Alman basınında Pazar günü sona eren Münih’teki Uluslararası Güvenlik Konferansı’nı konu alan yorumlar öne çıkıyor.Frankfurter Allgemeine Zeitung'un (FAZ) Münih'teki Uluslararası Güvenlik Konferansını konu alan yorumunda NATO dayanışmasının her zamankinden daha gerekli olduğu vurgulanıyor:
"NATO askeri ittifak olarak kalmalı ama aynı zamanda da siyasileşip Batı demokrasilerinin önemli konuları görüşüp, politikalarını koordine ettikleri ve aralarındaki anlaşmazlıkları konuşarak çözüme kavuşturdukları bir foruma dönüşmelidir. Amerika talimatla lider olunamayacağını öğrenmelidir. Avrupa'nın güvenliği ABD'nin garantisine bağımlı olsa da ittifak patronluğu formülü artık işlemiyor. Başkan Trump'ın demokratik ortaklarından çok diktatörlere yanaşması şaşırtıyor. Atlantik aşırı topluluk dağılırsa, sahne otoriterlere kalır. Bunu kimse isteyemez. Duvarın yıkılmasından 30 yıl sonra da NATO'nun miadını doldurduğu söylenemez.”
Süddeutsche Zeitung Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Uluslararası Güvenlik Konferansındaki konuşmasını mercek altına alıyor:
"Fransa Cumhurbaşkanı Macron sarı yelekliler hareketinin verdiği rahatsızlığı gerekçe göstererek Münih'e gelmediği için Almanya Başbakanı ile birlikte sahneye çıkma planı gerçekleşmedi. Merkel onun adına da konuşarak kendilerini silah ihracatının bütün Avrupa'yı bağlayıcı kurallara bağlanması gibi ‘büyük bir görevin' beklediğini söyledi. Almanya kuralların gevşetilmesi karşısındaki haklı endişesini Avrupa'nın haklı gereklilikleriyle uyumlu hale getiremez ise Avrupa Birliği'ni güçlü dış ve askeri politikalara kavuşturma planı boşa çıkar. Koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Parti barış partisi olarak profil kazanmak isteyebileceğinden, Merkel'in bu hükümetle ‘büyük görevi' başarması beklenemez. Lâkin bu görevin kapıya dayandığının idrak edilmesiyle bile çok şey kazanılmış olur.”
Die Welt gazetesinin yorumunda Almanya'nın güvenlik politikasıyla ilgili taleplerinin gerçekleşmesinin neden zor olduğuna değiniliyor:
"Görev süresinin sonlarına yaklaşan Angela Merkel güvenlik konferansında yaptığı çok taraflılığı savunan konuşmasıyla ayakta alkışlandı. Ancak Merkel'in güvenlik politikasının kendi koyduğu kıstaslarla her zaman uyuşmadığı da unutulmamalı. Almanya, ABD, Fransa ve Doğu Avrupa ülkelerinin karşı çıkmasına rağmen Baltık Denizi'nde yeni bir doğalgaz boru hattı kuruyor. Almanya üç kez savunma harcamalarını milli gelirinin yüzde 2'sine çıkarma sözü verdi. Ama 2024 yılına kadar bu hedefi tutturamayacak. Müttefikleri yıllardır boşuna Almanya'yı kriz harekâtlarına daha fazla katkıda bulunması için sıkıştırıyor. Kaçınmak da tek taraflılık olarak tanımlanabilir.”
Stuttgarter Zeitung ABD'nin ortak güvenlik politikasındaki tutumunu eleştiriyor:
"Trump yönetiminin saldırgan milliyetçiliği dünyayı değiştirdi. Yardımcısı, Trump'ın NATO'dan ayrılmayla ilgili ifadelerinin tamamen mesnetsiz olduğunu duyurmak yerine müttefiklerinin endişelerini daha da arttıran sözler sarf etti. Günümüzün Avrupası ABD olmadan kendini savunamaz. Bu zaaf Avrupa'yı şantaja açık hale getiriyor. Avrupa'nın süper güçlerin elinde oyuncak olmama şansı azalıyor. Kıta en önemli konularda siyasi bakımdan bölünmüş durumda. Bunda sıkı işbirliğine inandığını söyleyen ama söylediklerini yapmayan Merkel'in de payı oldu.”
DW, dpa, afp/AG, BÖ
© Deutsche Welle Türkçe