Gündem

Fatih Portakal'ın, 'Tekalif-i Milliye' tweeti nedeniyle yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü

"Cumhurbaşkanı'nı karşımda görsem gazeteci kimliğimle sorarım"

24 Eylül 2020 18:56

FOX TV'nin eski haber sunucusu gazeteci Fatih Portakal hakkında Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu'nun (BDDK) şikayeti üzerine bir tweet gerekçesiyle "itibarı zedeleme" iddiasıyla açılan dava 5 Kasım'a ertelendi. Mahkeme BDDK'nın davaya katılma talebini kabul etti.

Portakal'a "Tekalifi Milliye hatırlatılıp 'zor günlerden geçiyoruz' denilerek mevduatı veya tasarrufu olanlardan para istenmesin bir de! Korona sonrası ödeyelim derlermiş bir de! Olmaz olmaz diyemiyorum maalesef!" ifadesini kullandığı tweet'ine Bankacılık Kanunu kapsamında düzenlenen "itibarı zedeleme" iddiasıyla dava açılmıştı.

İstanbul 46. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın bir sonraki duruşması için 5 Kasım tarihi belirlenirken, mahkeme BDDK'nın katılım talebini kabul etti. Mahkeme ayrıca aynı paylaşım gerekçesiyle "Cumhurbaşkanı'na hakaret" iddiasıyla hazırlanan ikinci iddianamenin dosyaya eklenmesi, birleştirilmesi halinde iddianamenin taraflara tebliğ edilmesine karar verildi.

"Cumhurbaşkanı'nın sözleri yanlış anlamaya çok müsaitti"

Mahkemede Portakal, 'hükmün açıklanmasının geri bırakılması'nı (HAGB) kabul etmedi. Portakal'ın avukatı, "Suçun maddi unsuru oluşmadı. Bir bankanın itibarının hedef alınması gerekiyor, bu kesinlikle yok. Bankanın adı yok. Kasıt yok. Manevi unsurdan yoksun" savunmasını yaptı.

AYM kararlarını hatırlatan Portakal'ın avukatı, "Gerçek şu ki sayın Cumhurbaşkanının sözleri yanlış anlamaya çok müsaitti. O an milyonların aklına aynı soru geldi. Ve belki de müvekkilimizin yorumu sayesinde, hükümet Tekalif-i Milliye benzeri tedbiri düşünmediğini söyledi" ifadesini kullandı.

"Cumhurbaşkanı'nı karşımda görsem gazeteci kimliğimle sorarım"

Duruşmada savunması alınan Portakal, burada niçin bulunduğunu anlamadığını ve sosyal medya paylaşımını Cumhurbaşkanı'nın sözü üzerine söylediğini ifade ederek, "Gazeteci olmasına gerek yok. Bir insanın sorgulaması gereken bir soru. Mustafa Kemal Atatürk 1921'li yıllarda Tekalif-i Milliye kararlarını hayatımıza geçirmişken, milli yükümlülükleri sonradan ödenmek kaydıyla insanlardan istemişken, Sayın Cumhurbaşkanı'nın 2020 yılında söylemesi şu soruyu getirdi: 'Acaba bir şeyler mi istenecek'. Bu, bir gazeteci değil sadece dışarıdan bir insanın soracağı basit bir soru. Cumhurbaşkanını karşımda görsem 'böyle böyle dediniz, böyle bir uygulama mı olacak?' diye gazeteci kimliğimle sorarım, sadece yurttaş kimliğimle değil" ifadesini kullandı.

Kurduğu cümlenin her sözcüğünü seçerek kullandığını dile getiren Portakal, şöyle devam etti:

"Yaptığım işten dolayı o iletiyi yazarken her sözcüğünü düşündüm. El koyma kelimesini özellikle kullanmadım. 'İster mi?' diye soruyorum. Mustafa Kemal Atatürk 1921'de o zaman bir kısım vatandaşların mallarına geri iade edilmek kaydıyla el koyulacağını söylemiş ama benim aklıma bu gelmedi. 'Tekalif-i Milliye'ye atıf varsa da el konulacağına dair bir söylem yoktur. 2020'de bu mümkün değil. Serbest piyasa ekonomisi ortada. Acaba şu olabilir mi 'Fatih ne kadar mevduatın var istersen ver sonra karşılığını ödeyeyim' sadece soru soruyorum. Bu durum tespiti. Bankayla husumetim olamaz. Hakaretim olamaz."