Vahdet gazetesi yazarı Mehmet Şevket Eygi, 'Türkiye'de büyük ve korkunç bir ahlak fesadının bulunduğunu' savunarak, "Şu Müslüman geçinen, kendini sofu gösteren pis herife bakınız. Dili gıybet makinesi gibi çalışıyor. Ona kim dur diyecektir? Bu adamın yaptığı gıybet eşekliğini dört ayaklı bildiğimiz eşekler bile yapmıyor. Normal eşekler anırır ama gıybet etmez" dedi.
Mehmet Şevket Eygi'nin, "En büyük düşman" başlığıyla yayımlanan (21 Haziran 2016) yazısı şöyle:
Müslümanların en büyük düşmanı kendi nefs-i emmâreleridir. Bu düşman yenilmedikçe, dizginlenmedikçe, kontrol altına alınmadıkça; ne ferdî (bireysel) bakımdan, ne de toplumsal açıdan düzelme, iyilik, huzur olur. Nefs-i emmâre ile savaş konusunda en büyük sorumluluk Ümmetin bilenlerine aittir. Bilenler, yani din alimleri, faqihler, tarikat şeyhleri, ziyalı Müslümanlar.
Bilenler, avam ve câhil Müslümanları nefs-i emmâre konusunda uyandırmazlarsa Ümmet birliği elden gider, kaos ve anarşi olur, büyük tefrika meydana gelir. Türkiye’mizde şu anda büyük ve korkunç bir ahlak fesadı bulunmaktadır. Yeni nesillerin büyük kısmına, yeterli ve tesirli din ve ahlak kültürü verilememiştir. Yalancılık, gıybet, nemime, iftira, tecessüs korkunç boyutlara ulaşmıştır. Eskiden nafile ibadet de gizli, kabahat de gizli işlenir prensibi hakimdi.
Bugün, İslam’ın yasak ve haram kıldığı bütün ahlaksızlıklar açıkça küstahça işleniyor. Şu Müslüman geçinen, kendini sofu gösteren pis herife bakınız. Dili gıybet makinesi gibi çalışıyor. Ona kim dur diyecektir? Bu adamın yaptığı gıybet eşekliğini dört ayaklı bildiğimiz eşekler bile yapmıyor. Normal eşekler anırır ama gıybet etmez. Haram yiyenleri, haramla zengin olanları kim uyaracaktır? Tarikat, cemaat, alt-kimlik holiganlarını kimler uyaracak, kimler hizaya sokacaktır? Zerrece ilimleri, irfanları, birikimleri olmadığı halde en hassas dinî konuları laubali şekilde mıncıklayan edepsizce tartışan şu zevzeklere, gevezelere, yılışıklara kim haddini bildirecektir? Yahu bu memlekette binlerce alim, faqih, ziyalı var.
Bunların yüzü bir araya gelip bir ahlak bildirisine topluca imza atsalar ve halkı uyarsalar olmaz mı? Niçin yapılmıyor bu iş? Ülkemizdeki ahlak fesadının asıl sorumluları, uyarma aydınlatma bilgilendirme vazife ve hizmetlerini yapmayan bilenlerdir.