Spor

Fenerbahçe-Galatasaray maçı için spor yazarları ne dedi?

Rıdvan Dilmen: Galatasaray'ın teknik direktörü yok

21 Kasım 2016 11:21

Spor yazarı Erman Toroğlu, Fenerbahçe kalecisi Volkan Demirel'in maç boyunca yere yatmadığını belirterek, Galatasaray'ın oyun planından ve teknik direktöründen hiçbir şey olmayacağını söyledi.

Hürriyet gazetesi yazarı Uğur Meleke ise, Galatasaray teknik direktörü Riekerink'in bütün tercihlerinin yanlış olduğunu, Hollandalı yıldız Sneijder'ın ise uzun süredir sarı-kırmızılı takıma katkı sağlamadığını söyledi.

Spor yazarları Spor Toto Süper Lig'in 11. haftasında Fenerbahçe'nin Galatasaray'ı 2-0 yendiği karşılaşmayı değerlendirdi.

 

Erman Toroğlu: Galatasaray'dan cacık olmaz

Fenerbahçe, maçı çok net kazandı. Bu skora hiç kimsenin bir bahane bulma şansı yok. Fenerbahçe'de herkes birbirine yardım ederek çok iyi mücadele etti. Sarı-lacivertlilerde "Şu oyuncu vazifesini yapmadı, kötü oynadı veya kötü mücadele etti" diyemezsiniz. Peki Galatasaray için ne söylersiniz?

Ben bir tek cümle söylerim...
Çünkü "Defansta bunu yaptı, hücumda şunu yaptı, işte efendim bu olmasaydı şu olurdu" lafları hikaye kalır. Galatasaray takımı için söyleyebileceğim bir tek cümle var: Bu Galatasaray takımından bir cacık olmaz! Ne bir oyun planları var, ne yardımlaşmaları var, ne de mücadele güçleri...

İnanılır gibi değil: Bruma adam geçecek, şut çekecek, Bruma pas verecek de Galatasaray gol atacak.
Dünyada böyle bir şey kaldı mı? Bruma'ya bu takımda yazık oluyor. Bruma için söylenecek şey bu!
Bir düşünün Fenerbahçe kalecisi Volkan Demirel acaba 90 dakika içinde yere yattı mı?

Galatasaray'ın orta sahasında Tolga ile De Jong oynuyorlar. İkisini üst üste, yan yana, alt alta koyun bir oyuncu yapar. Yani Galatasaray bu ikisiyle oynadığı zaman sahaya 10 kişi çıkıyor. Diğer oyunculara yorum yapmaya bile gerek yok.
Bu teknik direktörle ve bu zihniyetle Galatasaray'dan bu sene bir şey olmaz.

 

Ahmet Çakar: Volkan Demirel yerine U14 kalecisi olsa Galatasaray gol atamazdı

 

Koskoca G.Saray, değil bir pozisyon, yarım pozisyon bile bulamadı ve F.Bahçe son pasları iyi yapsa yine facia yaşanabilirdi.

İddia ediyorum, ligin hangi takımını dün gece G.Saray'ın yerine Fenerbahçe'nin karşısına çıkarsanız çok daha şahsiyetli futbol oynarlar, en azından taraftarlarına daha fazla umut verirler ve hiç olmazsa da bırakın bir golü, bir pozisyon bulurlar.
Diğer bir deyimle dün gece Fenerbahçe'nin kalesini Volkan Demirel değil de U14 takımının kalecisi korusa Galatasaray yine de gol atamazdı.
Sonuçta söylenecek şu, G.Saray asla hak etmedi. Koskoca G.Saray, değil bir pozisyon, yarım pozisyon bile bulamadı ve F.Bahçe son pasları zamanında ve iyi yapsa yine bir facia yaşanabilirdi.
Görünen o ki G.Saray'da futbolculara dayalı bir düzen var. Başta Sneijder ve diğer hiçbir oyuncu Riekerink'i takmıyor. Ne teknik anlamda otorite var ne de takım disiplini. Sonuçta F.Bahçe, G.Saray'ı geçti ve yukarıya yerleşti. Asıl sıkıntı G.Saray için bundan sonra başlıyor.
 

Rıdvan Dilmen: Maç 10 gün oynansa Galatasaray gol atamazdı

G.Saray’ın fark yediği derbiler de izledim ama oynamadan yenilmiş G.Saray’ı ilk defa gördüm.

Galatasaray'ın bu maç öncesinde iddialı olan tek unsuru taraftarıydı. Ne teknik adamı, ne futbolcular bu iddiayı taşıyabildi. 0-0'da oyun yok, 1-0'da reaksiyon yok, 2-0'da reaksiyon yok. Fenerbahçe takımının devre arasında yaptığı sistem değişikli dikkat çekiciydi. 1-0 öndeki hoca hamle yapıyor, Riekerink yapmıyor. Sneijder'i alıyor, bari bırak Sneijder kötü oynasın. Duran top olur, uzaktan falan atar. Onsuz da 2'yi yedin. Bruma'yı bir de merkeze aldı. Resmen diyor ki, "Sen kanatta çok iyisin, gerek yok, sen kalabalığın arasına gir." Bruma'nın kariyerini bitirmektir bu... Olmaz!

