Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim’in Emre Belözoğlu’nun hocalığını yaptığı sırada 38 yaşındaki oyuncunun cemaatle yakınlaştığını öğrenip, uzaklaşması için uyarıda bulunması mahkeme kayıtlarına geçti. Dava dosyasına giren başka bir ayrıntı da Ersun Yanal'ın Milli Takım'dan uzaklaştırılmasında da 'FETÖ'nün ilişkisi olması.
Cumhuriyet'ten Arif Kızılyalın'ın haberine göre İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden ve aralarında Arif Erdem, İsmail Demiriz, Uğur Tütüneker gibi futbolcuların yargılandığı dava, Başakşehirli futbolcu Emre Belözoğlu ve dönemin Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim arasındaki ‘cemaat tartışması’nı ortaya çıkardı.
'FETÖ' yapılanmasının 2000’li yılların başlarına kadar ‘Futbol İmamı’ olarak bilinen Süleyman Sait Aksoy’un duruşma kayıtlarındaki ifadesinde, dönemin G.Saray Teknik Direktörü Fatih Terim’in futboldaki cemaat oluşumuna şiddetle karşı durduğu, hatta o yıllarda çocuk yaşta olan ulusal futbolcu Emre Belözoğlu’nu, “Fethullahçılarla ilişkini kes” diye sert bir şekilde uyardığı dava kayıtlarına geçti.
Emre Belözoğlu’nun, kız arkadaşıyla kıyılan imam nikâhını da gerçekleştirdiği bilinen Sait Aksoy’un ifadesinde, “G.Saray’ın UEFA Kupası’nı kazanan kadrosundaki bazı isimler cemaate bağlıydı. Bunlar hep el üstünde tutulurdu. Hepsi beni sayar severlerdi. Genellikle sabah namazlarında bir araya gelir, daha sonra futbolcuların evlerine gider, dini sohbetler yapardık. Emre’nin o zaman yaşı küçüktü ama adı çok öne çıkıyordu. O dönemde şöyle bir olay olmuştu. Fatih Terim, birkaç kez Emre’yi Florya’da odasına çağırıp biraz da sert bir üslupla, ‘Fethullahçılarla ilişkini kes. Bunlar senin kariyerini bitirir, geleceğini karartırlar. Ben takımımda böyle bir yapılanmaya asla ve katiyetle izin vermem’ diyerek uyarmış. Bunu bana yine futbolcular anlatmıştı. Emre de ‘Tamam hocam, peki’ falan demiş” şeklinde ifadeler yer aldı. Bu ifadeler mahkeme dosyasına girdi.
Aksoy’un dava dosyasına yansıyan bir başka ifadesinde ise Emre Belözoğlu’nun 2000’li yıllarda yaptığı yanlışı anlayarak cemaatten koptuğu belirtiliyor. Aksoy, Emre’nin F.G.’den uzaklaşmasını şu sözlerle ifade ediyor:
“Emre, cemaatin paraya ve dünyevi amaçlara hizmet ettiğini düşünerek bu yapılanmadan koptu. Daha sonra da Emre, benden hızla uzaklaştı.”
Yanal’ı yollamışlar
O yıllardaki yapılanmanın Ulusal Takım’da da görev alan Ersun Yanal’ın sonunu hazırladığı, İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava dosyasına yansıyan bir diğer ayrıntı oldu.
Yine o dönemin Ulusal Genç Takım ve G.Saray Altyapı Antrenörü Abdullah Avcı’nın da kültürel tercihleri nedeniyle cemaat tarafından ‘istenmeyen isim’ ilan edildiği belirtiliyor. Devam eden davada tutuksuz yargılanan Uğur Tütüneker’in ifadeleri bazı gerçekleri ortaya koyarken bir dönemin ünlü futbolcusunun, mahkeme heyetine, “Bu benim üzerimde kara bir lekedir. Yüce yargı tarafından aklanana kadar futbol camiasından da çok sevdiğim G.Saray camiasından da uzak duruyorum. Hayatımı verdiğim statlara maç izlemeye bile gitmiyorum” diye savunma yaptığı öğrenildi.
Terim ‘kulak’ çekmiş
Dava dosyasına göre, cemaat konusunda Emre’yi uyaran Fatih Terim’in o dönemlerde ‘oğlu’ gibi sevdiği Emre’yi birçok konuda frenlediği ve hatta çok ağır şekilde cezalandırdığı da öğrenildi. Emre’nin henüz ehliyeti yokken aldığı lüks özel araçla trafiğe çıktığını öğrenen Terim’in, otomobilin anahtarlarına el koyduğu ve ehliyetini aldığı güne kadar otomobilin Florya’nın bahçesinde durduğu, o günleri yaşayanlarca doğrulandı.