Fehmi Koru *
Referandum sonucu, bir yan ürün olarak, farklı bir beklenti doğurdu: Yeni parti beklentisi…
İsimler de verilerek, AK Parti içerisinden nur topu gibi yeni bir parti doğmasını bekleyenler olduğu anlaşılıyor…
CHP içerisinden DP’nin, Fazilet Partisi içerisinden AK Parti’nin çıkışı gibi…
AK Parti’ye yakın olduğu bilinen bazı kalemlerin, ‘Evet’ kampanyasına alenen destek vermemekle suçladıkları isimlere çok benzeyen bir listeleri var bu beklenti içinde olanların…
AK Parti doğuma müsait değil
Ülkenin durumu.. AK Parti’nin eskisi kadar heyecan uyandırmaması.. referandumdan çıkan sonucun ‘kılpayı’ oluşu.. böyle bir gelişme için şartların müsait olduğu izlenimini veriyor…
Ben ise.. ülkenin durumuna.. AK Parti’ye.. referandum sonucuna bakarak.. bunun bugün için olamayacağını düşünüyorum.
Dikkat ettiyseniz ‘bugün için’ kısıtlamasıyla bu görüşe sahibim.
Medya düzeni.. trollerin varlığı.. OHAL.. bunlar da önemli sıkıntı kaynakları.. ancak hepsinden önemlisi ise ‘dava arkadaşlığı’ kavramına verilen olağanüstü önem…
Her şeye rağmen halkın yüzde 50’sini içinde barındıran bir partiyi terk etmenin zorluğu da ortada…
İsimleri telâffuz edilen siyasiler AK Parti tarihinin birer parçası; ona ömürlerinin büyük bölümünü vermiş insanlar. Şimdi birden bire onun ‘muhalifi’ olarak ortaya çıkmak hiçbirine akıl kârı gibi gelmez; gelmiyor da…
Politik tercihleri beğenmeseler.. tutulan yolla ilgili kuşkular taşısalar.. yeni kadrolarla kendi dönemlerinin yol arkadaşlarını mukayese ettiklerinde hayal kırıklığı yaşasalar.. bütün bunlar olsa bile.. “Elveda AK Parti” demek onlara giran geliyor…
Bunlar bana o isimlerin teker teker aktardıkları görüşler değil; onları izlerken benim çıkardığım sonuçlar… O isimler kendileri hakkında senaryo yazanlar kadar da bu konuları konuşmuyorlar…
Ne kendi aralarında, ne de başkalarıyla…
Oradan, o kadrodan fazla bir şey beklememek gerekir.
Beklenti boşuna değil ama…
Ancak yeni parti beklentisi de günümüzün bir gerçeği…
Her beklenti.. bir gün gelir.. ona cevap teşkil edecek bir oluşuma ebelik edebilir.
Özellikle de dönüşüm dönemlerinde.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu kadrosu Cumhuriyet Halk Partisi içerisinde yer alan isimlerdi; önce CHP kuruldu, ardından Cumhuriyet ilân edildi. İçinden ‘farklı’ bir partinin (DP’nin) çıkabilmesi için, İkinci Dünya Savaşı’nın bitmesi ve Türkiye’nin ‘Batı bloku’ içerisinde kalacağının anlaşılması gerekti.
Akıllıydı İsmet İnönü; doğumun CHP içerisinden çıkmış bir kadro eliyle olmasını tercih etti.
[Doğrusu, 7 Haziran (2015) seçimi sonrasında, Tayyip Erdoğan’ın da öyle bir yola gideceği umuduna kapılmış, AK Partili rahatsızları parti kurmaya teşvik edeceğini, bir sonraki seçime ayrı ayrı girecek iki partinin o güne kadar görülmemiş bir çoğunluğu elde ederek aralarında koalisyon kuracaklarını düşünmüştüm. Olmadı tabii…]
AK Parti’nin doğumu da bir başka dönüşüm döneminin ürünüdür: 28 Şubat’la denenen ‘vesayetçi yönetim’in yürümeyeceğinin.. buna karşılık Fazilet Partisi’nde devama da izin verilmeyeceğinin.. görünür hale gelmesi.. toplumun o kadroya güvendiği halde ‘sistem dışı’ görüntüsünden çekindiğinin anlaşılması..
Bütün bunlar AK Parti’yi doğurdu.
Ne çıkarıyoruz bu tahlilden? Şunları:
Yeni parti bir dönüşümü izler.. dönüşümü gerçekleştirenden farklı bir kadronun eseridir.. o kadronun açtığı yolu genişletmek için yola çıkan insanlar tarafından oluşturulur…
İhtiyaç olup olmadığını bu tahlilden hareketle tespit edebiliriz.
Kendi tespitimi yazabilirim: Evet, yeni bir siyasi oluşuma ihtiyaç var bugün…
Vakti gelince
AK Parti’nin iktidarı boyunca hemen her alanda açtığı, ama kendi tercihleri sebebiyle sürdürmekte zorlandığı yolları biraz daha genişletecek.. içeride barışı tesis edecek.. dışarıda Türkiye’yi de tehdit etmeye başlamış savaşçı havayı tersine çevirecek.. Batı ile kavgasız olacak.. Doğu ile dostane ilişkiler kuracak.. İslâm Dünyası’na örnek bir Türkiye idealini gerçekleştirecek..
Böyle bir partiye ihtiyaç var.
Vaktiyle AK Parti’nin kendisini tanımladığı ve uzun süre gerçekleştirebileceğine de inandırdığı ilkeler bunlar…
Evet, AK Parti de o ilkeleri yeniden benimseyerek kendi yarattığı boşluğu kapatabilir ve yeni bir partiye olan ihtiyacı ortadan kaldırabilir.
Ancak bu ihtimal de AKP içerisinden yeni bir partinin doğması kadar zor görünüyor.
[Zor olmasına zordur, ama imkânsız da değildir.]
Ne olacak öyleyse, ne olabilir?
Ben bilmiyorum doğrusu. Bileniniz var mı?
Bu yazı Fehmi Koru'nun kişisel sistesi Fehmikoru.com'dan alınmıştır