Spor

Fatih Terim'den Arda Turan'a: Görseydim o oyuncuyu aynı uçakla geri gönderirdim

"Bilseydik, o basın toplantısını milli takım eşofmanı ile yaptırtmazdık"

12 Haziran 2017 10:25

Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim, 2018 Dünya Kupası Grup Elemeleri'nde millilerin 4-1 kazandığı Kosova maçının ardından basın toplantısı düzenledi. Terim Milli Takım'da yaşananlara dair açıklamalarda bulunurken Arda Turan'ın gazeteciye saldırmasına ilişkin olarak "Eğer uçaktaki olayı ben görmüş olsaydım. O oyuncuyu aynı uçakla geri gönderirdim. Dünyanın en büyük futbolcusu bile olsanız sonuçta futbolcusunuz, ona göre davranacaksınız" ifadesini kullandı. Arda Turan'ın gazeteci Bilal Meşe'ye saldırmadan önce "Size buraya aldıranın..." diyerek küfür etmesini hatırlatan Terim, "Olay Bilal Meşe olayı değildir, olay gazetecilerin uçağa alınma meselesi de değildir. Gazetecileri ben aldım uçağa" dedi. Arda Turan'ın kamptan gönderilmesinden sonra yaptığı basın toplantısında milli takımı bıraktığını da açıklamasına değinen Terim, "Oyuncuya dedim ki, 'Böyle bir şey olmuş. Bunun karşılığı buradan gitmen' diye. Önümüzdeki günleri kurtarabiliriz dedim. Arkadaşlarıyla da beraber mantıklı buldular ve çok güzel bir metin hazırladık. Böyle bir karar açıklayacağını bileseydik o basın toplantısı milli takım eşofmanı ile yaptırtmazdık" diye konuştu. 

 

İşte Terim'in açıklamaları:

Kosova maçı...

"Çok da rahat bir galibiyet aldığımızı söyleyemeyiz. Kosova kendi sahasında dişli bir rakip. Oyunun kontrolünü biz elimizde tuttuk. Öne geçmemize rağmen iki kişinin arasında olan bir yan toptan gol yedik. Beklemiyorduk.

3-1 olduktan sonra oyuncularım, 1 gol daha atarsak Ukrayna'yı geçeceğimizin bilincindeydi. O golü de bulduk. Onun için biz galibiyetimizi çok abartmıyoruz. Siz kaybettiğiniz için çok üzülmüyorsunuz. Kardeşler arasında böyle olmalı.

Soru: "Milli takımımız neden bu duruma geldi?"

Fatih Terim: "Milli takımda bir şey yok. 4-1 kazandık. Emin misin bu sorudan?"

Peki konuşalım ozaman... Mehmetcikler toprağa düşerken, genç öğretmenlerimiz hain saldırılarda can verirken... Ülke içerden ve dışarıdan birçok düşmanla mücadele ederken, böyle bir şımarıklıkla gündeme gelmiş olmaktan hicap duyuyorum.

Bir söz verdim. Olayları elimden geldiğince açıklamaya çalışacağım...

"Sorun sadece prim değildi"

2016'da bazı şeyler yaşandı. Bu sadece prim değildi. Ne yani biz toplandık, Burak'a prim vermeyelim mi dedik? Enteresan olan, yaşanmış şeylerin bizim için somut, sizin için soyut olmasıydı. Sadece prim değil. Antrenmanlara geç çıkıldı, fotoğraflara girilmedi. Fotoğrafları siz çektiniz. Biliyorsunuz...

"Benim idare ettiğim takımlarda hiç problem yaşanmadı ama..."

EURO 2016'dan döndükten sonra da bazı arkadaşları kadroya almadım. Bir yerde ilkeler, disiplin, herkesin kendini bilmesi önemlidir. Bir başarı elde etmek istiyorsanız, milli takımı kulüp takımı haline getirmek zorundasınız. Biz de bunu yaptık. Fransa'nın öncesi ve sonrasında, her kulüp takımının başına gelebilecek melanetler, bizim de başımıza geldi. 

