Müslamanlar platformlara inşa ettikleri tek katlı konutlarda yaşarken, Çinlilerin 'dükkân-ev'leri ise toprak kotunda yanyana sıralanıyor
10 Şubat 2009 02:00
Maley evinin mimarisini, Uzakdoğu insanının, doğayla uyumu esas alan yaşam felsefesi kadar, vahşi hayvanlardan korunma gibi pratik gerekçeler tayin ediyor. Müslümanlar, platformlara inşa ettikleri tek katlı konutlarda yaşarken, Çinlilerin, “Dükkân-ev”leri ise toprak kotunda yan yana sıralanıyor
Uzakdoğu ülkesi Malezya’nın bir bölümü Malakka Yarımadası’nın güney yarısında, bir bölümü de Bornheo Adası’nın kuzeybatısında yer alır. Yarımada Malezyası'nın kuzeyinde Tayland bulunur. Yarımadanın bu kesimini doğudan ve güneyden Çin Denizi çevreler.
Sarawak ve Sabah eyaletlerinin yer aldığı ada Malezyası, Brunei Sultanlığı'nı kucaklar gibidir. Bu adanın önemli bölümünün Endonezya toprakları içinde kaldığını söylemek gerek. Sırasıyla Portekiz, Hollanda ve İngiliz egemenliği altında yaşayan Malezya halkı, bağımsızlığına 1963 yılında kavuşmuştur.
Ekvator ikliminin etkisi altındaki Malezya'da yıl boyu 22-28°C arasında değişen sıcaklık ve yoğun nem hakimdir. Çok yağış alan ülke Muson rüzgârlarının etkisi altındadır. Tayfun kuşağının dışında kalmakla birlikte, kasırgalara bağlı yağmur fırtınaları yaşanır. Yoğunluk ve çeşitlilik açısından oldukça zengin bir bitki örtüsüyle kaplı bulunan Malezya'da sayısız hayvan türü de yaşamaktadır.
Maley ve Çin mozaiği
Doğal kaynakları çok zengin olan bu ülke¬nin yapılaşmış çevreye de yansıyan önemli bir özelliğiyse, oldukça farklı katmanlardan oluşan kültürel ve etnik mozaiğidir. Çok sayıda ırk, din ve dilin birlikte yaşadığı Malezya'da, kendi içinde farklılaşmaları olan üç ana kültür -Maley, Çin ve küçük bir yüzdeyle Hint- belirginleşmiştir.
Fizik çevreye yapılarıyla yansıyanlar ise, Müslüman Maley ile çoğunluğu Budist, bir kesimi Taoist ve Hıristiyan olan Çin kültürleridir. Malezya'daki geleneksel mimarlık, 18 milyon nüfuslu ülkenin yüzde 60'ını oluşturan Maleylerin ve yüzde 30'unu oluşturan Çinlilerin ürettiği yapılar ve yapılaşmış çevrelerden oluşmaktadır.
Geleneksel Maley evinin yerleşme özelliklerinde yapıların doğa içinde ve biri diğerinden mesafeli olarak, ayrık düzende gerçekleştiği dikkati çeker. Komşular arasında bahçe duvarı geleneğinin bulunmadığı bu kültürde mülkiyetin görünmeyen sınırlarının olduğuna inanılmaktadır. Çok zengin bir bitki örtüsü içinde yer alan ve doğayla uyum içinde bulunan geleneksel Maley evi, adeta çevresindeki doğayı bozmamak için yere değmeyecek şekilde, ahşap dikmeler üzerine kurulmuştur.
Platformlara kurulan evler
Belirgin özelliği yerden yükseltilmiş yapı olan Maley evlerinde, yerden yükselmenin doğayı bozmamanın ötesinde, sel sularından ve vahşi hayvanlardan korunmak gibi pratik gerekçelere dayandığı kesindir. Yerden yükseltilmiş platform, evlerin mekân düzeninin belirleyici elemanıdır.
Bu platform üzerindeki kot farklılaşmaları ve bu farklılaşmaları üçüncü boyutta izleyen çatıdaki biçimlenme farklılaşmaları, gerekli mekân ayrımlarını sağlar.
