“Ben, memur bir aileden gelen ve eğitim hayatı boyunca, gece gündüz çalışarak Türkiye’de ve yurtdışında en iyi üniversitelerden mezun olmuş, iyi bir eğitim ve kariyer için var gücüyle emek harcamış bir Türk genciyim. Bu süreçte de, elde ettiğim her başarının, aileme ve ülkeme gurur vereceğine inandım. Her zaman, bunun bilinci ile yaşayan ve ülkesi için sorumluluk hisseden bir birey oldum. Bu hislerle yurtdışındaki kariyerime son verip, daha güzel ve refah dolu olması adına, siyaset aracılığıyla katkı sağlamak için ülkesine geri dönmüş bir insanım. Ben bu mücadelenin peşindeyim. Bu mücadeleyi de sadece kendim için değil, liyakat sahibi olmak ve emeklerinin hakkını almak için çabalayan bütün gençler adına veriyorum.
Seçtiğim yolun zor bir yol olacağını biliyordum. Yol çetin... Yol meşakkatli... Bu yolda gençlerin taleplerini dile getirmeye çalışırken, bazen kendince pozisyon alan bir siyasetçi karşınıza çıkıyor, bazen de fikir ve ifade hürriyeti konusunda iş kendine geldiğinde üst perdeden yazılar yazan, ama kendisi eleştirildiğinde muhatabına hakaret davası açan bir gazetecinin sizinle alay ettiğini sanması ile yüz yüze kalıyorsunuz. Kendilerini yüceltmek için bir gencin yaptığını veya konuştuğunu hor görmeleri ikisinin de ortak noktası. Belki de bunu, kendilerini büyüterek karşısındakini küçültmeye çalışmak veya kendi oluşturdukları statükonun zarar görmemesi için manevi baskı oluşturmak için yapıyorlar.
Ama, bugün bir kez daha mutlu ve gelecek için umutluyum. Liyakati hor gören zihniyetler daha önce gençler tarafından toplumsal yaptırım ile karşı karşıya bırakılmıştı. Şimdi de kendine açılan davalarda defalarca söylediklerinin fikir ve ifade hürriyeti olduğunu savunan Fatih Altaylı, benim fikir ve ifade hürriyetimi kısıtlamak ve cezalandırmak için açtığı hakaret davasını kaybetti.
Adaleti sağlamakta zorlanan bir sistem içinde mahkeme, gerekçelerimizi olumlu değerlendirdi. Bu hukuki bir süreçti. Ve bitti. Fatih Altaylı’nın, bu kararla yüzleşerek, kendi iç değerlendirmesinde, bundan sonrası için daha olumlu ve yapıcı bir yaklaşımı seçeceği konusunda ümitliyim. Kendisinin siyasetin hangi tarafında olursa olsun karşısındakini daha fazla tanımaya çalışarak, ortaya konulan emeğe daha fazla saygı duyacağına inanıyorum. Her insan hata yapabilir. Önemli olan ise bu hatadan olumlu dersleri çıkarmaktır.
Şunu bilmeliler; Gençler, artık onların dart tahtası değil. Bu fikre alışmalılar. Gençler konuşacak, hangi kademede olursa olsun, sahada var olacaklar. Yarın değil, bugün bizlerin. Gençler,