Uğur Yücel'in yönetmenliğini yaptığı 'Soğuk' filmiyle açılacak olan 3'üncü Roma Türk Film Festivali'nin basın toplantısında, gergin anlar yaşandı. Gerginliğin tarafları, festival kapsamında 3 filmi gösterilecek olan Yılmaz Güney'in eşi Fatoş Güney ile Kültür Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Faruk Şahin'di. Festivalin Onursal Başkanı Yönetmen-Senarist Ferzan Özpetek ise, İtalyan gazetecinin sorusuna sinirlendi.
Türk Sineması'nda 'Çirkin Kral' lakabıyla anılan Yönetmen-Senarist ve Yazar Yılmaz Güney'in eşi Fatoş Güney, "Onu yok saymaya bugün de devam ediyorlar" dedi ve devam etti: "Milli kanallarda ve diğer büyük kanallarda onun filmlerini göremezsiniz. Uğraştığım bütün Yılmaz Güney projeleri hayata geçemediği için onun adına kurduğum vakfı kapatmak zorunda kaldım" açıklamasında bulundu. Başbakan Erdoğan'ın, Yılmaz Güney'e ilişkin söylediği sözleri anımsatan Fatoş Güney, "Bunu anmadan geçemeyeceğim, çünkü Yılmaz Güney'le ilgili en doğru değerlendirmeyi yaptı: 'Yılmaz Güney filmlerine kulak verilseydi, Türkiye bugün bu acıları yaşamayabilirdi.' İşte böyle, hikayemiz pek keyifli değil" dedi.
ntvmsnbc.com'da yer alan habere göre, İtalyan bir gazetecinin, "Türkiye'de yasaklı olan Yılmaz Güney'in filmlerinin Roma'da gösterilmesinin farklı bir anlamı var ve bu AB yolunda önemli bir adım olabilir" sözleri üzerine Müşavir Yardımcısı Faruk Şahin, Yılmaz Güney'in filmlerinin kesinlikle yasak olmadığını söyledi. Şahin, "Şöyle ki, bakanlık olarak, devlet bütçesinden ödenek ayırarak Yılmaz Güney'in, bakanlık arşivlerindeki tüm filmlerini bir set haline getirdik ve tüm ziyaretçilerimize, konuklarımıza, büyük bir onur duyarak dağıtıyoruz" diyerek, arzu edenlerin adreslerine gönderebileceklerini söyledi.
Bunun üzerine söz alan Fatoş Güney ise, "O zaman ben sizlerin huzurunda kendisinden bir şey rica ediyorum. Bugüne kadar TRT'de ve Kürtçe dublajlarını yaparak sunduğumuz Kürt kanalı açılımı yapılan TRT Şeş'te, Yılmaz Güney filmlerinin bundan sonra Sürü, Yol, Umut, Ağıt, Arkadaş ve Duvar filmlerinin de içinde bulunduğu filmlerinin gösterilmesini talep ediyorum. Bunu, sizlerin huzurunda Kültür Bakanlığı'ndan rica ediyorum" diye konuştu.
Faruk Şahin ise buna karşılık, "Türkiye'de onlarca kanal var. TRT de bunlardan bir tanesi. TRT, Türkiye'de onlarca kanalın açılması nedeniyle özerk bir hale geldi ve herhangi bir kanaldan farkı yok. TRT olabilir, başka bir kanalımız olabilir, hanımefendinin sevdiği, arzu ettiği, dostlarının olduğu kanallar olabilir. Talep eden her kanala, biz bu filmleri rahatlıkla gönderebiliriz. İsteyen istediği kadar gösterebilir" dedi. Fatoş Güney ise, "Hayır ben özellikle milli kanal olan TRT'de ve açılım yapılan TRT Şeş'te, Kürtçe dublajlarını yaptığımız Güney filmlerinin gösterimini 20 yıldır talep ediyorum ve hala gerçekleşmiş değil. Umarım bundan sonra olur" dedi.
Türk Kürt tartışması
Bir İtalyan gazeteci ise, festivalin bildirimine ilişkin kendisine gelen farklı maillerin birinde Yılmaz Güney için 'Türk' diğerinde 'Kürt' bir diğerinde ise sadece mesleğinin yazılmasının nedenini sordu. Gazetecinin ısrarla bu soru üzerinde durması üzerine sinirlendiği gözlenen Özpetek, "Bana İtalyan ya da Türk değil, yönetmen dendiğinde hoşuma gidiyor. Yılmaz Güney olayı elbette tamamen farklı, ancak isterseniz yeniden bir basın bülteni gönderebilir ve Türk ya da Kürt ya da hem Türk hem Kürt diye yazabiliriz. Problem yok. Ben olsam, Yılmaz Güney onuruna bir festival yaptığımız için mutlu olurdum. Hesaba katılması gereken bu. Türk ya da Kürt kelimeleri bir halt ifade etmiyor. Unutulmuş olabilir. Hatalar olabilir. Onun filmlerinin gösterildiği bir festivalde bu tarz bir polemik yaratmanız kabul edilebilir değil. Bültende 'Türk Sineması'nın Çirkin Kralı' diye yazılmış. Bundan daha fazla ne yazılabilir" dedi. Uğur Yücel ise son noktayı, "Fatih Akın Alman vatandaşı ve Türk asıllı. Alman sinemasının ismi olarak gösteriliyor. Buna benzer bir şey Yılmaz Güney'in durumu. Yılmaz Güney, siyasi film yaptı, Türk Sineması'na dönemeçler kazandırdı, ama Kürt sineması yapmadı bence. Yeşilçam'a yön vermiş bir adam" diye koydu.