Fehmi Koru*
Haberi ilk okuduğumda doğruluğundan kuşku duymuştum, o sebeple konuya eğilmem bugüne kaldı. Oysa doğruymuş.
Haber şu: Saadet Partisi genel başkanı Temel Karamollaoğlu Balıkesir’de ‘Türkiye’nin Meseleleri ve Çözüm Yolları’ konulu bir konferans vermiş.
Bunda şaşılacak bir nokta yok; Karamollaoğlu şu sıralar çok faal; parti olarak belirledikleri siyasi tavır hemen her kesimden ilgi gördüğü için görüşlerine müracaat ediliyor ve o da kimseyi boş çevirmiyor.
Televizyon ekranlarında, gazete ve itibarlı internet siteleri röportajlarında görünüyor Karamollaoğlu; yukarıdaki haberden bu arada illerde düzenlenen konferans etkinliklerine de katıldığı anlaşılıyor.
CHP ve İYİ Parti milletvekilleri
Meclis’te temsil edilmeyen bir partinin gördüğü bu ilgi gerçekten olağanüstü.
Saadet Partisi’nden bir kaynak, bana, “İl ve ilçe teşkilatlarımıza üye kaydedilmek için kendi gelenler o kadar yoğun ki, cevap vermekte zorlanıyoruz” dedi.
Haberin doğruluğundan kuşku duymama sebep olan, sonuna eklenen şu cümleydi: “Saadet Partisi Balıkesir İl Teşkilatı’nın organize ettiği “Türkiye’nin Meseleleri ve Çözüm Yolları” konferansına İYİ Parti Balıkesir Milletvekili İsmail Ok, CHP Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın, CHP İl Başkanı Serkan Sarı da katıldı.”
Nasıl, sizi de şaşırtmadı mı bu ayrıntı?
Bizde partililer başka partilerin etkinliklerinde görünmekten kaçınırlar. Bırakın il veya ilçelerdeki farklı partilerin toplantısına katılmayı, kurultaylara görevli gönderilen başka partilerin temsilcileri bile tedirginlik yaşarlar.
Yanlış anlaşılabilirler diye.
CHP ile İYİ Parti’nin Balıkesir milletvekilleri o tedirginliği aşmış görünüyor; ya da Saadet’in ‘ilkeler platformu’ adını verdiği ve “İttifakı zamanı geldiğinde konuşuruz, önce üzerinde uzlaşabileceğimiz ortak noktaları belirleyelim” diyerek tartışmaya açtığı esaslar CHP ve İYİ Parti tabanında da tutmuş olmalı.
O unsurları hatırlayalım: Kuvvetler ayrılığı.. adalet ve hukukun üstünlüğü.. Hesap verilebilirlik ve şeffaflık.. israf ve yolsuzluklar konusunda hassasiyet…
İYİ Parti ve CHP, hem de lider düzeyinde, bu unsurlara sahip çıktı.
O esaslar AK Parti’ye yabancı değil
İşin ilginç bir yönü var: Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu’nun şimdi savunduğu bu ilkeler, aslına bakılırsa, AK Parti’nin yabancılık duyacağı unsurlar değil; tam tersine, yolunu Saadet’in öncüsü olan Fazilet Partisi’nden ayıran ‘yenilikçi hareket’, 2000 yılında partileşirken, tam da bu ilkeler etrafında bir politik çizgi izlemeyi benimsemişti.
Dahası, yol arkadaşı olarak da, daha önce başka partilerde bulunmuş ilkeli siyasileri yanlarına almayı uygun görmüşlerdi.
AK Parti kurucuları arasında öyle bir çok-seslilik görüntüsü ilk günden hakimdi.
Saadet’in şimdilerde gördüğü anlaşılan yoğun ilgi kurulduğu ilk günlerde AK Parti’ye gösterilen ilgiyi andırıyorsa.. sebebi budur.
İlk seçimde yüzde 35 oy alabilmişti AK Parti, sıfırdan başlayarak kendi tabanını oluşturabildi ve müteakip 16 yıl içerisinde halkın neredeyse yarısının tasvip ettiği bir partiye dönüştü.
Saadet Partisi’ne “Neden olmasın?” hissini veren de bu paralellik olmalı.
2019 seçimleri ve Cumhurbaşkanlığı hesapları
AK Parti, 2019 yılında yapılması kararlaştırılmış üç seçimi, oyunu yüzde 50’nin de üzerine çıkararak iktidardan kolay kolay gitmeyecek kalıcı bir partiye dönüşme amacıyla kullanmak isterken, Saadet Partisi de aynı seçimleri yeniden siyasetin belirleyicisi haline dönüşmek için değerlendirmek niyetinde.
Öncüleri olan Milli Selamet Partisi’nin 1970’lerde, Refah Partisi’nin 1990 sonrasında olduğu gibi…
Her iki parti o dönemlerde ‘anahtar’ işlevi görmüş, liderleri Necmettin Erbakan 1974-1980 arasında birkaç kez başbakan yardımcısı olabilmiş, 1996’da da başbakanlığı üstlenebilmişti.
Saadet Partisi yeniden o konuma gelmeyi arzuladığını belli ediyor.
Balıkesir’de Saadet Partisi il teşkilatının düzenlediği etkinliğe CHP ve İYİ Parti’den milletvekillerinin ve partililerin (CHP il başkanı da oradaymış) katılması ‘ilkeler platformu’ arayışının bu iki parti tarafından tasvip görmesi sayılabilir. Seçimlere yaklaşıldığında daha başka partiler de platforma ilgilerini belirgin hale getirebilirler.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde aranan yüzde ‘50+1’ çoğunluk bu platformdan çıkar mı?
Gördüğüm şu: AK Parti çıkmayacağına çok emin görünüyor.
*Bu yazı fehmikoru.com'dan alınmıştır.