Kulüpte beğenmezseniz yollarsınız, cezasını verirsiniz. Ama Milli Takım'da oyuncular sizin değildi. Benim idare ettiğim hiç bir takımda problem yaşanmamıştır, dışardan idare ediliyorsa o ayrı... Kadroya almadım. Bir şans almalıdır, kazanmalıyız düşüncesi ile aldım. O tarihten bu tarafa bir şey var mı? Yok.

"Yardımcılarım kimseye bilgi vermedi!"

Fransa'da, dışarıya bildi sızdırıldığı yönünde konuşuldu. Yardımcım Hande'yi yalnız mı sandınız? Hande size bilgi mi verdi? İçinizden biri çıkıp desin ki Hande bana bilgi verdi. Karşılıklı konuşuyoruz haydi. Ekibimizde bilim adamı var, Bülent Demirtaş. Bizim onları size vereceğimizi mi zannettiniz? Olur mu öyle şey.

"Gazetecileri uçağa ben aldım"

Evladımız yerine koyduğumuz bu oyuncuların daha iyi olması dışında biz ne düşündük ki? O tarihten sonra uçakta yaşanan olaya kadar herhangi bir olay meydana geldi mi? O süreçte muhabirlerle hiç mi karşılaşılmadı. Olay Bilal Meşe olayı değildir, olay gazetecilerin uçağa alınma meselesi de değildir. Gazetecileri ben aldım uçağa. Gazeteciler bizim uçakla gelmezlerse, sahura kadar direksiyon sallayacaklar dediler. Ben de bizimle gelebilirler dedim.

Bu ilk uygulama değildir. Biz UEFA finaline giderken bütün genel yayın yönetmenleriyle beraber gittik. Çok da hoş oldu. Oyuncularım, ekibimde yer alanların bildiklerini anlatmayacaklarını bilirler. Anlatırlarsa, kötü şeyler olacağını da bilirler. Yarın olursa yine uçağa alırım. Gazeteleriniz ücretleri de ödüyor. Uçakta da oyuncularla aranıza baraj koyuyoruz.

Gazeteci: "Prim olayını daha geniş anlatır mısınız? Sizden, birileri adına prim istendi mi? Böyle bir pazarlık yapıldı mı?

Tekrar söylüyorum, prim meselesi esas mesele değil! Daha başka meseleler de vardı. Dünya kimsenin etrafında dönmüyor. Prim bir araç. Birçok sebep oldu. Herkes ilkelere, prensiplere, disipline uymak zorundadır.

Kimsenin etrafında dönmüyor Dünya. Herkes ilkelere, prensiplere, disipline uymak zorundadır.

Gazeteci: "İçime sinmeden aldım demiştiniz. İçine sinmeyeni yapmayan bir insan olarak bilindiniz. Bu garip."

Haklısınız. İçime sinmeyeni yapmam, ama bazen içine sinmese de, kendi çocuklarıma da bir hak veriyorum. Ben o zaman da söyledim. Gönlüme almadım, milli takıma alıyorum dedim!

Gazeteci: "İzlanda maçı öncesi 150 bin Euro primi Demirören maçtan sonra 500 bine çıkarmış. Sonra oyuncuların isteğiyle 650 bin olduğu doğru mu?"

Evet doğru. Aynen doğru. Federasyondan öğrenebilirsiniz zaten. 

Fatih Terim'den korkuyorsunuz diye diye herkesi bu algı içerisine hazırladılar. Çünkü başarılıyız. Hani soru sormaktan korkuyordunuz ya, sormadığınız soru yok yani.

Prim konusunda birçok görüşme olmuş. Takım kaptanıdır, herhalde arkadaşlarının ne alacağını takip etmiş. 

Bu iş şaka değil! 1 tane Milli maç öncesi ve sonrası, 1 senedir huzurlu bir kamp bize yaşatmadılar! Her milli maç öncesi bir şey yapıyorsunuz. Küçük bir grup var, 'o kişi yakınımdır' diyerek iş bulmuşlar. Var böyle tipler. Eskisi gibi paslaşmaya çalışıyorlar.

