Politika

Ferit Melen'in oğlu Mithat Melen: Başbakan çocuğu olmak çok zor, bizde doktora gitmek bile ayıp!

"Bir de sizi kimsenin anlayamaması..."

21 Aralık 2017 15:21

Eski başbakanlardan Ferit Melen'in oğlu Mithat Belen, "Koruma altında büyümek, çocukluk ve gençliğini yaşayamamak çok zor bir duygu" dedi. Belen, "Başbakan çocuğu olmak çok zor. Bizde doktora gitmek bile ayıp"  ifadesini kullandı.

Eski Başbakan Mesut Yılmaz'ın oğlu Mehmet Yavuz Yılmaz'ın cumartesi günü (16 Aralık 2017) Beykoz Konakları'ndaki evinde cansız bedeni bulunmuştu. 38 yaşındaki oğlunun hastalığıyla ilgili olarak açıklama yapan Yılmaz, oğlunun 7 yıldır çare aradıkları "Temporal Lob Epilepsi" hastalığı için tedaviyi reddettiğini söylemiş; "Göstermediğimiz doktor kalmadı", "çare bulamadık" ifadelerini kullanmıştı. 

Belen'in Yurt'ta "Yardım almayı bilmek!" başlığıyla (21 Aralık 2017) yayımlanan yazısı şöyle: 

En geç 2019 yılından başlayarak Türkiye'de Başbakan olmayacak…

1920 23 Nisan’ından beri neredeyse yüzyıllık bir siyasi ve yapısal tercih değişiyor.
Tarih geçmiş başbakanları inceleyecek.
Aileleri de belki incelemeye değer…
Kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere aile bireylerini, önce insan olarak ele almak herhalde psikiyatrist ve psikologların işi.
Gazeteci ve yazarlar ise hayat hikâyeleri çıkaracaklar.
İntihar etmek, ne dinen ne de insan olarak kabul edilebilir bir şey değil.
Ancak intihara götüren sebepleri iyi araştırmak gerekiyor.
Genelde büyük adamların çocukları travmatik oluyor.
Babalar ve anneler gerekli zamanı ve sevgiyi çocukları için ayıramıyorlar.
Bu küçüklere okullarda sonra iş yerinde ya ayrıcalıklı ya da tepkisel muamele ediliyor.
Baba veya anne ile hesap çocuklar üzerinden çıkarılıyor.
Basın ise çoğu zaman açık arıyor ve saldırıyor.
Baba ve anneleri gibi başarılı olmak isteyen çocukların bazıları çabuk başarı ve emeksiz para kazanmaya kalkıyorlar.
Kendilerini baba-anne öldükten sonra veliaht görüyorlar.
Toplum da yönlendiriyor…
Anne babaların çoğu aileden ve çocuklardan önce kendini koruyor.
Toplumda ise reaksiyon oluşuyor.
Ayağı sekerse yere düşürmek için bekliyorlar.
Hele erkeklere sanal bir güç yüklüyoruz, sen ağlamazsın gibi.
Ayrıca daima başarılı ve çok paralı olmasını bekliyoruz.
Paranın kaynağını ise sormuyoruz.
Bizde nedense doktora gitmek bile ayıp.
Kendini iyi hissetmediğini zaman bir psikiyatristten kaç politikacı veya ailesi yararlanıyor.
Koruma altında büyümek, çocukluk ve gençliğini yaşayamamak çok zor bir duygu.
Bir de sizi kimsenin anlayamaması.
Belki başarısız bir eş denemesi de duygu yoğunluğunu artırıyor.
Yavuz Yılmaz'ı tanıyorum…
Üzüntüm onun için daha da artıyor.
Ancak onu anlayamamışız ve anlamaya da uğraşmamışız diye düşünüyorum.
Belki başta bu deneyimlerden geçmiş ben ve diğer Başbakan çocuklarının ona sahip olması gerekirdi.
Zaten artık Başbakanlık kurumu da tarihe karışacağı için birbirimize daha fazla sahip olmamız lazım.
Erdal İnönü ile Kandilli'de İsmail'in Yeri’nde sohbetlerimizde, profesör olduk yine de Başbakan oğlu diye mikrofona davet ediliyoruz diye konuşurduk.
Erdal Abi ki, boş zamanlarında fizik problemi çözecek kadar büyük bir akademisyendi…
O bile bu ününe rağmen İsmet Paşanın oğlu idi.
Ben yurtdışında sadece iki politikacıyı akademisyen olarak övdüklerini gördüm.
Erdal İnönü ve Osman Bölükbaşı Hoca olmak sadece ders anlatmak değil, öğrenciyi, insanları iyi anlamaya çalışmak demek.
Pedagojik formasyonda bunun için veriliyor.
Öğretmek sadece bilimsel bir süreç değil.
Sevgi katarak yapmamız gereken bir iş.
Eğitim farklı bir süreç, ölene kadar sürüyor.
İnsanları sevmeyen, çocukları anlamayan öğretmen olamaz.
Mesut ve Berna Yılmaz'ın acıları çok büyük ve sıcak…
Bir süre sonra yaralar biraz iyileşecek…
O zaman Başbakan ve ailelerine nasıl sahip ve yardımcı olabiliriz diye bir vakıf kuralım, onları düşünmemiz gerekir.
Bazılarınıza ters bile gelse, hele çok yakında o kadar sahip olmamız gerekenler olacak ki.
Ben Yassıada'ya babaları gitmiş birçok arkadaşımın yaşadıkları travmaları çok yakından gördüm.
Politikayı keskinleştirip, insanlıktan çıktığımız için, oh olsun diyecek kadar gözü dönmüş bir toplum olmamamız gerekiyor.
Hepimizin yardıma ihtiyacı var!