14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle Başbakanlık İletişim Merkezi’ne (BİMER) sağlık çalışanları hakkında soru yönelten CHP’li doktor milletvekili Murat Emir’in açıkladığı rakamlara göre, fazla iş yükü, kötü koşullar, performans baskısı ve yoğun stres nedeniyle son 3 yılda 431 sağlıkçı intihar etti.
Cumhuriyet'ten Şeyma Paşayiğit'in habeirne göre, Başbakanlık verilerinnde; yalnızca son üç yılda iş yükü altında kalan 431 sağlık çalışanı intihar etti. Performans sistemi ile her 5 dakikada bir muayane yapmak durumunda kalarak hastanelerde iş yükü artan sağlık çalışanları, 14 Mart Tıp Bayramı’nı kutlayamıyor. Mecburi hizmeti ve izin kullanamadan tuttuğu ayda 15 nöbet ile kesintisiz 36 saat mesai yapmayı kaldıramayan doktorların peşpeşe gelen intiharlarının hemen ardından, 7 Kasım’da CHP Ankara milletvekili Murat Emir’in Başbakanlık Bilgi Edinme Merkezi’ne (BİMER) sorduğu sorulara yanıtlar yeni geldi.
Kendisi de doktor olan Emir’e iletilen cevaplar, sağlık çalışanlarının yaşadıkları koşullara karşı verdikleri son tepkileri ortaya çıkardı. Başbakanlık, Emir’in “Ülkemizde son 5 yılda yıllar itibariyle kaç sağlık çalışanımız intihar etmiştir? Bunların kaçı hekimdir, kaçı hemşiredir? Kaçı yardımcı sağlık personelidir” sorusuna yalnızca son 3 yılın verilerini sunmakla yetindi. Kendi verilerinden tereddüt ettiğini belirten Başbakanlık, yanıtında gerekçe olarak “Daha önceki yıllara ait verilerin doğrulugu ve bütünlüğüne ilişkin tereddütler bulunuyor olması nedeniyle 2015 yılından itibaren sistemde bulunan veriler üzerinden gerekli çalışma yapılmıştır” denildi. Başbakanlık verilerine göre; 2015’te 10’u hekim, 71’i hemşire, 99’u diğer personelden oluşan 180 sağlık çalışanı; 2016’da 11’i hekim, 56’sı hemşire, 62’si diğer personel olmak üzere 129 sağlık çalışanı intihar etti. Geçtiğimiz yıl ise 3’ü hekim, 53’ü hemşire, 66’sı diğer personelden oluşan 122 sağlık çalışanı ağır çalışma koşullarını kaldıramadı. Yani buna göre; yalnızca son üç yılda 431 sağlık çalışanı intihar etti.
"Ülkemizde son 5 yılda, yıllar itibariyle kaç tıp öğrencimiz intihar etmiştir?"
Başbakanlık’tan konu hakkında ayrıntılı veri isteyen Emir’in soruları da tam yanıtlanmadı. Başbakanlık tarafından verilen yanıtlarda; Emir’in “Ülkemizde son 5 yılda, yıllar itibariyle kaç tıp öğrencimiz intihar etmiştir? İntihar eden öğrencilerimiz hangi okullarda lisans eğitimi görüyordu ve kaçıncı sınıftaydı” sorusunun yanıtsız bırakılması dikkat çekti. Sağlık çalışanlarının arkalarında bıraktıkları mektup ve mesajlar, çalışma koşullarının zorluklarını gözler önüne serdi. Adana’daki Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları’nda görev yapan asistan doktorun intihar etmeden önce yazdığı mektupta, “Hayat benim için çok zor. Bunaldım bu hayattan. Umarım ölümüm bazı güzel değişikliklere yol açar. Kimse kimsenin dedikodusunu yapmasın. Lanet hastaneler doktorlara yüklenip durmasın” ifadeleri yer aldı. Batman Bölge Devlet Hastanesi’nde görevli kalp damar uzmanının parçalanan telefonunda yapılan incelemelerde ise “Bıktım baş ağrılarından” yazan bir notun bulunduğu belirlendi.
Şiddete maruz kalıyorlar
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri SES, sağlık çalışanlarının maruz kaldığı şiddetin bir halk sağlığı sorunu olduğuna dikkat çekmek için 800 sağlık çalışanının katılım gösterdiği bir anket düzenledi. Ankete göre; sağlık çalışanlarının 441’i sözel, 57’i fiziksel olmak üzere 498’i yani yüzde 62.3’ü şiddete uğradığını belirtti. Sonuçlarda, 156 sağlık çalışanının birden çok kez şiddete uğradığını yani şiddet oranının yüzde 82’ye çıktığı belirtildi. En çok şiddete maruz kalanlar hemşire, hekim ve güvenlik görevlileri olarak sıralandı. Sağlık çalışanları, “şiddetin kimin tarafından uygulandığı” sorusuna ise yüzde 78 hasta ve yakınları, yüzde 10 yöneticiler, yüzde 4 birim sorumluları, yüzde 4 çalışma arkadaşı yanıtını verdi. Şiddet görmüş 33 sağlık çalışanının beyaz kod vermesine karşın hiçbir sonuç alamaması dikkat çekti.