Aynı hedefe farklı yerlerden vurmaya çalışıyorlar. Bunların herkes farkında ama anlaşılmayacağını düşünüyorlar. 

Gazeteci: "Arda'nın yumruğu Bilal Meşe'ye değil sizeydi deniyor. Üzerinize aldınız mı?" 

Yoo almadım. Ben uçaktaydım. O oyuncu (Arda Turan) diyor ki basına; 'Size buraya aldıranın.. hadi neyse' diye. Doğru mu? Ben buradayım. Benim yerim belli! Uçaktaki olayın olduğu yerle benim oturduğum yerin arasında epey mesafe var. Hostes ile gazeteci arasında tartışma var sandım. Ben o sırada iPad'den maç izliyordum.

"Oyuncu (Arda) gelsin yüzüme söylesin"

Sonrasında baktım, baya gülen bir oyuncu (Arda Turan) gördüm. Demek ki sorun yok diye düşündüm. Baya gülüyordu. Olay bana sahurda anlatıldı. Uçaktan inip arabama bindikten sonra bana her şeyi anlattılar. Ben de şimdi yatın, sabah hallederiz dedim. 'Üzerine yatın, sabah halledeceğiz' dedim. Ertesi gün bana müsaade edin dedim federasyona. Arda'nın yaptığının karşılığı zaten belliydi. Arkamızdan konuşulanları bilmiyoruz. Öyle bir sıkıntısı varsa (Arda), yüzüme söyleyecek. Bizim yerimiz, yurdumuz belli. 

Bana telefonda ya da yüzüme kimse bunu diyebilir mi? "Bunları bunları gönderirsen milli takıma gelirim" diye...

Arda Turan'ı bir daha Milli Takım'a alacak mısınız?

İstediğiniz soruyu sorun dedim ama işi de magazine dökmeyin lütfen!

Gazeteci: "EURO 2016 sonrası 'Benden değil, Türk milletinden özür dileyecekler' dediğiniz olaylar nedir?"

Herkes anlıyor. Gönlümün kırık olduğunu ifade etmeyeyim mi? İnsan sevdiği kişilerden beklemediği hareketleri görünce kırılır, bu kadar basit. Bu arkadaşlar oynamadılar, aldık, kiloları ile aldık. Tabii ki kırılacağım, ben de insanım.

Gazeteci: "Evlatlarıma 2. şansı veriyorum dediniz. Volkan Demirel'in de 2. şansı olacak mı?"

Volkan Demirel açıklaması

Milli takım herkese açık. Ben olduğum sürece gelemez gibi iddialı cümleleri sevmiyorum. Volkan Demirel de, herkes de gelebilir. Volkan Babacan şu anda iyi bir durumda. İyi de oynuyor. Ben hak yememeye çalışarak seçiyorum milli takımı. Öyle de devam edeceğim.

Burak Yılmaz için prim sorusu üzerine...

Burak'ın primini ben yazmadım bu bir. İkincisi arkadaşlarımız primleri hesaplarken yüzdelere göre hesaplamışlardır. Ama ne olursa olsun prim listesinin sızdırılması bir ayıptır. Aynı şey benim kontratımda da oldu. 24 saat içinde sözleşmemin detayları basına düşmüştü. Gayrımeşru mu kazanıyoruz arkadaşlar? Biz kimseye az prim, çok prim... Hepsinin çok kazanmasını ister. Ama ne olursa olsun prim listesinin sızdırılması bir ayıptır.

"Aynı uçakla gönderirdim"

O (Arda Turan), Burak Yılmaz'ın prim için hakkını isterken sesini çok yükseltti, ben sadece yükseltmemesini istedim, o kadar. Eğer uçaktaki olayı ben görmüş olsaydım. O oyuncuyu (Arda) aynı uçakla geri gönderirdim. Dünyanın en büyük futbolcusu bile olsanız sonuçta futbolcusunuz, ona göre davranacaksınız.

Gazeteci: Arda için dışardan manipüle edenler var dediniz, kimler bunlar?

