Gündem

Fahrettin Altun: Atama kararı, Boğaziçi'ni 'kurtarılmış bölge' görenleri rahatsız etti; güya protesto için radikal bir grup öğrenciyi sahaya sürdüler

İletişim Başkanı Hürriyet'ten Tülay Demir'e konuştu

09 Şubat 2021 10:23

Hürriyet gazetesinden Tülay Demir'e konuşan Fahrettin Altun Boğaziçi protestolarıyla ilgili "Sizce yapılmak istenen nedir? Yeni bir Gezi hareketi organize edilmeye çalışılıyor olabilir mi? Bazı kesimler vatandaşı sokağa mı çekmeye çalışıyor dersiniz?" sorusuna verdiği yanıtta protestolar için 'güya' diyerek atama kararının üniversiteyi 'kurtarılmış bölge' olarak görenleri rahatsız ettiğini, küçük ve radikal bir grup öğrencinin sahaya sürüldüğünü savundu.

Altun "Eylemlerde gözaltına alınan gençlerden birçoğu o üniversitenin öğrencisi bile değil. Sergiledikleri vandallıkla buradan bir Gezi çıkarmaya çalışanlar hiç kuşkusuz vardır. Türkiye’nin farklı şehirlerinde “Mesele Boğaziçi değil anlamadın mı” pankartı taşıttırılıyorsa insanlara, bunları kontrol eden, bu konuyu siyasallaştırıp muhalefetin bir oyuncağı haline getirmek isteyenler olduğunu görebiliriz. Ancak buna ne bu devlet ne bu millet müsaade eder" dedi. 

İletişim Başkanlığı'nın Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde oluşturulan en en kritik kurumlardan biri olduğunu söyleyen Fahrettin Altun sosyal medya platformlarıyla ilgili de şöyle konuştu:

"Küresel sosyal medya platformları, kendilerini devlet üstü görme alışkanlığını bırakmalı ve yasalar çerçevesinde hareket etmeli. Ülkemizde dijital faşizme asla müsaade etmeyeceğiz.

Temsilci atamayan sosyal ağ sağlayıcılarına yönelik “reklam yasağı” uygulaması geçen ay yürürlüğe girdi. Burada temsilci bulundurmayan, artık ülkemizden reklam da alamayacak. Temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüğünü yerine getirmeyen sosyal ağ sağlayıcısı için yaptırımların, internet trafiği bant genişliğinin daraltılmasına kadar gideceği de ilgili kararda belirtiliyor. Buna gerek kalmadan bu platformlar tarafından gerekli adımların atılacağını umuyorum. Bizim buradaki tek derdimiz milletimizin, vatandaşlarımızın verilerini, gizliliğini ve haklarını korumak. Diğer taraftan, kendilerini “demokrasi ve ifade özgürlüğünün yegane mecrası” olarak sunan sosyal medya platformlarının siyasal ve sosyal meseleler de tarafsız olmadıklarını gördük, siyaset kurumunun ve millet temsilcilerinin sesini kısma girişimlerine şahit olduk. Bu, demokrasiye, millet iradesine ve ifade özgürlüğüne açık bir sansürdür ve asla kabul edilemez. Bu platformlar, terör örgütleri ve gayriahlaki grupları korumak için gösterdiği toleransı, bunları eleştiren paylaşımlara göstermiyor ne yazık ki. Bu platformların zihin ve değerler sömürüsüne asla izin vermeyeceğiz."