Ben Galatasaray'ın fark yediği derbiler de izledim Kadıköy'de; ama zaten yenilmiş bir şekilde maça gelen Galatasaray'ı ilk defa gördüm. Uykusuzluğa dayansalar, 10 gün devam eden bir maç oynasalar en fazla 0-0 biterdi Galatasaray adına, yine kazanamazlardı. Dün 0-0 bitse ne olurdu Galatasaray adına? Ben olsam yine de üzülürdüm. Acı ama gerçek bu. Galatasaray takımının ligde var olması için teknik direktörü olması lazım. Hocamızdan özür dilerim, değerli bir insan olabilir ama durum bu, takımın bir teknik direktörü yok.

Ekmek Fenerbahçe'nin elindeydi. Nedir ekmek? Mücadeledir, zorlamaktır. Fenerbahçe kazanması gerekiyordu ve yürekten oynadı. Dirk Advocaat "ben artık takımı tanıyorum" dediği andan beri değişim var. Maç içinde iki yıldızdan bahsedeyim, ilki Josef de Souza. Mükemmel bir maç çıkardı. Van Persie'yle ilgili yarım özür dilerim. Yarım ama... Bu kalple, bu duyguyla oynayamaz dedim. Fakat Pereira ile Advocaat'ın hazırlaması farklı. Van Persie'ye dedi ki "Burada Sow oynar, sen oynamazsın. Sen kuvvetlenmeden oynayamazsın." Niye yarım özür diliyorum? Hakikaten özverili değildi o zaman... Şimdi baktı Van Persie, pabuç pahalı. Manchester'da gol attı, 80 bin kişi alkışladı, döndü kulübeye gitti. İşte bu kazandırdı Van Persie'yi Fenerbahçe'ye... 

Uğur Meleke: Sneijder artık Kaliforniyalı olmuş

Liğin en fazla serseri top kazanan takımı Fenerbahçe. Galatasaray’sa Adana’ya 72, Trabzon’a da 67 sahipsiz top bırakmış. İki ekip de rekor kırmışlar Galatasaray’a karşı.

Sneijder'ın Galatasaray’daki ilk 3 yılıyla, son 1 yılını ayırmak gerek. İlk 3 senesinde iştahlı, arzulu, arayan-kovalayan bir Sneijder.

Bir yılı aşkın bir süreden beriyse Los Angeles’taki sükseli hayatı öncesi son Avrupa turlarını atıyor izlenimi veriyor bana.
 
Selçuk’un fizyolojik mi psikolojik mi her ne sebepleyse kulübeye çekilmesi doğruydu.
 
Sıra artık Sneijder’da. Riekerink’in Josue’yi 18’e dahi almayıp Sneijder’ı oynatması akıl almaz.
 
Hakan Ünsal: Riekerink takımın hocası olmaktan öteye geçemeyecek

Riekerink'in büyük derbiye o derecede iki büyük yanlış tercih ile başladı.

Serdar'ın maç eksiğinin en fazla yaşanacağı karşılaşmaydı bu. Çünkü derbi dengeli ve hatasız oynamayı kabul eder. Serdar-Hakan ikilisinin uyumu da asıl soru işaretiydi. Selçuk seçimi ise bu maç için yapılacak en büyük yanlıştı. Tecrübesiyle, baskı yediğinde sakin kalmasıyla, oyun kurmanın çok önemli olduğu deplasmanda De Jong ile başlamak ve Selçuk'u tercih etmemek, Mehmet Topal'ın eksikliğini eşitleme anlamına gelir. 
 
Mehmet Topal'ın olmadığı ve orta sahadaki üstünlüğü daha rahat alacağı bir maçta, Riekerink'in tercihi anlamsız. Çünkü Topal, Fenerbahçe için bir orta sahadan daha fazlası ve Fenerbahçe'de onun eksiğini kapatacak adam yoktu. Ama Riekerink devreye girerek bu eksiği kapattı. 
 
Fakat bu yaptığı yetmezmiş gibi, ikinci yarı Fenerbahçe'nin düşmeye başladığı anlarda Eren'in sakatlığı ile gelen mesajı da alamadı. Oyunu okuyamadığını zaten biliyorduk ama bari sahadan gelen işareti anlasaydı. Selçuk tercihini yapmamasından bahsediyorum. Mağlupken ve orta sahada üstün olma ihtiyacın varken Cavanda tercihi ne ya...
 
 
Kimileri vardır ekibine sadece takımın hocası olur, kimileri ise ekibini hocanın takımı çevirir. Riekerink takımın hocası olmaktan öteye geçemeyecek. 

İlgili Haberler