Çay tüketiminin demir yetersizliği yaptığına ilişkin tutarlı bir veri yok. Yani, demir eksikliğini sadece çay kaynaklı düşünmek yanlış olur.
Uzman Diyetisyen Dilara Koçak, Milliyet gazetesinde yayımlanan yazısında (13.04.09), çay ve demir eksikliği arasındaki ilişkiyi anlatıyor. Koçak’ın yazısı şöyle:
“Bu soru sıkça şu soru sorulur: “Çay içenlerde demir eksikliği olur mu?” Aslında demir eksikliğini sadece çay kaynaklı düşünmek yanlış olur. Bugün hem bu konuda hem de çayın diğer faydalarıyla ilgili bazı araştırma sonuçlarına değineceğiz.
Kısa süre önce iki araştırmacı ve ekipleri çayla ilgili yapılmış araştırmaları taradılar. Çayın farklı gruplar üzerindeki etkilerini incelediler.
Buna göre çay tüketiminin demir yetersizliği yaptığına ilişkin tutarlı bir veri yok. Yani dengeli beslenen sağlıklı bir bireyin sadece çay içerek demir yetersizliği etkisi görmesine pek ihtimal verilmiyor. Ancak demir yetmezliği sınırına yakın bireylerde olumsuz bir etki görülebileceği izlenimine varılıyor. Bu yüzden demir durumu iyi olmayan ya da demir yetmezliği riski olan kişilerin (hamileler, genç kızlar, 75 yaşındaki kadınlar ve anemik bireyler) hekimlerine ya da beslenme uzmanlarına danışarak çay tüketim miktarını ayarlamaları tavsiye ediliyor.
Yemekten 1 saat sonra için
Çayın içerisinde doğal olarak bulunan polifenollerin, tam taneli tahıllarda bulunan fitatlar gibi, demir emilimini inhibe (bloke) etme potansiyeli var, ancak C vitamininden zengin ve demir emilimini artıran besinlerin tüketilmesi bu etkiyi dengeleyebiliyor. Bu yüzden çaya limon atmak ve yemekten 1 saat sonra içmek riskli grup için en kolay çözüm.
Çay tüketimini dengeli ve çeşitli beslenen sağlıklı bireylerde demir yetmezliğine yol açmıyor. Bu yüzden diğer bireylerin çay tüketimini kısıtlamaları da gerekmiyor.
Çay, damar sağlığını korur: Son yıllarda birçok araştırmaya konu olan siyah çayın, kalp hastalarında damar sağlığını koruduğu bildiriliyor. Amerikan Kalp Derneği’nin ‘Circulation’ adlı yayın organında yer alan araştırmaya göre, daha önce kalp sağlığında olumlu etkisi belirlenen siyah çayda, siyah üzüm, greyfurt suyu ve soğanda da bulunan flavonoid maddesinin yüksek oranda bulunduğu kaydedilmekte. Çay, damarlardaki kan akışını desteklemeye yardımcı olmaktadır. Yapılan araştırmalarda günde birkaç fincan çay tüketiminin kalp krizi ve kardiyovasküler rahatsızlık riskini düşürdüğü gözlenmiştir.
Çay, iskemik felç riskini azaltır: ABD’nin önde gelen üniversitelerinden California Üniversitesi’nde yürütülen araştırmada, siyah ve yeşil çay çeşitlerinin felç geçirme riskini önemli derecede azalttığı tespit edilmiştir. Araştırmada, 9 farklı yöntemle 4 bin 378 felç vakası incelenmiş; araştırmaya katılan bilim adamları, günde bir fincandan daha az siyah ya da yeşil çay tüketen ve günde 3 ya da fazla fincan çay tüketen kişileri karşılaştırmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, günde 3 ya da fazla fincan siyah ya da yeşil çay tüketen kişilerde felç riskinin yüzde 21 oranında azaldığı saptanmıştır.
Çay, diş dostudur: Çaydaki flavonoidlerin antibakteriyel özelliklere sahip oldukları gösterilmiştir. Bazı çalışmalarda çayın bakterilerin çoğalmasını inhibe edebildiği bulunmuştur. Bu nedenle çay tüketimi diş sağlığına katkıda bulunabilir. Ayrıca flavonoidlerin diş minesinin aside karşı direncini artırması da, diş sağlığını korunması açısından bir başka katkı sağlamaktadır.
Çay, kalorisizdir: Çayın kalorisi sıfırdır. Şekersiz ve sütsüz olarak tüketildiği zaman kalori içermez. Böylece, kilo kontrolüne yardımcı olur ve zayıflama programlarını destekler.
L-teanin nedir? Çayın olumlu etkilere sahip olduğu uzun süredir bilinmekte. Çayın bu olumlu etkisi çay içen kişiyi rahatlatıp gevşetirken, aynı zamanda zinde ve uyanık kalmasına da yardımcı olmaktadır. Araştırmacılar çayın bu etkilere nasıl yol açtığını ortaya çıkarmaya yönelik çeşitli araştırmalara başlamıştır. Çayın duygu durum üzerindeki olumlu etkilerinin temelinde çayda bulunan doğal bir bileşik olan L - teanin’in yattığı düşünülmektedir.
Çayda L-teanin ve düşük miktarda kafein bulunur. Araştırmaların sonuçlarına göre bunlar bireylerin zihinsel uyanıklığını artırmaya katkıda bulunabilmektedir. Çay, diyetteki başlıca L-teanin kaynağıdır ve L-teanin gevşemiş ve uyanık bir zihinsel durum elde etmeyi kolaylaştırabilir.
L-teanin fazlasına dikkat
Son dönemde yapılan araştırmalar, L-teanin’in daha yüksek düzeylerinin, dikkat toplama yeteneğini geliştirebileceğini akla getirmektedir. Halen araştırılan bir konu olmakla birlikte L - teanin’in olaylara odaklanma ve dikkati toplama yeteneğini artırabildiği ileri sürülmektedir.
Çay uyku kaçırır mı?
Çay tüketiminin (1 -2 kupa) gün boyu uyanık olma hali sağlama üzerinde pozitif etkileri olduğu gösterilmiştir.
Çayın kafein içeriği doğal olarak kahveden daha düşüktür.
Ancak çay ve kahve, kafein dozları yönünden karşılaştırıldığında çayın uyanık olma üzerinde kahveden farklı etkileri olduğu ve kahveye eşit dozda kafeinin çaydan alınması durumunda daha faydalı etkilere yol açacağı gösterilmiştir, bunun da yine L- teanin ile ilgili olduğu düşünülmektedir.”