Yaşam

'Fadime'yi aldım ama elimi bile sürmedim'

Aczmendi şeyhi Müslüm Gündüz, o dönemde gündemi sarsan Fadime Şahin olayı ile ilgili açıklamalarda da bulundu

19 Nisan 2012 17:07

28 Şubat sürecine müdahil olmak için Ankara’ya gelen Aczmendi şeyhi Müslüm Gündüz, “Asamızla, cüppemizle, sarığımızla kabul etmeyeceklerse biz de vazgeçeriz” dedi. O dönemde yaşanan Fadrime Şahin olayı ile ilgili açıklama da yapan Müslüm Gündüz, “Fadime Şahin patlamaya hazır bir bombaydı. Dine ve Müslüman cemaatine zarar vereceğini sezdiğim için nikahıma aldım. Nikahlı olduğumuz süre içinde el sürmedim” dedi

Aczmendi Şeyhi Müslüm Gündüz, 28 Şubat sürecine müdahil olmalarının kabul edilmemesini eleştirdi. Kendilerinin bu halleriyle kabul edilmesini istediklerini belirten Müslüm Gündüz, “Bizim bu halimiz dekoru bozmuyorsa, lütfedip bize kabul ederlerse müdahil oluruz” diye konuştu.

28 Şubat süreci sonrası 30 yıl kesinleşmiş hapis cezası aldığını ve kamuoyunda Rahşan afı olarak bilinen af olmasaydı şu an halen cezaevinde olacağını da kaydeden Gündüz, “Evet o dönem hakkımda davalar açıldı ve ceza aldım. Ancak o dönem sormazlar mı bu ülkeyi kim yönetiyordu? Refah-Yol hükümeti beni mağdur etti. İktidarları elden gitmesin diye her şeyi yaptılar” dedi. Bazı gazetelerde yer alan ’O dönem Aczmendiler’in yüzde 40’ı askerdi’ yönündeki haberlerin de gerçeği yansıtmadığını ifade eden Gündüz, “Benimle ilgili de ’subay emeklisi’ diyorlar. Bunlar iftira. Ben işçi emeklisiyim. O dönemde de içimizde asker yoktu. Yüksek Askeri Şura kararlarıyla mağdur edilip ordudan atılan 3- 4 arkadaşımız var ve bugün de varlar” dedi.

 

Bir ay gelip gitti

 

Aczmendi şeyhi Müslüm Gündüz, o dönemde gündemi sarsan Fadime Şahin olayı ile ilgili açıklamalarda da bulundu. Fadime Şahin’in bir ay boyunca kendisine gelip gittiğini söyleyen Müslüm Gündüz, “İlk görüşmemizde dış kapıyı açık bırakarak, herkesin görebileceği şekilde görüştüm. İkinci geldiğinde yine kapıyı açık bırakarak görüştüm ve kendisine ’böyle gelip gitmen dinen uygun değil’ uyarısında bulundum. Ancak ısrarla gelip- gitmek istediğini söyledi. Üçüncü gelişinde yine kendisine ’böyle gelmen dinen uygun değil’ dedim. O ısrar edince de nikahıma almayı teklif ettim, o da kabul etti. Patlamaya hazır bir bombaydı. Dine ve Müslüman cemaatine zarar vereceğini sezdiğim için nikahıma aldım. Nikahıma alarak tehlikeyi kontrol altına alabileceğimi düşündüm. Nikahlı olduğum sürece el sürmedim. Ancak sonrasında böyle bir patlama oldu. Ancak Fadime Şahin’e hiç bir zaman el sürmedim. Nikahımdayken, helalliğimken de el sürmedim. Benim amacım onunla birlikte olmak değil, dine zarar verecek patlamaya hazır birini muhafaza etmekti. En son karakola giderken gördüm. O gün de zaten kendisini boşadım.”