Milli Gazete yazarı Mehmed Şevket Eygi, UNESCO'yu eleştirerek "Afrika'da Djenne şehrindeki çamurdan yapılmış camiler UNESCO tarafından dünya kültür mirası listesine alındı da, bizim elli bin yeni camiden bir teki bile listeye niçin giremedi? Bu soruyu soracak ve cevap verecek kimse var mı?" diye yazdı.
Mehmed Şevket Eygi'nin Milli Gazete'nin bugünkü (2 Şubat 2017) nüshasında yayımlanan 'Müslüman gençler harcanıyor' başlıklı yazısı şöyle:
Müslüman gençlik iyi yetiştiriliyor mu, yoksa harcanıyor mu?.. Çok önemli ve hayatî bir sorudur bu.
Gençlik nasıl iyi yetişir?
İnsanın üç boyutu vardır.
Birincisi: Bilgi, inanç ve kültür boyutu. Bunların doğru ve yeterli olması gerekir.
İkincisi: Aksiyon, ahlak boyutu. İnsanı iyi veya kötü yapan şeyler.
Üçüncüsü: Güzellik, sanat, estetik boyutu.
Müslüman bir gencin vasıflı, güçlü, iyi yetişmiş olması için bu üç boyuta sahip olması gerekir.
İşin temeli, aleti, vasıtası okuma yazma bilmektir. Bu da Osmanlıca öğrenmekle başlar.
Müslüman bir gencin, ben mühendis veya doktor olacağım, bana Osmanlıca gerekmez demesi; ben mühendis olacağım, bana okuma yazma gerekmez demek kadar
saçma bir şeydir.
Vasıflı Müslüman, adam olmak için, doğru dürüst lise tahsili yapmış olmak gerekir.
Yazılı edebî Türkçe bilecek. Fuzulî divanını, manasını anlamak suretiyle okuyacak.
Sokak, çarşı pazar, günlük iletişim Türkçesiyle vasıflı ve güçlü Müslüman olunmaz.
Tarih ve tarih felsefesi kültürüne sahip olacak.
Beşerî ve iktisadî coğrafya bilecek.
Felsefe grubu ilimleri bilecek. Psikoloji, mantık, ahlak, metafizik, estetik.
Bu konuların uzmanı olacak demiyorum, doğru dürüst lise seviyesinde malumatı olacak diyorum. (Türkiyenin bütün liseleri, İmam-Hatipler dahil, İslamın ve çağın çok
gerisindedir.)
Müslümanlık yüksek ahlak demektir. Yüksek ahlaka sahip olmayan bir Müslüman, vasıflı iyi ve güçlü değil, değersiz ve kalitesiz bir Müslüman olur.
Sanat ve güzellik boyutuna sahip olmayan bir Müslüman güdük, eksik, yetersiz bir Müslümandır.
Bütün bu anlattıklarım, İslamî eğitim veren İslam mekteplerinde kazanılır.
Türkiye Müslümanlarının, İngiltere’deki Eton koleji veya Oxford Christ Church koleji ayarında bir tek, evet bir tek mektebi yoktur.
Son elli sene zarfında elli bin yeni cami yaptıran Müslümanlar bir tek İslam okulu açamadılar. Bu ne korkunç eksiklik ve başarısızlıktır.
Bırakın şu bahaneleri yahu!.. Eskiden böyle okullar açılamazmış. Evet açılamazdı ama artık on beş seneden beri büyük bir hürriyet var, bu on beş sene içinde niçin
açılamadı?
Şu hususa da dikkatinizi çekmek istiyorum: Son elli sene içinde elli bin yeni cami yapıldı. Bunların sadece elli kadarı sanatlı oldu, diğerlerinin mimarlık ve sanat katsayısı
çok düşük.
Afrikada Djenne şehrindeki çamurdan yapılmış camiler UNESCO tarafından dünya kültür mirası listesine alındı da, bizim elli bin yeni camiden bir teki bile listeye niçin
giremedi? Bu soruyu soracak ve cevap verecek kimse var mı?
Nadir istisnalar dışında milyonlarca Müslüman genç harcanıyor.
Bilgi inanç kültür; ahlak aksiyon karakter; sanat estetik güzellik boyutu güdük ve yetersiz olan her genç harcanmış sayılır.
Son uluslararası PİSA eğitim sıralamasında Singapur’un dünya birincisi olması, Türkiyenin liste sonlarına düşüp nal toplaması bize bir şeyler söylemiyor mu?
İyi yetiştirilemeyen her Müslüman genç harcanmış sayılır.
İyi, vasıflı, güçlü yetişmek için çırpınmayan gençler kendilerini harcamış olur.
Kendileri vasıflı ve güçlü olmayan hocalar, rehberler nasıl vasıflı ve güçlü gençler yetiştirebilir?
Hüccetülislam İmam Gazalînin hocası, İmamülharameyn Cüveynî hazretleri idi.
Gençlerimizin iyi yetişmesi için neler lazımdır:
1. Mükemmel bir eğitim plan ve programı lazımdır. Bu olmadan bir şey olmaz. Plansız programsız, yahut derme çatma gülünç ve yetersiz programlarla adam yetiş(tirile)mez.
2. Bu planı uygulayacak çok güçlü, uzman, başarılı eğitimciler, rehberler gerekir.
3. İngiltere’deki Eton koleji ayarında vasıflı İslam mektepleri gerekir.
Bütün bu anlattıklarımı medenî Müslümanlar yapabilir.
Türkiye Müslümanları, elde hürriyet fırsat imkan olduğu halde; birleşmek, tek bir Ümmet haline gelmek, râşid ve muktedir bir İmam seçip ona biat ve itaat etmek
konusunda bir tek adım atmıyor. Biz bu kafayla elbette vasıflı adam yetiştiremeyiz.
Osmanlı devleti ve hilafeti asırlar boyunca Hanefî ve Mâturidî Ehl-i Sünnet ve Cemaat Fırka-i Nâciye temelleri üzerinde ayakta durdu, büyük fütuhat yaptı, muazzam
hizmetler etti. Bugün öyle cemaatler var ki, bağlılarına Allahü Tealanın on dört sıfatını bile öğretemiyor. İmam Mâturidî veya Eş’arî hakkında bir kompozisyon yazınız
denilse, kaç kişi 10 üzerinden 7 not alacak bir metin yazabilir?
Bu yazımı okuyacak Müslüman bir genç çıkarsa, ona şu mesajı vermek isterim:
- Harcanma… Kendini harcama… Kendini harcatma… Adam ol… Bilgi, ahlak, güzellik boyutuna sahip ol. Zayıf olma, güçlü ol… Vasıflı ol.