T24 Haber Merkezi
Piyanist ve besteci Fazıl Say'ın Cumhuriyet'in kuruluşunun 100. yılına özel bestelediği "100. Yıl Marşı"nı 'beğenmediğini' söyleyenler için marşın yazarı Ayten Mutlu'dan özür dileneceğini açıkladı. Say, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Kanatıyorsunuz tüm vücudumu. Ayten Mutlu'dan özür dileyeceksiniz. O günü göreceğim!" dedi.
Dünyaca ünlü piyanist ve besteci Fazıl Say, sözleri şair Ayten Mutlu'ya ait olan, bestelediği 100. Yıl Marşı'na yönelik eleştirilere yanıt verdi. Marşın içinde Türk kelimesinin geçmemesi eleştirilerine, "Milli marşımızda da geçmiyor? Söyle, anla.. Sanki bütün ülke bütün dünya bilmiyor bestecinin Türk olduğunu? Şairin Türk olduğunu? Marşın Türkçe olduğunu! Bu nasıl bir zeka çöküşüdür?" açıklamasını yaptı.
Ayten Mutlu ile lince uğradıklarını yazan Say, "Vardığınız nokta bu, bravo" ifadelerini paylaştı. Say, sosyal medya hesabından "Özür dileyecekler bir kadın şairden!" başlığıyla yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
"Alıştığınız marşların dışında bir konsept oldu diye mi?"
"ÖZÜR DİLEYECEKLER BİR KADIN ŞAİRDEN!
Daha fazla kanatmayın! Şuursuzluk! Ne kadar üzücü, bir kadın şair, tarihte şiire yönelik en büyük linci yedi, trol linçi, ve devam ediyor. AtaTürk, bir kadın şaire bunu yapanların suratına tükürürdü! Alıştığınız marşların dışında bir konsept oldu diye mi?
Bak dostum;
Bu 100 yılın 53'ünü bizzat yaşamış bir insanım. Anlatayım; Daha bir aşımdaydım, babam düşünce suçundan hapse girdi.12 Mart. Sonra? İlkokuldayken her gün DEV/SOL - ülkücü savaşını yaşadık, Sonra 12 Eylül, bütün aydınlar yine hapse! Kürt sorunu, kötü siyasetler, büyüyen Kürt Sorunu; daha da kötü siyasetler, PKK, terör...
"Türk kelimesi geçmiyormuş marşımda?"
Sonra 90'Iar, Madımak katliamı, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı cinayetleri ve daha nicesi! PKK terörünün çok farklı bir boyuta ardığı yıllardır. hatırlayın, sonra? 2000'Ier; Siyasi İslam'ın yükselişi, iktidar oluşu; Fethullah Gülen, sonra, Gezi, sonra 17 Aralık sonra 15 Temmuz, sonra tek adam rejimine geçiş, sonra Pandemi, sonra Ekonomik kriz, sonra deprem... Aciziyet...
Yıllar fırtına gibi aktı! Kızılay'ın çadır satmasını konuşuyorduk ben 100. Yıl marşımı bestelerken! Hangi vatan-millet-sakarya'yı bestelememi bekliyordunuz ey ahali? Hangi? Şuursuzca birbirini suçlamak dışında ne yapıyorsunuz? Türk kelimesi geçmiyormuş marşımda?
"Türk olduğunu unutmuş, marşla mı hatırlayacak Türk olduğunu?"
Türkiye, Cumhuriyet kelimeleri geçmiyormuş? Milli marşımızda da geçmiyor? Söyle, anla.. Sanki bütün ülke bütün dünya bilmiyor bestecinin Türk olduğunu? Şairin Türk olduğunu? Marşın Türkçe olduğunu! Bu nasıl bir zeka çöküşüdür? orda birisi SANKİ O BİR TANZANYALI!) Türk olduğunu unutmuş, marşla mı hatırlayacak Türk olduğunu?!!!! Söyleyin?
"Aptal yerine konulma” alışkanlığı bu mertebeye mi vardı? Hala "sözler kötü” diye kanatıyorsunuz tüm vücudumu. Ayten Mutlu'dan özür dileyeceksiniz. O günü göreceğim! Benim bu marş için seçtiğim şiir doğrudur. Evet; gerçek bir "yeni marş” için dizayn ettiğim oynamalarım vardır şiirde, çok değerli Ayten Mutlu'nun o şiiri yazdıktan 38 yıl sonra gerekli eklemeleri olmuştur... Yeterlidir!
"Bıkmadınız mı hamasetten?"
Sevgili Ayten Mutlu'nun "Ver elini” şiiri taradığım binlerce içinde en doğru olanıydı. Her şeyden önce; Bu marşın şairi "kadın şair” olmalıydı,100 yıl eşitsizlikten sonra 2. Yüzyılımızda eşitlik aramaya "Ver elini” diyebilmek için! Bıkmadınız mı hamasetten?
Hiç bir yere varamayan tüm gençliğin önünü tıkayan sahte milliyetçiliğinizden bıkmadınız mı? Bu şiir; En iyisiydi bir 100. Yıl Marşı için; çünkü vardığımız noktada hem 85 milyon insanımıza hem tüm dünyaya "Ver elini” demek zorundayız. Tekrar ediyorum; Biz buna zorundayız kardeşim. 230 müzisyenin tek tek ne çaldığını orkestrasyonu günde 18 saate varan bir çalışmayla yetiştirdim 23 Nisan gününe. "Prozodi hatası varmış Marşta”diye sallamış orada eski tiyatrocu bir kasaba alkoliği. Hayır! Yok! 1 tane bile yok! 1 tane vardı, onu da provalarda düzelttim.
"Ayten Mutlu da linçe uğradık"
Şimdi; Bir çok 100. Yıl projesi olacaktır bu yıl. Çok da değerli eserler olacaktır. Dinlersiniz. Benimkini de bir gün beraber söyleriz. Ya da söylemeyiz. Ülkede 20 yıldır okullarda müzik eğitimi en son konu olduğundan, en basit bir marş bile gözlerinde zor olmuş korkmuşlar, hayır zor filan değil. 30-40 dakikada herkes öğrenir. İsterse...
Ben daha fazlasını teklif bile etmedim. Söylensin demedim. Dinlensin demedim. Sadece benim projem bir armağandır Türk halkına diye geldim. İsteyen söyler isteyen söylemez! Ben de, çok değerli Ayten Mutlu da linçe uğradık. Vardığınız nokta bu! Bravo!!!"