Habertürk yazarı Fehmi Koru, Tayyip Erdoğan’ın yerine Başbakan koltuğuna oturması beklenen Ahmet Davutoğlu’na “mağrur olma” uyarısında bulunarak, “Davutoğlu’nun hep doğru kararlar alması, başarılı olması bile takdir görmesi ve sürekli ayakta kalması için yeterli olmuyor siyasi hayatta... Hükümetine en uygun bakanları seçmeden başlayarak ‘sıfır-hata’ ile yola koyulması, aldığı her karar ve attığı her adımda en doğruyu yakalaması şart. Hükümet etmenin ortak sorumluluk eseri olduğunu da asla unutmamalı” dedi.
Fehmi Koru’nun Haber Türk gazetesinde “Yeni başbakana öğütler...” başlığıyla yayımlanan (26 Ağustos 2014) yazısı şöyle:
Merak edilmesin; öğüdü ben verecek değilim.
Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı üstlendiği ilk günlerde, cep telefonunun ‘mağrur olma’ uyarısıyla açıldığını öğrenmiştik. Osmanlı padişahlarının cami önünde toplanan halk tarafından ‘Mağrur olma padişahım, senden büyük Allah var’ nidalarıyla cuma selâmlığına gönderildiğinden esinlenerek...
Yüksek mevkilerde bulunan kişilerin bu tür uyarılara ihtiyacı olduğu âşikâr...
Bugünlerde hakkında çıkan övücü yazıları okudukça, tarih bilinci yüksek Ahmet Davutoğlu’nun aklından da o uyarılar mutlaka geçiyordur.
Geçmiyorsa geçmeli.
Karahanlılar dönemi bilgesi Yusuf Hashacib’in ‘Kutadgu Bilig’i ile Selçuklu veziri Nizamülmülk’ün‘Siyasetnâme’si (ikisi de 11. yüzyıl ürünü) devlet adamlarına öğütler veren kitapların en ünlülerindendir. Bin yıllık tarih boyunca yüzlerce benzer öğüt kitabı yazılmıştır.
Ayrıca sosyoloji ilminin babası sayılan İbn Haldun’un 14. yüzyılda kaleme aldığı ünlü ‘Mukaddime’ de yol açıcı eserlerin başında gelir.
Yeni başbakan Ahmet Davutoğlu bu vadide yazılmış eserlerin büyük bölümünü okumuştur.
O kitaplarda günümüzde bile kendisine rehberlik edecek pek çok göz açıcı öğüt bulunuyor.
Herhalde hafızalarda en fazla yer tutması gereken, yine, ‘mağrur olmamaya’ dair özlü sözlerdir.
Gazetelerde çıkan övücü yazılardan çoğunu hak ediyor yeni başbakan; tıpkı kendisine yöneltilen eleştirilerin bazısını hak ettiği gibi...
Sonuçta 12 yıl boyunca önce danışman sonra uygulayıcı olarak toplumun gözü önünde bulundu; konuşmaları ve mülâkatlarda verdiği mesajlar yakından takip edildi.
Uygulayıcı olarak izlediği politikaların mukayesesine imkân veren fikirleri de kitaplarından öğrenilebiliyor.
Hiç kuşkusuz fikir dünyası en iyi bilinen kişiliklerin başında geliyor. Dış politikasının dinamiklerini keşif için söylediklerini ve yazdıklarını daha önce didik didik edenler, şimdilerde aynı metinleri ülke politikasına muhtemel katkılarına ışık tutması bakımından yeniden inceliyorlardır.
Kendisini eleştirenlerden bazısının düştüğü hatayı tekrarlamamak için...
Eleştirenlerin gözden kaçırdıkları nokta şu: Düne kadar dış politika konuları ilgi alanıydı Ahmet Davutoğlu’nun; bundan böyle ülkeyi ilgilendiren her alandan o sorumlu olacak ve bu yüzden farklı konularda karar vermesi gerekecek...
Tek bir alan söz konusu olduğunda verdiği kararların bazısını, yeni ilgi alanı genişliği sebebiyle, gözden geçirmesi beklenir. Dış politika ile ekonomi, dış politika ile ulusal güvenlik, dış politika ile sosyal politikalar çıkar açısından çatıştığında eskiden hakemliği Tayyip Erdoğan --tabii Abdullah Gül’de-- yapıyordu; şimdi o görev büyük çapta Ahmet Davutoğlu’nun...
Sadece halk ve partisi değil, Tayyip Erdoğan da doğru kararlar almasını kendisinden bekleyecek...
Hep doğru kararlar alması, başarılı olması bile takdir görmesi ve sürekli ayakta kalması için yeterli olmuyor siyasi hayatta...
Hükümetine en uygun bakanları seçmeden başlayarak ‘sıfır-hata’ ile yola koyulması, aldığı her karar ve attığı her adımda en doğruyu yakalaması şart. Hükümet etmenin ortak sorumluluk eseri olduğunu da asla unutmamalı.
Ayağına diken batmasını, başarısız olmasını bekleyenler yalnızca muhalefet sıralarında oturmuyor...
İşgal edeceği makam için gerekenden yüksek bir donanıma sahip olduğu belli; bilinmeyen tek nokta, bu denli yüksek donanımın siyasette başarı getirip getirmeyeceği...
Bu yazı bile gururunu okşayabilir yeni başbakanın; ne olur okşamasın...