Maley evinde plan düzeninin oluştuğu platform üzerinde duvar bölmeleri yoktur. Bir başka deyişle, ahşap karkas evler, bir tek konuk odası dışında odalara ayrılmamıştır. Evlerin giriş bölümünün de bulunduğu ön kısımdan arkaya doğru, genelden özele bir mahremiyet zinciri izlenir; erkek konuklar, konuklar, aile bireyleri ve aile dışı bireyler için öngörülen mekânlar dizisi mutfakla son bulur.
Bu açıklanmaya çalışılan mekân düzeni ve buna olanak sağlayan ahşap karkas yapısal kurgusuyla geleneksel Maley evi, bir yandan bazı Le Corbusier ilkelerini, diğer yandan ise Mies van der Rohe’nin birbirine akan (akışkan) mekânlar ilkesini karşılamaktadır. Gerek yarımadada, gerekse ada Malezyası’nın farklı bölgelerinde inşa edilen Maley evlerinde sonuç-ürünün biçimlenmesinde bazı farklılıklar izlenmesine karşın, evlerin yapı ve mekân kurgularında açık bir ilkesel birlik bulunmaktadır.
Çinlilerin ‘Dükkân ev’leri
Malezya’da aynı doğa koşullarına sahip Çinli yerleşmelerinde ise, evler sokaklar boyunca, sokağın iki yanında bitişik düzendedir ve sokak kotunda gerçekleşmiştir. Geleneksel Çinli evleri, Malezya’da ticari yaşamın yaklaşık tümünü elinde bulunduran Çinli nüfusun yaşam tarzının da doğal sonucu; zemin kat işyeri, üst katlar yaşama bölümleri şeklinde biçimlenmiş ‘Dükkân-ev’ lerdir. (Shop house)
Kırsal alanlarda yoğunlaşan geleneksel Maley evine kıyasla, Çinlilerin konutları daha ziyade yerleşme merkezlerinde yer almış, bu nedenle de yoğun bitişik düzende gelişmiştir. Mekân düzenleme ilkeleri açısından ele alındıklarında, birbirinden fark edilir uzaklıklarda bulunan Maley evlerinin aksine, bitişik düzendeki Çinli evleri gerekli hava ve ışığı alacak biçimde dar cephelidir ve uzun derinliklerinde en az bir, çoğunlukla da iki iç avlu barındırır.
Maley evinin düzenleyici platformunun Çinli evindeki karşılığı, iç avlulardır. Ana cephedeki yol ile gerekli ilişkilerin kurulmasının ötesinde, Çinli evlerinin iç mekân düzenlemelerinin, iç avlular çevresinde gerçekleştiği izlenmektedir.
Sokak kotunda yerleşen Çinli evi, çok katlı olarak inşa edilmiştir. Müslüman Maley evi ise yerden yükseltilmiş olmasına karşın, tek katlıdır. Bir anlamda denilebilir ki, Malezya evi yatay düzlemde, Çinli evi ise hem yatay, hem dikey düzlemlerdeki mekânsal ilişkilerin sonucu olan gelişme süreçlerini tamamlamışlardır.
İlginç olan şu ki, aynı ülke toprakları ve doğal koşularında yaşamakla birlikte, birikimleri, inanç sistemleri ve üretim-tüketim ilişkileri köklü değişiklikler arz eden kültürlerin, kendilerine özgü mekân düzenleme ve yapı üretme kimlikleri geliştirerek Malezya’nın kentsel dokusuna zenginlik katmış olmalarıdır.
Ülkenin çeşitli yörelerindeki bölgesel farklılıklara rağmen Maley evinde benzer kuruluş ilkelerinin varlığı ve aynı yörede yaşayan iki farklı kültürün doğaya ve yapılaşmış çevreye farklı yaklaşımları, geleneksel mimarinin oluşumunda fiziki koşulların ötesinde, kültürel belirleyicilerin ne kadar etkin olduğunu vurgulamaktadır