısmında çalışan herkes bir suça bulaşık ve kurumda dosyası bulunacak. (...)
F.Ç.: (R.D’nin Halep’e gideceğini söylemesi üzerine) Halep’te görüşemez miyiz?
R.D.: Elçilikte görüşürüz.
F.Ç.: Nasıl?
R.D.: İstanbul’daki Fransız Konsolosluğu’nu bilgilendirin, perşembe günü gideceğimi ve orada elçilikten sığınma talebi isteyeceğimi ve belgeleri teslim edeceğimi...
MİT’ten yalanlama geldi
Çetin ertesi gün sabah, görüşmeye gönderdiği arkadaşının kendisini aradığını, R.D.’nin birtakım şahıslarla kapısına dayandığını, etraftaki adamların Fransız istihbaratının adamları olduğunu anlattı.
Çetin, Hrant Dink’in ağabeyi Hosrof Dink hemen Dündar ile görüşmeye gidip belgeleri alıp döndüklerini, fotokopi belgelerden birinin Hrant’ın; Anka Kuşu yazılı diğerinin ise Savaş Buldan’ın infaz emri olduğunu yazıyor kitabında. Çetin, şöyle devam ediyor:
“Ertesi gün Fransa’nın İstanbul Başkonsolosluğu’na gittim, Ramazan Dündar’ı sordum. Şahsın Halep Konsolosluğu’na sığındığını, sonra Lübnan’a gitmek üzere ayrıldığını ve nereye gittiğini bilmediklerini söylediler. Savcılığa gittim; dilekçemde MİT’in cevaplandırması istemiyle sorular yazdım. MİT’ten gelen kısa cevapta Ramazan Dündar isimli bir personelleri olmadığı, fotokopi belgelerin ise MİT’e ait olmadığı yazıyordu.”