Gündem

Ferhan Şensoy: Diyanet fetvasını kim verdiyse orada şizoid bir durum var!

"Erdoğan'ın tiyatro izleyeceğini sanmıyorum; zaten gittiğini de hiç duymadım"

17 Ocak 2016 10:56

Ünlü tiyatrocu Ferhan Şensoy, Diyanet tarafından verilen ‘ensest’e fetvayı “Bu fetvayı kim verdiyse orada şizoid bir durum var. Bu fetva üzerine hükümetin, devletin bir tepki göstermesi gerekiyor. 'Böyle bir şey olmaz' diyen oldu mu? Ben duymadım” sözleriyle yorumladı. 

Cumhuriyet’ten Ceren Çıplak’a konuşan Şensoy’un açıklamaları şöyle:

 

Oyununuzda günlük gazeteleri okuyup yorum yaptığınız bir bölüm var, “Havalar çok şizoid ama haberler daha da şizoid” diye. Son günlerde Diyanet İşleri, skandal fetvalarıyla gündemde. “Nişanlılar el ele tutuşamaz. Babanın öz kızına duyduğu şehvet haram değildir” gibi... Yorumunuz ne olur?

Bu çok uçmuş bir düşünce, böyle bir fetva verilemez. Bu fetvayı kim verdiyse orada şizoid bir durum var. Bu fetva üzerine hükümetin, devletin bir tepki göstermesi gerekiyor. “Böyle bir şey olmaz” diyen oldu mu? Ben duymadım. Önce iktidardakiler bunun cevabını versinler bize. Her gün beklenmedik şeyler bizi şaşırtan şeyler oluyor. Bu kadar da olmaz ki dediğimiz şeyler her gün daha da yükselerek devam ediyor. Çok aptalca buluyorum tüm bu olanları. Hepimiz şizoid değiliz, ama böyle şizoid birileri var ve onlar giderek çoğalıyorlar.

 

Ne yapmamız lazım?

Bizim de azalmamamız lazım. Parçalanmamamız lazım. Onlar gibi olmayanlar bir araya gelemiyorlar, böyle bir sorunumuz var. Bu düşünceye karşı olup kendi aralarında bir türlü toparlanamayan bir kalabalık var. Bir şemsiye altında toplanılması gerekiyor.

 

Şizoid yağmuruna karşı mı?

Evet. Anti-şizoid şemsiye lazım.

 

Öyleyse bugün Türkiye’nin gündemine baktığınızda gördüğünüz şey nedir?

Her gün daha kötüye gittiğimizi görüyorum, ama bu bizi umutsuzluğa sürüklememeli. Evet bu gidişe karşı olanlar bir şemsiye altında toplanıp direnmeliler... Akıl almaz şeyler oluyor, bunları doğal karşılayamayız, kanıksayamayız. Kanıksayanlar çoğalmaya başladı. Bu endişe verici.

 

Gündem üzerinden de ilerlediğiniz ve 2000. kez sahnelediğiniz “Ferhangi Şeyler” de değişmeyen ne?

Değişmeyen sahneler var. O gün ne olduysa yerleştirdiğim sahneler de oluyor. Salondakilerle doğaçlamalar yapıyorum. Klasikleşmiş sahneler çok değil. 1987’deki ilk oyunla bugünkü arasında pek benzerlik bulamazsınız.

 

'Erdoğan'ın tiyatro izleyeceğini sanmıyorum'

 

Oyunda siyasi isimlerle ilgili özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili sivri dilli espriler yapıyorsunuz. Erdoğan oyunu izlese çok öfkelenir. Size fena fırça atar!

Bilmiyorum, ben onun yanında çalışmıyorum belki fırça atamaz. (Gülüyor) Tabii ki hoşlanmayacağından eminim, ama Erdoğan’ın tiyatro izleyeceğini de sanmıyorum. Zaten onun tiyatroya gittiğini hiç duymadım.

 

Siz davet eder misiniz?

Hayır. Kimseyi davet etmiyorum. Rahmetli Erdal İnönü gizlice bilet alır izlerdi.

 

Peki, oyunun 2000. sahnelenişinde nasıl bir duygu hissetiniz?

Yanlışlıkla 2000. yılınız kutlu olsun diyenler de oldu! 2000. oyuna ulaşmak güzel, ama orada durmuş değilim. Oyun devam ediyor, bu hafta 2003’üncüyü oynadım, yarın 2004’ü oynayacağım. O gün kalabalık bir izleyici vardı. Yaklaşık 2150 seyirci. Büyük izleyici grubuna oynamak oyunu çok yükseltir. Oyuncu için oyunun sayısı çok önemli değildir. Bazı izleyici daha rezerve bir izleyicidir. Patlamaz, sizin gidip o reaksiyonu patlatmanız gerekir. Orada bir çaba sarfedersiniz, asılırsınız oyuna. Kalabalık olunca o gülmese yanındaki gülüyor, 2 bin kişinin reaksiyonu çok muhteşem olduğundan benim için o gün oynaması kolay oldu.

 

Sizce tiyatro izleyicisi neden azalıyor?

Arkamızdan gelen kuşaklar, bizim kuşaklarımız gibi tiyatroyla ilgili değiller. Kızlarımın oyununa hiç tiyatroya gitmemiş arkadaşları geliyorlar, “Aa burası ne güzelmiş” deyip tavana bakıyorlar. İlgili değiller tiyatroyla. Onlar bir internet dünyasında yaşıyorlar. Cep telefonları, Twitter Aleyhisselam var, her şey orada dönüyor. Ya internetten tıklayıp ‘Ferhangi Şeyler’i niye izleyemiyorum, diyorlar. İnternetten tıklayıp seyredersen oyunu kaldırmam lazım.

 

- İnternetle aranız nasıl?

İlgim yok. O şuna bu tweet’i atmış, bana ne? Kızlarım Twitter’ı biraz gösterdiler, çok sıkıcı buldum. Benim internete vaktim yok. Yazar olarak gidip yazı masalarıma oturma vaktini bulamıyorum.


Yazının tamamını okumak için tıklayın.