Gündem

Fehmi Koru: Cemal Kaşıkçı olayı ile Agatha Christie arasında ne ilişki var?

"Cemal Kaşıkçı‘ya ne olduğunun üstünün örtülü kalacağını sananlar yanılır"

15 Ekim 2018 14:41

Fehmi Koru*

‘Polisiye edebiyatı’ diye bir alan var. İngiliz Agatha Christie 80 romanıyla bu edebiyat türünün kraliçesi kabul ediliyor. Bir cinayet işlenir ve romanın kahramanı olan hafiye, bütün kanıtları göz önünde tutarak, katilin kimliğine ulaşır.

Bizler de, roman okuyucuları olarak, hafiyenin attığı her adımdan ve gözden geçirdiği kanıtlardan onunla birlikte haberdar oluruz.

İyi polisiye son sayfalara kadar katilin kimliğinin tahmin edilemediğidir. Hafiyenin bildiği her şeyi biz okurlar da biliriz, ama göz önünde olduğu halde ustaca gizlenmiş bazı ayrıntılar yüzünden katille ilgili tahminlerimiz genellikle yanlış çıkar.

Hiçbir şey ilk bakışta göründüğü gibi olmayabiliyor.

Romancının hayal dünyasına vakıf olup eserlerini nasıl yazdığını anlayana kadar…

En iyi polisiye türü ise cinayetin imkânsız şartlarda işlendiği ‘kapalı oda cinayeti’ denilen türdür. Kapısı kilitli, pencereleri olmayan bir odada işlenmiş cinayeti çözmek ötekilerden çok daha zordur ve bu sebeple de o türün ustalarına şapka çıkarılır.

Agatha Christie‘nin Türkçeye ’10 Küçük Zenci’ adıyla çevrilmiş ‘And Then There Were None’(1939) adlı eserinde, davetle bir adaya giden 10 kişi, geçmişte işledikleri kendilerinden başka kimsenin bilmediği cürümleri yüzünden birer birer ortadan kaldırılır. Adada bir 10 kişi, bir de kendilerine hizmet etsin diye orada bulunan iki kişi vardır.

‘Kapalı oda’ bir adadır o romanda…

Fransız Gaston Leroux‘nun ‘Sarı Odanın Gizemi’ (1908) bu türe tarihi derinlik kazandırır.

Benim de en fazla tuttuğum polisiye türüdür kimsenin giremeyeceği bilinen bir ‘kapalı oda’da işlenmiş cinayetlerle ilgili olanlar…

Kaşıkçı’ya ne olmuş olabilir?

Herhalde nereye geleceğimi anlamışsınızdır. Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı‘nın İstanbul’da bulunan ülkesinin başkonsolosluğuna girdikten sonra ortadan kaybolması, kendisinden bir daha haber alınamaması biraz o tür romanlardaki gizemi andırıyor.

Suudlular “Geldiği gibi çıktı” diyorlar, ancak çıkmış olsa şimdiye kadar herhalde “Ben buradayım” diye sesini çıkarırdı Kaşıkçı.

İşkenceye tabi tutulduğu, öldürüldüğü, cesedinin parçalanarak 15 kişilik infaz ekibi tarafından yurtdışına çıkarıldığı yolunda senaryolar var.

Azınlıkta kaldığımı bile bile, ben, Kaşıkçı‘nın ya hala İstanbul’da bir yerlerde tutulduğu veya ‘infaz timi’ gözüyle bakılan kişiler tarafından yurtdışına götürüldüğü kanaatindeyim.

Öldürüldüyse bile, cinayetin İstanbul’daki Başkonsolosluk binası dışında bir yerde işlenmiş olması ihtimali daha fazladır…

‘Kapalı kapı’ türü polisiyelerde bile cinayet sonunda çözülür. Agatha Christie‘nin ’10 Küçük Zenci’ dediği birbiri ardına hayatını kaybedenlerden en sona kalan iki kişiden biridir adada cinayetleri işleyen… Leroux‘nın içeriden kilitlenmiş sarı odasında hayatını kaybeden kadın, aslında ölümüne yol açan darbeyi o odaya girmeden önce almış, kendini içerisine kilitlediği odada acıyla yataktan düşerek hayatını kaybetmiştir.

Cemal Kaşıkçı olayında ne olmuştur peki?

Suud Kralı Salman, dün gece yaptığı görüşmede, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan‘a teşekkür etmiş; ortak çalışma grubu oluşturarak olayın gerçeğini araştırmanın yolunu açtığı için…

Ortak çalışma grubu Meclis’te bazen kurulan alt komisyonlar gibi bir şey midir?

Ahmet ÜmitCelil Oker, hatta meslek dışı faaliyeti polisiye yazarlığı olan gazeteci Ferhat Ünlü Başkonsolosluk’ta ne yaşanmış olabileceğini tahayyül etmişlerdir.

En çetrefilli cinayetleri inceleyip katilin kimliğini çok kısa sürede tespit eden dedektiflerimiz de var bizim.

Yeter ki, sorulara cevap alınabilsin…

En karışık cinayetler bile çözülür

Bu türün bir başka ustası olan Ellery Queen (aslında New Yorklu iki yakın akrabanın ortak müstearıdır bu) ‘King Öldü’ (‘The King is Dead’) romanında, uluslararası düşmanları da bulunan muazzam servet sahibi King Bendigo adlı birinin uğradığı cinayeti işler. Cinayeti kimin işlediği bellidir de, muamma olan bunu nasıl becerdiğidir. Öldürüleceği gece ve saat önceden ilan edildiği için King kendini bir odaya kilitlemiştir; yanında sadece karısı vardır. Buna mukabil, öldürme niyetini belli eden kardeşinin yanında da iki dedektif bulunmaktadır. Katil içi boş tabancasının tetiğini çektiği anda başka odadaki King hayatını kaybeder. Eşinin silahı yoktur, cinayetin işlendiği odada başka silah da bulunmaz. Katilin silahı ise gerçekten de mermisizdir.

Ne kadar karışık bir cinayet değil mi?

Karışık olan bu cinayet bile -romanda- çözülebildi.

Cemal Kaşıkçı‘ya ne olduğunun üstünün örtülü kalacağını sananlar yanılır.


Bu yazı ilk kez fehmikoru.com'da yayınlanmıştır