Kültür-Sanat

Fatih Akın’a ‘The Cut’ yüzünden ölüm tehdidi

Fatih Akın, 1915 olaylarını konu aldığı 'The Cut' filmiyle ilgili ‘nefret mesajları’ ve ölüm tehdidi aldığını, ama bunun büyütülmemesini istediğini söyledi

01 Eylül 2014 13:02

Yönetmen Fatih Akın’ın daha vizyona girmeden tartışmalara yol açan, “Yara” (The Cut) adlı filminin ilk gösterimi dün Venedik Film Festivali’nde yapıldı. Akın, filmin gösteriminin ardından yaptığı basın toplantısında 1915 olaylarını konu aldığı filmiyle ilgili “nefret mesajları”, hatta bir de ölüm tehdidi aldığını, ama bunun büyütülmemesini istediğini söyledi.

Mehmet Basutçu’nun Cumhuriyet’te yer alan haberine göre, Akın 1915 olaylarını konu edindiği “The Cut” filminin senaryosunda, 2007 yılında öldürülen ve hâlâ davası sonuçlanmayan eski Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in 12 yazısını temel aldığını söylemişti. Akın’ın Agos gazetesinde yayımlanan söyleşisinden sonra gazete de tehdit edilmişti. “The Cut” filminin ilk gösterimi dün Venedik Film Festivali’nde yapıldı. Gösterimin hemen ardından düzenlenen basın toplantısına çeşitli ülkelerden kalabalık bir gazeteci topluluğu katıldı.

Fatih Akın, filmin gösteriminin ardından yaptığı basın toplantısında 1915 olaylarını konu aldığı filmiyle ilgili “nefret mesajları”, hatta bir de ölüm tehdidi aldığını, ama bunun büyütülmemesini istediğini söyledi.

“Duvara Karşı” ve “Yaşamın Kıyısında” adlı filmlerinden sonra “Aşk, Ölüm ve Şeytan” üçlemesinin son filmi olan “Yara”da, Mardinli genç Ermeni demirci ustasının Nazaret Manugyan’ın trajik öyküsünü anlatıyor Fatih Akın. Karısı Rakel, ortaokula giden ikiz kızları ve kardeşi Hrant’la birlikte aynı çatı altında, mutlu bir yaşam sürerler. Bu mutluluğun ifadesi olan şarkı ( geleneksel bir ninni) film boyunca yeniden birlikte olma umudunun simgesine dönüşecektir.

1915 yılının bir sabahı, kapı kapı dolaşan jandarmalar 15 yaşından büyük Ermenileri askere almak için toplarlar. Kıraç doğanın ıssızlığında taş kırmaya zorlanan Nazaret, şiddete maruz kalacak, yorgun düşen kader arkadaşlarının hastalanıp öldüklerini görecek, askerlerin tehcir edilenler arasından seçtikleri kızların ırzlarına geçmelerine tanık olacaktır.

Bir gün, askerlerin emri ve gözetimi altında, taş kıran tüm Ermeniler, boğazları kesilerek öldürülür. Bu iş için özel af çıkarılmış, tutuklular, Ermenileri öldürmek koşuluyla salıverilmişlerdir. Nazaret’in zoraki celladı insaflı biri çıkar. Tam kesmez boğazını ama aldığı bıçak yarası Nazaret’in ses tellerini kesmiştir; artık konuşamayacaktır.

Nazaret, bu acılı tehcir sürecinde, tek başına ölüm kalım savaşı vermek zorundadır artık. Ailesinden geriye sadece ikiz kızlarının sağ kaldığını öğrenince, hemen onları aramaya karar verir. Asıl film, yaklaşık 50 dakika süren bu uzun girişten sonra başlayacaktır... Nazaret’in yolu Halep’ten Kübaya, oradan da ABD’ye kadar uzanır. Senaryo bir ara, kızılderili soykırımına bile göndermede bulunur. Sonunda kızların izini ABD’de bulur Nazaret. Biri mezardadır; diğeri sakat kalmıştır.

Çarpıcı politik ve toplumsal konuları işleyen filmleri gündeme getirmesiyle Venedik Film Festivali, Akın’ın “Yara” adlı filmiyle bu geleneğini sürdürüyor. Filmin pek çok ülkede yankı uyandırması beklenirken, “Yara”nın Türkiye’de gösterilip gösterilmeyeceği, gösterilirse ne gibi tepkilerle karşılaşacağı da merak ediliyor.

İlgili Haberler