Gündem

Fehmi Koru: İtibarlara yönelik saldırılar yüzünden ortalık tahammül edilmez bir hal aldı

22 Eylül 2023 06:08

* Fehmi Koru

Bazı meslekler doğası gereği itibar gerektirir.

Hakim ve savcılar -yani yargı mensupları- itibarlarını korumak zorundadırlar. İnsanlar onların önüne kendi aralarında ihtilaflarını çözemedikleri zaman gelirler genellikle. Ya da, yasalara aykırı bir eylem yüzünden yargı devreye girmiştir, böyle durumlarda da, mağdurlar veya kamu, yargının o kişi veya kişiler hakkında adil bir karar vermesini bekler. 

İtibar olmazsa yargıya güven de olmaz.

Hakimler böyledir de hakemler sanki farklı mıdır?

Spor müsabakalarını yöneten insandır hakem ve çaldığı düdükle yalnızca bir maçın kaderini belirlemiş olmaz, aynı zamanda yönettiği spora ilginin devamını sağlayarak gençlerin her anlamda sağlıklı kalmalarına da yol açar. [Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur, öyle değil mi?]

Önceden ayarlanmış maçların oynandığı bir ülkede spora ilgi de yok olur.

Hakimler gibi hakemler de itibarlarını korumak zorundalar.

Bir başka itibara dayalı meslek de gazeteciliktir. Haberler ve o haberlere dayalı yorumlar bazen bir ülkenin kaderini de etkileyebilir. Yalan haber, tarafgir yorum ile yalnızca gerçekler çarpıtılmış olmaz, o çarpıtmalar pek çok insanın zihninde yerleşik gerçek halini alır.

Gazetecilik mesleği de mensuplarından itibar bekler.

Yazının buraya kadarında yargı mensuplarından, hakimler ve hakemler ile gazetecilerden söz etmemin aslında konuyu bir başka meslek erbabına getirme amaçlı bir girizgah olduğunu tahmin etmişseniz yanılmış değilsiniz.

Meramım politikacılar ile itibar ilişkisi hakkında görüşlerimi paylaşmak. Ancak politikacılara girmeden önce söylemeyi önemsediğim bir konu daha var: İtibar konusu önemsenmiyor günümüzde.

Yalnız bizde değil, itibarın anlam taşıdığı ülkelerde de herkes hakkında ulu orta konuşulup yazılabiliyor. Aslı esası olmayan yakıştırmalar, dedikodulara dayalı değerlendirmelerle itibar cellatlığı yapılabiliyor.

Sosyal medyanın sağladığı anonimliğin arkasına sığınarak yapılan sözlü-yazılı yayınlarla itibarlar alaşağı edilebiliyor günümüzde.

‘Günümüzde’ özel vurgusunun da bir sebebi var.

Acaba günümüzde değişik alanlardan ünlülere reva görülen muameleye, yaşadıkları veya toplum önünde bulundukları dönemde geçmişin ünlüleri uğrasalardı, var olan itibarlarını koruyabilirler miydi?

Nitekim, günü gününe izlemeye çalıştığım ABD ve Avrupa medyasında yer bulan güncel iddia ve ithamlar, bir süreden beri, geçmişin ünlülerine de yaygınlaştırılıyor. Dönemlerinde itibarları sayesinde kazandıkları ün sorgulanmakla kalmıyor, onurlarına verilmiş unvanların geri alınması için kampanyalar açılıyor, varsa portreleri parçalanıyor, büstleri, heykelleri devriliyor.

Memleketinde itibarı alaşağı edilmek istenen ünlüler arasında Winston Churchill bile var.

Emperyalist tavrı sebebiyle…

Churchill sonuçta bir politikacıydı. Ukrayna’da Zelensky günümüzde neyse savaş halindeki İngiltere’de Churchill oydu.

Ülkeyi doğrudan yöneten iktidar politikacıları veya onların yerine gelmek üzere çabalayan muhalefettekiler, çoğu kez, uğraşlarının bir itibar mesleği olduğunu unutmuş gibi davranıyorlar. Biraz abartılı konuşmaları, gerçekleri hafifçe kendilerine yontmaları alışılmış ve tolere edilebilir davranış biçimidir politikacılar için; ancak işin içine yalan-dolan girmemesi ve karanın beyaz beyazın da kara imiş gibi sunulmaması şartıyla…

“Kampanyada konuşulanlar seçim sonrasına kalmaz; vaatlerin peşine düşülmez” diye bir kural yoktu, son zamanlarda sanki olması gerekirmiş gibi davranılıyor. 

Yalnız iktidar için geçerli değil bu eleştirim, son seçimde muhalefet içinden bazıları da yerine getirilmeleri imkansız olduğu için tutamayacakları vaatlerle kitlelerin karşısına çıkabildiler.

Tabii bir de politikacıların birbirleri hakkında kullandıkları bir dil var.

Başkaları kendileri hakkında aynı dili kullansalar hiç kuşkusuz rahatsızlık duyacakları ileri sözleri, iddia ve ithamları büyük rahatlıkla rakiplerinin üzerlerine bocalayabiliyor politikacılar.

Giderek karşılıklı atışmada her bir politikacı rakibi hakkında aynı dili kullanmaya başlıyor ve politik ortam kolayca zehirlenebiliyor.

Ülkedeki politik ortamı ben böyle görüyorum; itibarlar ayaklar altına alınarak yapılan bir uğraş alanı haline dönüşüyor politika.

Son zamanlarda buna bir de politikacıların politika dışı mesleklerden birilerine de rakipleri için kullandıkları dili uyarlamaları eklendi.

Eh, onların zehirli dili taklit edilemez mi? Onların hedef aldıkları kişiler de, bu defa, haklarında ileri geri sözler sarf etmiş politikacılara aynı dilden cevap yetiştirebiliyorlar.

Durumumuz bu.

* Bu yazı fehmikoru.com adresinden aynen alınmıştır.