Yaşananlar 'Kürt sorunu mu?' Yoksa 'PKK sorunu mu?' tartışmalarının süre geldiği günümüzde, ülkemizde yaşanan terör olayları dinmek bilmiyor. Taraf gazetesinden Neşe Düzel, Kürt politikacı Nurettin Yılmaz ile yaptığı röportajda, bu sorulara cevap bulmaya çalışıyor.
Kürt politikacı Nurettin Yılmaz ‘Özal Iraklı Kürtlerle federasyon kurmayı istiyordu. Talabani ve Barzani’ye birkaç kez federasyon talebinde bulunmuş, onlar da kabul etmişti. Bu,şimdi bir hayal’ dedi. Özal'ın federasyon çabalarının yakın şahidi olduğunu söyleyen Yılmaz, “Federasyon fikrini tartışırken Özal ‘Irak Kürtlerinin bize bağlanması ne iyi olur değil mi’ dedi. Ben de ‘Kerkük’e hâkim olma fikriniz var değil mi’ dedim. O da ‘O kadar olur’ diye cevapladı” sözleriyle yakın tarihte yaşanan bilinmeyenleri anlattı.
Siz çok uzun zamandan beri bazen miletvekili bazen mahkum bir Kürt politikacı olarak olayların içindesiniz. Bugünkü durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
70 yasındayım. Cizre’de doğdum. Büyüyünce hâkim olmak istedim. Yaşadığım yerde öyle hukuksuzluk vardı ki. insanların en büyük ihtiyacının hukuk olduğunu düşündüm. Bugün bakıyorum büyüdüğüm yerlerin ve insanlarınım en buyuk ihtiyacı gene hukuk. Kürtlere karşı hukuksuzluk sürüyor. Şöyle bir geriye gidelim.
PKK nasıl oluştu?
PKK, Diyarbakır cezaevinde yapılan provokasyonun ürunudur. Diyarbakır zindanlarında öyle bir zulüm yapıldı ki, .sonunda İnsanlar devlete karşı isyan ettiler. Ve 1980'de Abdullah Öcalan.'ın yakalandığı 1999 yılına dek bu ülkede bağımsız bir Kürt devleti kurmak istediler. 1999 yılında ise Öcalan tek taraflı ateşkes ilan elti ve PKK'nın politikasını 180 derece deriştirdi. Bırakın bağımsız Kürt devleti kurmayı, Jenerasyondan bile vazgeçti.
"Demokratik cumhuriyetistiyoruz' dedi ama silahlı mücadeleden de vazgeçmedi. Oyu herkes bilir terör ve şiddet ortamında demokratikleşme sağlamaz. Nitekim PKK’nın her saldırısının ardından bu ülke biraz daha güvenlik devleti haline geliyor. Demokratik cumhuriyet isteğiyle silahlı mücadele bir arada yürüyebilir mi?
Ama bakın. Genelkurmay İkinci Başkam Çevik Bir ile bir MİT yetkilisinden oluşan üç kişilik heyet Imralı'da Öcalan’ı ziyarete gidiyorlar ve uzlaşmaya varıyorlar. Kürt kimliğini tanımayı kabul edeceklerini söylüyorlar. Öcalan. I999'da ateşkes talimatım bunun üzerine verdi. Türki ye'deki bütün PKK'lileri Irak'a gönderme kararı verdi. Ama derin devlet sınır dışına çıkarılmasını istemedi. PKK bej yıl silahı tamamen bıraktı Çünkü kendisine 'de¬mokratikleşme' vaat edildi. Ama bu surede hiçbir adım alılmadı. Lütfen bir düşünelim. Demokratikleşme nedir? Kimliğin kabul edilmesidir. Peki, kimlik nedir?
Nedir?
Kimlik, büyük ölçüde dildir, kültürdür. Kürtlerin varlığı, kimliği bu ülkede halâ kabul edilmedi. Kurtce hâlâ okullarda öğretilmiyor. Kürtçe dilinde eğitim veren okullar acılamıyor. Kürt kimliği kabul edilmeden Kurt sorununun çözülmesi mümkün değildir. Lübnanlı yazar Amin Maalouf "bir dile saldın, kimliği inkâr etmektir " der Kürtlerin kimliği bizde hala inkar ediliyor. Kürt sorunu hiç değişmedi. Hatta büyüyor. Size anlatayım. Talabani benim çok yakın dostumdu. 1993’deki ateşkesi o bana anlattı.
Ne anlattı?
Abdullah Öcalan'ın 1993'teki ateşkeste samimi olduğunu anlattı. Ama Bingöl'de 33 erin PKK taralından öldürülmesinden sonra artık olaylar karmadık hale geldi. Üç askerin bile güvenlik eskortuyla bir yerden bir vere gönderildiği bir dönemde 33 asker güvenlik buradan silahsız bir şekilde yola çıkarıldı. Bu askerler hedef haline getirildiler. Derin devletin barışa tahammül etmemesinin sonucudur bu.
PKK derin devlete niye yakın bir görüntü veriyor öyleyse?
Derin devlette bu savaşın devamını isteyen insanlar olduğu gibi. PKK’da da silahları bırakmayan, devamlı olarak savaşmayı arzu eden insanlar var. Öcalan İmralı’da avukatları kanalıyla verdiği mesajlarda "benimle temas kurulsun, her konuda yardımcı olurum" diyor ve şiddeti bitireceğini taahhüt ediyor. Zaten bu sorunların ortadan kalkması için tek mu¬hatap, tek yetkili PKK'dır. Öcalarn DTP'yi istediği zaman ortadan kaldırabilir. Yerel tecimlerde "DTP'li adaya oy vermeyin" dese hiçbiri biri kazanamaz, eğer akan kanın durması şimdi niye ihtiyaç duymuyorlar?
.........................