Fehmi Koru*
Anayasa değişikliği paketinin TBMM’de kazaya uğrayabileceğini düşünenler var; turlara geçilmesinin beklenenden daha az (338) oyla kabulü o beklenti sahiplerini yüreklendirdi.
Ben o kanaatte değilim.
Görüşümü belirlerken dayandığım tek bir basit sebep var: Gereken tedbir alınmadan, yani 330 eşiğinin aşılacağından iyice emin olmadan, paketi Meclis’e sunmazdı iktidar partisi..
Sunduğuna göre.. Meclis rauntlarını kazaya uğramadan aşacağından emin demektir..
Nitekim ilk iki maddenin kabul oyları (347, 348) bu görüşü doğruluyor..
Bir-iki maddenin kazaya uğrayacağı yolunda beklentiler var; bütün maddeler üzerinde MHP ile kesin anlaşılmışsa, ki anlaşıldığı belli, böyle bir ihtimali de varit görmüyorum.
AK Parti ile MHP ‘disiplinli’ partilerdir; itiraz edenler baştan görebileceğimiz veya göremeyeceğimiz bir yöntemle aleyhte tavırlarını dışa vururlar; vurdular da… Geriye kalanların sürüden ayrılmayacaklarını düşünebiliriz.
Değişiklik paketinin kaderini belirleme işi millete kalacak gibi…
Kampanyada muhalefetin ve medyanın durumu
Halkoylamasına gidilecek ve sistemi tek kişiye olağanüstü yetkiler vermek üzere değiştirme girişimi için milletin onayına başvurulacak; bu projeye ciddi itirazı olanların kendilerini sürecin o aşamasına hazırlaması gerekir.
Aslında AK Parti’nin değişikliğin kabulünü getirecek biçimde bir ön hazırlığı halkın kanaatini belirlemeye dönük olarak da yaptığı, biraz yakından bakıldığında, kolaylıkla görülebiliyor.
Halkın kanaat belirlemesinde etkilendiği veya etkilenebileceği her türlü yol ve yöntem üzerinde ağır bir AK Parti hâkimiyeti var…
Bütçeden en büyük payı seçimden birinci çıktığı için alabilen AK Parti, kampanya sırasında o imkânları rahatlıkla kullanabilecektir.
Kampanya, ona çoktan hazır iktidar partisinin propaganda bombardımanı ile.. halka gidilene kadarki Meclis aşamalarını paketi kazaya uğratma ihtimalini ciddiye alarak gözlerinde büyüten CHP.. arasında geçecekse.. o yarışa AK Parti’nin hayli önde başlayacağı daha bugünden görülüyor…
Tabii bir de medyanın durumu var.
O konuda da AK Parti’nin çok önceden tedbirlerini aldığı o kadar belli ki…
Bugün en renkli görüntüye sahip bir medyası olduğuyla övünebilecek durumda Türkiye; ancak toplumu etkileme açısından o renk ve çeşitliliğinin fazla bir kıymet-i harbiyesi yok…
Türk medyası her bakımdan tarihinin en zayıf dönemini yaşıyor.
Gazetelerin bütünü projeye itiraz etse dahi.. Televizyon kanallarında 24 saat “Anayasa değişikliğine hayır” kampanyasına destek verilse bile.. böyle bir toplu çıkışın halktan karşılık bulmasına bel bağlamak yanlış olacaktır.
Kaldı ki, itirazcıların seslerini duyurabilmelerini imkânsız kılan bir medya düzenimiz var artık…
Geçmişte, çok uzak olmayan bir geçmişte, yanlışların önlenmesinde en belirgin rollerden birini oynamıştı gazeteler ve TV kanalları; bugün medya hem o işlevi görmemeye yeminli, hem de bunu sağlamada etkili insan unsuru çoktandır medyada değil…
Başka?
Olabilir.. ama olmaz..
Meclis’ten geçmesine muhakkak gözüyle baktığım anayasa değişiklik paketinin halktan yeterli destek görmemesini sağlayabilecek başka bir unsur da göremiyorum.
Elime geçen yakın tarihli kamuoyu yoklamaları, halkın bu konuda tam ortasından ikiye bölündüğüne işaret ediyor; yüzde 50 lehte, yüzde 50 aleyhte…
Yoğun bir kampanya, yetersiz karşı çıkışlar yüzünden, yarıdan fazlasıyla halkın da sandıkta değişiklikten yana oy kullanması daha mümkün görünüyor.
Bazen görüntüler yanıltıcı da olabiliyor.
En son örneğini 7 Haziran (2015) seçiminde yaşamıştık; hani bütün kamuoyu araştırma şirketlerinin 1 Kasım (2015) seçiminde sandığa yansıyana benzer öngörülerle karşımıza çıktığı seçim…
AK Parti o seçimde beklenenin çok aşağısında bir oy alabilmişti.
Yanlışlıklarından da dersler çıkartabilen bir parti AKP; o tarihten sonra da halkın kanaatini etkilemede olumsuz rol oynadığına inanılan bazı unsurların hareketini kısıtlayıcı tedbirler alabildi.
Ve o arada oyunu altı ay bile geçmeden 10 puan artırabildi.
Muhalefette öyle bir cevvaliyet görebiliyor musunuz?
Ben görmüyorum.
Kader çatışması ve kırılma noktası
Ancak gördüğüm bir gerçek var: AK Parti’nin sistem değişikliğine verdiği olağanüstü önem ve bunu belli etmesi, konuyu, bir kader çatışması haline dönüştürdü.
Meclis’te kazaya uğrarsa aynı etki alınır mı, bilemem; ancak değişiklik paketi halka sunulur ve sandıktan yenilerek çıkılırsa.. o sonuç.. AK Parti için hiç de iyi olmaz.
Bu durumu halk da anladığı için, anayasa değişikliği paketinin oylanacağı referandum, çoktandır düz bir zeminde ilerleyen siyaset için kırılma noktası teşkil edebilir…
2071 yılı için hazırlıklar içerisinde bulunan bir siyasi hareketin hevesini zedeleyebilecek bir kırılma noktası…
Halkın bunu algılayarak oy kullanması.. işte projenin önünü kesebilecek tek ihtimal budur.
“Bunlar da fazla oldular” algısı…
İhtimali hatırlatmakla yetiniyorum.
* Bu yazı Fehmikoru.com'da yayınlanmıştır