Çok net bunlar, çok net...Yıldırım Demirören ile ilgili de.. Sadece ben değil, Yıldırım Demirören ve yönetimiyle de sorunları olan var. Olayları manipüle ediyorlar. Bu oyun ortada. Belki içimizdekilerin, dışarıdan müttefikleri vardır! Futbolcuların, dışarıdan yanlış yönlendirildiklerine inanıyorum.

Prim konusu hakkında...

Türkiye'de prim mevzu, hepimizin tekrardan düşünmesi gereken bir yanlıştır. Prim, tabelaya göre verilir. Oyuncuya zaten oynaması karşılığı bir bedel ödeniyor. Çoğu ülkede garanti para vardır, ayrıca maç başı yoktur. Bunlar yeniden düzeltilmeli. Milli takım Dünya Kupası'na giderse, gereken prim verilecektir. Gidemezse prim yok.

"Böyle bir karar alacağını bilseydik..."

Oyuncuya dedim ki 'Böyle bir şey olmuş. Bunun karşılığı buradan gitmen' diye. Önümüzdeki günleri kurtarabiliriz dedim. Arkadaşlarıyla da beraber mantıklı buldular ve çok güzel bir metin hazırladık. Çok da güzel basın toplantısı olacaktı. Bilal, benim de arkadaşımdır. Arkadaşları da yanında olduğunu göstermek için izin istediler, gelin odaya dedim. Böyle bir karar açıklayacağını bileseydik o basın toplantısı milli takım eşofmanı ile yaptırtmazdık. Diyorum ki 'kırgınım.' İnsan 'evladım' dediğinden bunları görünce üzülüyor.

"Görevimin başındayım"

Yıldırım Demirören ile benim görüşlerim ayrı olabilir. Geldiğimden beri birbirimize yakın duruyoruz. Aramızda çok şükür hiç sorun olmadı. Ancak benim duruşum belli. Sadece başkan değil, Servet Yardımcı'nın da beyanatı var. Onlarla aynı fikirde değilim. Benim sözleşmem var. Ben gençlere güveniyorum. Görevimin başındayım. Ben sorunları çözerim, ben buradayım!

Volkan Babacan'la ilgili ben de duydum. Benim ne hakemlerle, ne kurullarla bir ilişkim olmaz! Yok ben az ceza alsın demişim.

"Söylediklerime lütfen kulak asın"

Sorun oyuncularla benim iletişimim arasında değil. Sorun dışarıdakilerin oyuncularla iletişiminde. 30 senede hiçbir oyuncuyla problemim olmadı mı? Oldu, hem de nasıl oldu. Ama hepsini, hiç kimsenin haberi olmadan hallettik. Kim bu süreçte en çok bağırıp eleştirdiyse, bu işlerim sorumlusu onlardır. Kimin menfaati varsa, işin mühendisleri onlardır. Kim olanı, olmamış gibi yansıtıyorsa; kim olmayanı olmuş gibi yansıtıyorsa, sorumlu onlardır. Yanlış yere bakıyorsunuz. Benim son söylediklerime lütfen kulak asın.

"Caner'in söylediğini normal karşılamak lazım"

Arda olayı planlı mıydı? Arda vururken, Caner 'Tam da burası yeri' dedi. Ne düşünüyorsunuz?" sorusu üzerine; "Caner'in söylediği doğru değildi ama arkadaşını koruma refleksi diyelim biz. Kişiselleştirmemek lazım. Caner'in söylediğini normal karşılamak lazım. Küfür yok. Burak da gelip sordu, 'Ne yapmam lazım' dedi. Bizde takım disiplininde sorun yok, kişisel disiplinde sorun var. Euro 2016'da da böyle oldu."

"Elektrikler devre dışı kalacak"

Fatih Terim'in birçok konuya açıklık getirmek amacıyla yaptığı ve yaklaşık 1.5 saat süren basın açıklaması, stadyum yetkililerinin, "4 dakika sonra elektrik otomatik olarak kesilecek" uyarısıyla zorunlu şekilde son buldu.