Sosyal Güvenlik

Evren'den tedbir paketine eleştiri

KESK Genel Başkanı Sami Evren, ekonomik paketin emekçileri korumak yerine sermayenin stoklarını eritmeye yönelik olduğunu söyledi

18 Mart 2009 02:00

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Genel Başkanı Sami Evren, tedbir paketindeki Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) indirimine ilişkin, "Bu can suyu, 700 binden fazla emekçiye, yoksulluk sınırı altında yaşayan insana destek değildir. Bu tamamen sermayenin stoklarını eritme, sermayeyi bir süre daha ayakta tutabilme hareketidir" dedi.

Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (Tüm Bel-Sen) İzmir 1 Nolu Şubesi tarafından düzenlenen "Kamu Çalışanlarının Grevli Toplu Sözleşme Hakkı" konulu panel İzmir'de gerçekleştirildi.

KESK Genel Başkanı Evren, panelde yaptığı konuşmada, Türkiye'de sendikal hareketin ciddi sorunları bulunduğunu, 22 milyondan fazla emekçinin üretim sürecinde yer aldığını, ancak sendikalaşma oranının yüzde 6 gibi çok düşük bir seviyede olduğunu söyledi.

Kamu emekçileri bir kenara bırakılırsa sendikalara bağlı emekçi sayısının 1 milyonun altında olduğunu dile getiren Evren, "Yani Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın rakamları yanlıştır" dedi.

Evren, sendikal hareketin örgütlülük düzeyinin de çok düşük olduğunu, 4688 Sayılı Yasa ile işçi ve memur örgütlenmesinin ayrı düzenlendiğini, bu tip örgütlenme şeklinin dünyada sadece Türkiye'de bulunduğunu savundu.

Sendikal mücadelenin gelişmediğini kaydeden Evren, "Bu nedenle emek hareketi kendini sorgulamak zorundadır" diye konuştu.

'Asıl sorun kafalarda'

Sami Evren, 300'ün üzerinde belediye ile toplu iş sözleşmesi sürecinin devam ettiğini, burada da bazı sorunlar bulunduğunu ifade ederek, "Asıl sorun kafalarda. Belediye başkanlarının, işverenlerin kafalarında. Çünkü bir kere sizleri emekçi olarak görmüyorlar. Sizlerle toplu sözleşme yapmayı meşru görmüyorlar" dedi.

Sendikaların yaptırım gücü olması gerektiğini vurgulayan Evren, şöyle devam etti:

"Bu, işverene karşı bizzat üretmeme hakkını kullanmaktır. İşi durdurmazsanız işveren sizinle masaya oturmaz. O nedenle grev hakkı yoksa toplu sözleşme yapamazsınız. Sendikalar ilkeli olmalı. Devlet, sermaye, siyasi parti ve işveren güdümünden bağımsız olmalı."

Türkiye'nin manzarasını "korkunç" olarak niteleyen Evren, kriz döneminde en avantajlı durumdakilerin kamuda çalışanlar olduğunu savundu. Evren, 700 binin üzerinde işçinin işten çıkarıldığını, krize çözüm olarak 4. paketin açıklandığını belirterek, şunları kaydetti:

"5,5 milyar TL destek kredisi verileceği, otomotiv ve lüks konutta ÖTV'nin düşürüleceği açıklandı. Bu kime destek? İşten atılanlara mı destek, işten atılan kirasını bile ödeyemiyor. Bu can suyu, 700 binden fazla emekçiye, yoksulluk sınırı altında yaşayan insana destek değildir. Bu tamamen sermayenin stoklarını eritme, sermayeyi bir süre daha ayakta tutabilme hareketidir. Krizden çıkışın kolayı var; O da temel ürünlerdeki dolaylı vergiyi sıfırlamaktır."

Çelebi, grev ve toplu sözleşme hakkı istedi

DİSK Başkanı Süleyman Çelebi de anayasal değişikliklerin tartışıldığı bu dönemde, sendikal hakla ilgili bazı düzenlemelerin yapılması için çaba sarf edilmesi gerektiğini ifade ederek, "Yeni Anayasa'ya 'grevli, toplu sözleşmeli sendika hakkı vardır' şeklinde bir maddenin mutlak suretle konulması lazım" dedi.

Çelebi, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin taşeron işçi uygulamasının en az görüldüğü belediye olduğunu belirterek, "Taşeronun iş akdi nedeniyle işten çıkarılan işçiler bir süredir direnişte. Bu konuyla ilgili bir müjdem var. Ayın 20'sinde aynı taşerona yeniden iş verilmesi sağlanmıştır" diye konuştu.