Birgün yazarı Mustafa Kemal Erdemol, FEMEN'in kurucularından 31 yaşındaki Ukraynalı Oksana Shachko'nun Fransa'nın başkenti Paris'te kendi yaşamına son vermesine ilişkin bir yazı kaleme aldı. "Hemen hemen her şeyini protesto ettiği dünyadan kendi isteğiyle ayrıldı" diyen Erdemol, Shacko'nun "otoritelerin beğenisini toplamış bir ressam" olduğunu söyledi.
Resimlerinde Ortodoks Hıristiyanlığın ikonlarını kullanarak feminist, hümanist mesajlar verdiğini belirten Erdemol, "Yazık oldu" ifadesini kullandı.
Erdemol'un, "Shackho için…" başlığıyla (25 Temmuz 2018) yayımlanan yazısı şöyle:
Yazık oldu. 31 yaşında hemen hemen her şeyini protesto ettiği dünyadan kendi isteğiyle ayrıldı Shackho. Haberler doğruysa ardında “hepiniz iki yüzlüsünüz” yazan bir de mesaj bırakmış. “Herkesin” iki yüzlü olduğunu bildiği için bu iki yüzlülüğe (hypocrisy) karşı protestolar geliştirmiş biriydi oysa. Bunu bilen biri olarak kendi canına kıyması herhalde bir çıkış yolu bulamamasıyla ilgili.
FEMEN sadece “memelerini sergileyen kadınlar”la anımsanacak ya da sadece bununla değerlendirilecek bir örgüt değil. Böyle yaklaşmak büyük haksızlık olur. FEMEN aktivistlerinin, bedenlerini şehvet delisi “erkek bakışı”na inat bir protesto gerecine dönüştürerek, “arzu nesnesi” olmaktan çıkardıklarını düşünmüşümdür hep. Gerçekten de her neyi protesto ediyorlarsa memelerinin üzerine yazdıkları yazıyla yaptılar bunu. Kadın çıplaklığını, sadece kadın cinsi üzerine kurulmuş olan şehvet endüstrisinin değil, itiraz kültürünün de bir parçasına dönmüştürmelerini sempatik bulmuşumdur.
Protesto ettiklerinde o kadar çok ortak duyguya sesleniyorlardı ki FEMEN üyeleri, çıplaklıklarını görmesine fırsat kalmıyordu kimsenin. Kadın ticaretine, çocuk seksine, LGBTİ karşılığına, din, etnisite ayrımcılığına, hayvan katline kararlı bir karşıtlığı var FEMEN’in. Bu karşıtlığı bir şehvet malzemesi olmasına ragmen, sözüm ona ayıplanan çıplaklıkla gösteriyorlardı. Yani çıplaklığa yaklaşımdaki ikiyüzlülüğe de dikkat çekiyorlardı eylemleriyle.
Bu cesur/zeki kadınların örgütü FEMEN’i 2008’de Anna Hutsol ve Alexandra Shevcenko ile birlikte kurmuştu Shackho. FEMEN aslında Ukraynalı kadın öğrencilerin sorunlarını protesto ederek çıktı sahneye. Sonradan Ukraynalı kadınların cinsel açıdan sömürülmelerine yöneldi eylemleri. Ülkede büyük gelişme gösteren “seks turizmi”ne karşı seslerini yükselttiler. İlk dönemde FEMEN’in aktivist kadınları iç çamaşırlarıyla yapıyorlardı protestolarını. Ancak 2009’da Kiev’de yapılan bir gösteride Shachko’nun memeleri açık bir biçimde eylem yapmasından sonra FEMEN’in eylem tarzı bildiğimiz hale büründü. O gün bugündür FEMEN üyeleri eylemlerini memeleri açık yapıyorlar.
Ülkesinde barınamadı Shachko. 2013’de iltica ettiği Fransa’da siyasi mülteci olarak yaşıyordu. FEMEN’in tarihini yazan Fransız Galia Ackerman ile birlikte 2014’de “Ben Femen’im” adlı belgeseli yayınladı. Bu filmle belgesel ödülü aldı Shachko. Yaptığı resimleri de 2016’da Paris’te Galerie Mansart’ta sergiledi. İlk kişisel sergisiydi.
İnsanın içi acıyor tabii. Genç bir ölüm. Dünya sorunlarına duyarlı, hayvansever, ırkçılığa karşı, dünyayı güzelleştirmek için sanatı seçmiş pırıl pırıl bir genç kadın olarak yaşamı anlamlı kılanlardan biriydi. Okyanusa açılmakta tereddüt etmeyen ama önündeki küçük dereyi aşamadığını sandığı için “ölümü seçen” biri olması çok acı.
Mülteci yaşamı zordur. Shackho’nun bu yaşamı kaldıramadığı belli. Daha önce de iki kez denenmiş bir intihar girişimi var. Her başarısız girişimden sonra kararlılığı artmış olmalı. Kimileri intiharı deneyip de hayatta kalanlar yaşama daha sıkı sarılıyor derler. Shachko’da öyle olmadı ne yazık ki. Kararlılığı kendini yok etmede de etkili olmuş demek ki.
Yaşamına kendi elleriyle son vermesi de “protest” bir anlam taşıyordur belki. “İstediğim zaman ölürüm”ün içinde bu tür bir “başkaldırı” var sanırım.
Yine de Shackho’nun bunca yıl mücadele ettiği kötülüklere karşı “artık ben yokum” demesi, dünyayı herkes için güzelleştirmek isteyen onun gibi “cömert” bir ruhtan beklenecek bir tutum değil.
İntiharı bir protestoysa gerçekten, ilk kez katılmıyorum Shackho’ya.
Çok yazık.