Gündem

Fatih Altaylı: Taksicileri kızdıran ve yasal zemini pek de sağlam olmayan UBER, Türkiye'de yürütülüyorsa...

"Devlet standartları belirlesin"

15 Mart 2018 13:26

HaberTürk yazarı Fatih Altaylı, son günlerde şiddet olaylarının arttığı, taksicilerin dava açtığı UBER'in arkasında "bir güç" olabileceğini iddia etti.  Altaylı, "Bunca taksi esnafını kızdıran ve yasal zemini pek de sağlam olmayan böyle bir sistem Türkiye’de yürütülüyorsa üzerinde bir koruma şemsiyesi vardır diye düşünüyorum. Kokusu bir gün çıkar mı bilmem. Benimkisi sadece hissiyat" dedi.

TIKLAYIN: Mesafe, bakım, temizlik, taciz; ticari taksiler için mevzuat ne diyor, taksiciler ne yapıyor?

Altaylı'nın "O polise madalya verin Süleyman Bey" başlığıyla (15 Mart 2018) yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:

Geçen hafta “Taksiciler UBER’e değil düzenleme yapmayan devlete kızsın” diye yazdım, halkımız ayaklandı.

Kimi okur bilgi paylaştı, bir kısmı ise “Bize bu taksicileri mi savunuyorsun?” diye kızdı.

Ben ne kimseyi savunuyorum ne de kimseyi karalıyorum.

Ben sadece yasal bir platform istiyorum, yasadışılığın ortadan kaldırılmasını ve denetim sağlanmasını istiyorum.

Taksiciler kötü mü?

Toptancı yaklaşımda bulunamam.

Kötüsü de var, iyisi de.

Otomobiline binmeye korktuğumuz taksi sürücüsü de var, dünya beyefendisi taksi sürücüsü de.

Taksiler rezalet, eski püskü, pis.

Doğru, büyük bölümü öyle.

Ama ayda 8-10 bin lira plaka sahibine verince sürücü iyi otomobil alamıyor ki.

Taksi plakası birkaç vurguncunun elinde olmasa, sürücü o parayı otomobile yatırsa Mercedes taksiler gezer yollarda.

Sürücülerin bir bölümü çok kötü. Doğru, kötü.

Peki devletin, yasa, düzen koyucunun işi ne?

Getir bir standart ve denetle.

Diyeceksiniz ki: “Okul servisi sürücülerini denetleyemeyen devlet bunu mu denetleyecek?”

Gelelim UBER’le ilgili aylar önce yaptığım önerime.

Dediğim çok açık.

UBER ya da başka bir benzer sistem olmalı mı?

Olmalı, çünkü zaten olmuş.

Ben bundan Türkiye’nin de faydalanmasını ve bu işin legal hale gelmesini öneriyorum.

Büyük kentlerin belediyeleri ya da Ulaştırma Bakanlığı, “Bireysel Toplu Ulaşım Lisansı” diyebileceğimiz bir lisansı şirketlere versin.

Mesela desin ki: “İstanbul’un Anadolu yakasında 10 bin, Avrupa yakasında 10 bin adet lisans verilecektir.”

Her bir araç için de bir alt taban bedel belirlesin.

UBER ya da başka bir şirket bu ihaleye girsin. Mesela 10 yıllık olacak bu lisanslardan kimi bin, kimi 5 bin lisans alsın.

Bunun karşılığında devlete bir bedel ödesin.

Devlet ayrıca standartları belirlesin.

Desin ki: “Araçlar en fazla 5 yaşında olacak, şu şu şu standartlara sahip olacak, egzoz emisyon değerleri şu kadarın üzerinde olamayacak. Bu araçlar 6 ayda bir teknik muayeneden geçecek.”

Hatta hibrit veya elektrikli araçlarla ihaleye girenlere bir de indirim sağlasın.

Sürücü eğitim standartlarını da belirlesin.

Sürücülerden sağlık, hatta psikolojik raporlar istesin.

Kavga da bitsin.

Herkes kazansın.

Bu konuda medeni ülkelerin ne yaptığının örneklerini de yarın vereyim.

***********

ARKASINDA BİRİ Mİ VAR?

KİMSE kusura bakmasın ama içimden bir ses, “Türkiye’de UBER’in arkasında bir güç var” diyor. Diyeceksiniz ki: “Nereden çıkardın?”

Bir yerden çıkarmadım.

Mantık yürütüyorum sadece. Bunca taksi esnafını kızdıran ve yasal zemini pek de sağlam olmayan böyle bir sistem Türkiye’de yürütülüyorsa üzerinde bir koruma şemsiyesi vardır diye düşünüyorum. Kokusu bir gün çıkar mı bilmem. Benimkisi sadece hissiyat.