Beslenme ve Diyet Uzmanı Müge Özturna, uygun koşullarda kesilmeyen kurbanlık hayvanlardan insanlara tenya, şarbon, tüberküloz, kuduz, salmonella gibi hastalıkların bulaşma tehlikesi olduğu uyarısında bulundu.
Fazla protein ‘gut’ hastalığını tetikliyor
Et ağırlıklı beslenme karaciğeri yağlandırıyor
Medicana International Ankara Hastanesi beslenme ve diyet uzmanı Müge Özturna yaptığı açıklamada, yaklaşan Kurban Bayramı'nda sağlıklı beslenme, kurban kesimi ve et tüketimi konusunda dikkat edilmesi gerekenler bulunduğunu bildirdi.
Kurban Bayramı'nda yanlış beslenmeden dolayı sadece kilo artışı değil, başka sağlık sorunlarının da ortaya çıkabileceğini belirten Özturna, ''Uygun koşullarda kesilmeyen kurbanlık hayvanlardan insanlara tenya, şarbon, tüberküloz, kuduz, salmonella gibi hastalıkların bulaşma tehlikesi var. Bu nedenle hayvan kesiminin öncelikle veteriner kontrolünde ve sağlığa uygun bir ortamda yapılması büyük önem taşıyor'' dedi.
Kurban eti bekletilmeden tüketildiğinde, iyi pişirilse de hem sert hem de sindiriminin güç olacağını kaydeden Özturna, ''Etler soğuk ortamda 3-4 gün bekletildiğinde yumuşar, lezzeti artar'' ifadesini kullandı.
Kurban etinin muhafazası Özturna, kurban etinin muhafazası konusunda da şu uyarılarda bulundu:
-Kurban etleri, parçalar halinde temiz kaplara konulmalı ve öncelikle güneş görmeyen serin bir yerde (1416 derecede), 56 saati geçmeyecek şekilde bekletilmelidir. Bekletme sırasında etlerin hava alması sağlanmalı, bu süre sonunda oda sıcaklığına ulaşan etler buzdolabına kaldırılmalı, 4-5 derecede muhafaza edilmelidir.
-Kurbanlık etler henüz kesim sıcaklığındayken buzdolabına poşet içinde veya hava alamayacak bir durumda büyük parçalar halinde üst üste konulursa, buzdolabı sıcaklığı etin iç kısımlarını soğutmaya yetmeyecektir. Bu durumda, etin hava almayan kısımlarında çok kısa sürede (2. gün) bozulma ve kokuşma meydana gelecek, hatta daha ileri aşamalarda yeşillenme görülecek ve bu değişim sağlık açısından risk oluşturacaktır. Bu nedenle, ön soğutma koşullarına özen gösterilmeli, buna rağmen bozulma olan etler kesinlikle tüketilmemeli ve imha edilmelidir.
-Kurban etlerinin uzun süre muhafazasında öncelikle kesim sırasında hayvanın kanının çok iyi akıtılmış olması büyük önem taşır. Kan mikroorganizmalar için iyi bir ortam oluşturacağından, kanı iyi akıtılmamış hayvanların eti dayanıksız olur ve çabuk bozulur. Kurbanlık etin dayanma süresi, kesim kalitesine ve parçaların büyüklüğüne göre değişmekle beraber, normal buzdolabı koşullarında en fazla 34 gündür. Ancak, etler kıyma haline getirilirse bu süre 12 gün kadardır. Etlerin, daha uzun süre muhafaza edilebilmesi için buzlukta (dondurucuda) -18 derecede dondurulmuş olarak saklanması gerekir. Diğer taraftan, dondurulmuş etlerin de belirli bir raf ömrü olduğu unutulmamalı ve saklama süresi 46 aydan fazla olmamalıdır.
Kalp-damar, diyabet ve gut hastaları dikkat Kurban Bayramı'nda kesilen kurban etleriyle birlikte şeker, çikolata, şerbetli hamur tatlıları gibi besinlerin de aşırı miktarlarda tüketilebildiğini ifade eden Özturna, kırmızı etin iyi, kaliteli protein, demir, çinko gibi minerallerin yanı sıra folat ve B12 vitamini kaynağı olmasına karşın, yüksek yağ ve kolesterol de içerdiğine işaret etti.
Kırmızı etler görünen yağlarından temizlense de ortalama yüzde 20 yağ içerdiklerini kaydeden Özturna, ''Kırmızı etlerin doymuş yağ asitleri oranı da beyaz etlere göre daha fazladır. Doymuş yağların tüketilmesinin kalp-damar hastalıklarının oluşumunda risk faktörlerinden biri olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle sağlıklı beslenmede, kan kolesterol düzeyi yüksek, aşırı kilolu, hipertansiyon, kalp-damar, diyabet ve gut hastalığı olanların kırmızı et tüketimini sınırlandırması gerekir'' uyarısını dile getirdi.
Çiğ köfte gibi pişmeden hazırlanan yemeklerin ve yanmış etlerin tüketilmemesi, pişirilen et ve et yemeklerin oda sıcaklığında bekletilmemesi gerektiğini bildiren Özturna, ''Pişirilmiş et yemeklerinin bozulmaması için tüketilecek miktarlarda buzdolabından çıkartılıp ısıtılmalıdır'' dedi.
Et hazırlamada kullanılan kap ve kesme tahtalarında çiğ sebze ve meyvelerin doğranmaması gereğine de dikkati çeken Özturna, çiğ etteki bazı zararlı mikroorganizmaların sebze ve meyvelere bu yolla geçerek insan sağlığını tehdit edebileceğini kaydetti.
Gerektiği kadar et tüketilirken, çeşitliliği sağlamak adına, süt ve süt ürünleri, taze sebze ve meyve, ekmek ve tahıl grubu, pirinç ve bulgur gibi diğer besin grubundaki yiyeceklerden aynı öğünde tüketilmesinin önemli olduğunu belirten Özturna, ''Eğer bayramın ilk günü yemek tüketiminde aşırıya kaçmışsak, diğer günler bunu telafi edecek şekilde hafif yiyecekleri tercih etmeliyiz'' uyarısında bulundu.
İkram edilenlerin geri çevrilmeyeceği düşünülüyorsa güne sade bir kahvaltıyla başlanabileceğini belirten Özturna, kahvaltıda da bal, reçel gibi şekerli yiyecekler yerine, domates, salatalık, tuzsuz ve az yağlı beyaz peynir tercih edilebileceğini bildirdi.
(AA)