T24 - Türk Tarih Kurumu eski başkanı, MHP milletvekili adayı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Türkiye'de 'Türk' olduğunu söyleyenlerin psikolojik baskı altına alınarak, ırkçılık ve kafatasçılıkla suçlandığını savundu, "Maalesef, bugün Türk olduğunu söyleyemeyen yöneticiler tarafından yönetiliyoruz" dedi.
Kayseri Kültür Müdürlüğü salonunda 'Türkçülük Günü' nedeniyle düzenlenen 'Milliyetçiler Kurultayı' katılan Yusuf Halaçoğlu, psikolojik baskının etkisiyle yöneticilerin Türk olduğunu söyleyemediğini savundu.
Türkiye'de manevi liderlerin bu şekilde yozlaştırıldığına dikkat çeken Halaçoğlu, "Maalesef bugün Türk olduğunu söyleyemeyen yöneticiler tarafından yönetiliyoruz. Türkiye devletinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk şöyle söylüyor; 'Hayattaki yegane varlık; Türklükten başka bir şey değildir" dedi.
Halaçoğlu sözlerine şöyle devam etti:
"Tarihi kaynaklara, haritalara baktığımızda Türkiye adı batılılar tarafından verilmiştir. Bununla beraber maalesef bugün Türkiye etnik etnisite cenneti haline getirilmiştir. Bu bir psikolojik harekattır. Türkiye'de meydana gelen bir takım olayların temelinde de bunlar yatmaktadır. Çünkü 'manevi liderler' dediğimiz insanların birer birer yozlaştırılmaya çalışıldığı veya kötülenmeye çalışıldığı bir ortamda tabi ki Türk toplumunda da bazı anlayışların hakim olması kaçınılmazdır. Nitekim bırakın çeşitli insanları Mustafa Kemal Atatürk hakkında da çok sözler sarf edilmektedir. Atatürk'ün Türkçülüğünden hiç kimsenin şüphe etmemesi gerekir. Bugün Türkiye'de Türk olduğunu söyleyenler de hemen psikolojik baskı altına alınmaya çalışılıp, ırkçılık ve kafatasçılıkla suçlanılıyorsunuz."
Başkanlık sistemi federasyona dönüşecek!
Başbakan Erdoğan'ın projelerinden biri olarak gösterdiği 'başkanlık sistemi'nin devamında federasyona dönüşeceğini öne süren Halaçoğlu, iddialarını şöyle sürdürdü:
"ABD ve bazı batılı ülkelerde Türklerin genleriyle ilgili araştırmalar yapılmaya başlanmıştır. Bu araştırmalarda yapılmak istenen Türkiye'de yaşayan insanların birbirine güven duymaması, şüpheye düşmesi ve bu şüphe içerisinde birbirleriyle olan dayanışmaların ortadan kaldırılmasıdır. Çeşitli ülke yöneticilerinden kişiler birden bire başkanlık sistemini gündeme getirirken, diğer taraftan da federasyondan bahsedilmeye başlanmıştır.
Kendilerinin söyleyemediğini başkalarına, TÜSİAD gibi bir takım kuruluşlara söyletenler, anayasamızın değişmez 4 maddesinde yer alan 'Türk' kelimesini bile çıkartmaya teşebbüs etmektedir. Yine TÜSİAD'ın kendilerine sorulan soru üzerine 'Türklük de nedir? Türkiye Cumhuriyeti'nin birlik ve beraberliği o kadar önemli değil. Federasyon şeklinde de Türkiye yönetilebilir' gibi son derce tehlikeli ve aslında suç teşkil eden bir hususu dile getirmiş olmaları önemli bir oyundur."