Dünya

Evliliğe rağbetin azalmasının nedeni ekonomideki düşüş

İnsanların evlilikten vazgeçtiği açıklandı. Araştırmacılar, ekonominin kalkındırılmasının ve maaşların arttırılmasının bu durumu değiştirebileceğini öne sürdü

19 Ağustos 2013 19:20

Sağlıklı bir evliliğin insanlara birçok katkı sağladığı açıklandı. Buna duygusal tatmin, hayat arkadaşlığının sağladığı rahatlık ve insanın sağlığına olumlu etkileri de dâhil. Ayrıca yapılan araştırmalar evliliklerde, karı-kocaların birbirini ekonomik olarak desteklemesinin, bir aile yaşamının çok kritik, ekonomik bir temeli olduğuna dikkat çekiyor.

Amerikan The Christian Science Monitor internet gazetesinin haberine göre, yapılan yeni araştırmalar, evlilik ve kazanç arasındaki olumsuz bir bağlantıya da işaret ediyor. Bu araştırmalara göre, işsizlik ya da ekonomik kaygılar, insanların evliliğe olan eğilimini azaltıyor. Bu durum kişilerin evliliğin avantajlarından yararlanmasını engellemekle kalmıyor, ayrıca çok daha geniş bir bağlamda bakıldığında, toplumu da evliliğin sağlayacağı avantajlardan mahrum bırakıyor.

Post modern dünyada aşk ve iş çalışmasının baş analisti Sarah Corse, evlilik ve ekonomi arasındaki bağlantının evliliklere olan etkisi üzerine şunları söyledi: Halihazırda olanakları kısıtlı olan, düzenli geliri olmayan ve iş bulmak konusunda endişe duyan orta sınıf, geleceği planlamakta zorlanıyor. Bu nedenle ilk olarak kendi yaşamının derdine düşüyor. Böyle bir durumda da başka birisi için ne ekonomik açıdan ne de duygusal açıdan yeterli olamayacağına inaniyor.

Araştırmada yüksek kazanç getiren işlere üniversite mezunu kişilerin yerleştirilmesi sonucu, ayrıca sanayi ve üretim alanlarına ülke dışından işçi alınması sonucunda orta sınıfın iş bulmakta zorlandığına işaret ediliyor.

Bu durumun evliliklere olan etkisi şöyle açıklanıyor: Evlilik artık bir lüks ve sadece zengin, eğitimli kişiler için bir hak. Düzenlenen bir anket sonucunda yapılan açıklamalara göre, herhangi bir üniversitede lisans eğitimini tamamlamış kadınların yüzde 60'ı evli. Öte yandan lise mezuniyeti bile olmayanlar arasında bu rakamın yüzde 30'larda olduğu ifade ediliyor.

Sarah Corse yapılan araştırmalarda şunlara da dikkat edilmesi gerektiğini vurguluyor: İnsanlar kendi dertlerine çare bulamıyorsa, başkalarının sorumluluğunu üstlenmek istemez.  Düşük ücretli işlerde çalışmak veya borçlanmak bunlara örnektir. Bu gibi durumlarda evlilik, üstünde düşünülebilecek bir seçenek olmaktan çıkıyor. Eğer insan daha ay sonunu getirip getiremeyeceğinden emin değilse, gelecek planları yapmakta da bir anlam bulamaz.

Bugüne kadar, ABD'de işsizlik ve yoksulluk her ne kadar etnik azınlıklarla ilişkilendirildiyse de, ABD'de şu anda en çok işsizliğin beyazlar arasında görüldüğü kaydedildi. Washington Üniversitesi profesörü Mark Rank bu durum için, "yoksulluk artık sadece onların derdi değil, hepimizin derdi" dedi. İşsizlik oranına dair yapılan araştırmalara dayanarak konuştuğunu belirten Profesör Rank, "Yoksulluğu sadece zencilerin ve latin kökenlilerin mâruz kaldığı trajik bir olay olarak değil, genel bir problem olarak görmeye başladığımızda, bunu aşmak için gerekli program ve politikaları oluşturmaya başlayabilir ve yardıma muhtaç insanlara katkıda bulunabiliriz" diye konuştu.  

Bu bağlamda "Aşk ve iş" araştırması, gençlerin daha iyi eğitim görmesi için yapılacak çalışmaların olumlu sonuçlar vereceğine işaret ediyor.

Eğitimli bir orta sınıfın işsizlik dönemini planlamakta ve karar vermekte daha becerikli olacağına işaret ediliyor. Bu sayede gelecek planlaması yapılmasının da daha kolay olduğu vurgulanıyor.