Gündem

Eski Korgeneral Metin İyidil ve 2 sanığın yeniden yargılanmasına başlandı

23 Ekim 2020 12:46

FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine yönelik görülen davada aldığı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) Eğitim ve Doktrin Komutanlığı (EDOK) Muhabere ve Muharebe Eğitim Destek Komutanı eski Korgeneral Metin İyidil'in de arasında bulunduğu 3 sanığın yargılanmasına yeniden başlandı. 


FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin 6 sanığın yargılandığı davada, Ankara 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi, 27 Nisan 2018'de verdiği kararda, sanıklar eski KKK EDOK Muhabere ve Muharebe Eğitim Destek Komutanı Korgeneral Metin İyidil, eski Tümgeneral EDOK Kurmay Başkanı Hamza Koçyiğit ve eski Tuğgeneral Harekat Eğitim ve Öğretim Daire Başkanı Lütfi İhsan Yanıkoğlu'na, 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi.

Mahkeme, sanıklardan dönemin EDOK Okullar Komutanı eski Korgeneral Abdullah Barutcu, dönemin Muharebe Geliştirme Başkanı eski Tuğgeneral Mehmet Topçu ve gözlem subayı Ersal Duman'ın ise beraatlerine hükmetti. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi (İstinaf) 20'nci Ceza Dairesi, İyidil hakkındaki ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını kaldırarak sanığın beraatine hükmetti. Daire, diğer sanıklar hakkında verilen kararı ise hukuka uygun bularak onadı. Karar sonrası tahliye edilen İyidil, yapılan itiraz üzerine tekrar tutuklandı.   

Yargıtay, kararı bozdu

Temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 16'ncı Ceza Dairesi, İstinaf Mahkemesi'nin kararını bozarak, İyidil'in 'darbeye yardım' suçundan tekrar yargılanmasına hükmetti. İyidil'in tutukluluk halinin devamına karar veren 16'ncı Ceza Dairesi, sanık Hamza Koçyiğit'in de 'darbeye yardım' suçundan yargılanması gerektiğine hükmederek, sanığa verilen 'ağırlaştırılmış müebbet hapis' cezasını bozdu. Sanık Abdullah Barutçu hakkındaki beraat kararını da bozan Ceza Dairesi, sanık Yanıkoğlu'na verilen ağırlaştırılmış hapis cezası ile sanıklar Topçu ve Duman hakkındaki beraat kararlarını onadı.

Yargıtay'ın bozmasının ardından tutuklu sanıklar Metin İyidil, Hamza Koçyiğit ile tutuksuz sanık Abdullah Barutçu'nun 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım' suçlamasıyla yargılanmasına, Ankara 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden başlandı. Duruşmaya, sanıklar Metin İyidil, Hamza Koçyiğit, Adullah Barutçu ile avukatları katıldı.

Mahkeme, sanık İyidil'e Yargıtay İlamına karşı savunma yapıp yapmayacağını sordu. Savunmasına, "Suçsuz, masum, mazlum ve acı çeken ancak başı dik olarak heyetinize arz ediyorum" diyerek başlayan sanık İyidil, "Türkiye genelinde yanlış bilmiyorsam 276 dava var. Benim hakkımda darbeyi destekleyici, ima edici, kolaylaştırıcı, övücü anlamında ifade veren hiçbir sanık ve tanık ifadesi yoktur. Benim hiçbir ihmalim yoktur" dedi. 

"Birlik komutanına, 'Emir sahte, o emre uyma' emri verdim"

Hakkındaki suçlamaları tek tek sıralayan İyidil, darbe girişimden önceden haberi olduğu iddialarının gerçek dışı olduğunu belirtti. 15 Temmuz gecesi dönemin Başbakanı Binali Yıldırım'ın, saat 23.08'de televizyonda kısıtlı bilgilerle konuşma yaptığını, TRT'deki darbe bildirisinden bir saat önce, kendisine bağlı birlik komutanına, "O emre uyma, o emir sahte" dediğini anlatan İyidil, "Sayın Cumhurbaşkanımızın televizyona çıkıp, konuşma yapmasından 75 dakika öncedir. Ben, Ankara Etimesgut'taki Zırhlı Tümen Komutanına 'O emre uyma. O emir sahte' diyorum. Savcılık ifademe bakın. Tanık ifadelerine bakın" diye konuştu.

"Benim dışımda kimseden emir almamalarını söyledim"

Tankların sokağa çıktığını kendisini arayan bir arkadaşından öğrendiğini iddia eden İyidil, "Ben de hemen üstüm olan EDOK komutanını aradım, bana 'televizyonda var' dedi. Televizyonu açtığımda olanları gördüm. Saat, 22.47'de evden çıktım. Sonra telefonla çok sayıda kişiyi arayarak, bilgi sahibi olmaya çalıştım. Saat 23.07 sıralarında eski Genel Kurmay Başkanı Necdet Özel'i aradım. Bildiklerimi anlattım. Bana, 'Dikkat edin, birliklerinize sahip çıkın' dedi. Bana bağlı birliklerin komutanlarını arayıp, kışladan ayrılmamalarını ve benden başka kimseden emir almamalarını söyledim. Daha sonra Kara Kuvvetleri ve Genel Kurmayı arayarak bilgi verdim" dedi.

"Siyasilerle ilişkisi olan eniştemi arayıp bildiklerimi anlattım"

İyidil, sivil yöneticileri arayarak darbe girişimine karşı birlikte hareket etmediği gerekçesiyle de suçlandığını belirterek, "Üstlerimi aramam kadar normal bir şey yok. Yıllarca aynı mataradan su içtiğimiz, yıllarımızı birlikte geçirdiğimiz insanlar bize ateş etti. Üst düzey komutanların çoğu, emir subayları ya da emir astsubayları tarafından derdest edildi. Böylesine güvenilmez bir ortamda hangi sivili arayıp da 'gelin zırhlı birlikler okulunu kurtaralım' diyeceğim. 4'üncü Kolordu Komutanı ile Milli Savunma Bakanlığı Müsteşarı'nı aradım. Amacım Bakana bilgi vermesini sağlamaktı. Ancak ulaşamadım. Bunlar dışında da siyasilerle ilişkisi bulunan eniştemi arayıp ona bildiklerimi anlattım" diye konuştu.

"Yayınladıkları emirle benim yetkilerimi almışlar"

Darbecilerin FETÖ'cü eski Tümgeneral Osman Ünlü'yü 4'üncü Kolordu Komutanlığı'na atadıklarını anlatan sanık İyidil, savunmasına şöyle devam etti:

"Yayınladıkları bir emirle benim yetkilerimi alıp, başka birini atamışlar. Ancak ben Zırhlı Birlikler ile MEBS Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı'ndaki güvendiğim komutanları aradım. Komando Okulu'nda Harbiyeli öğrencilerin olduğunu hatırlayınca orayı aradım. Buradaki komutan Harbiyelileri çıkarttığını söyleyince bir sürü küfredip, öğrencilerin tekrar okula getirilmesini istedim. Harbiyelilerin bir kısmını geri döndürmeyi başardık. Zırhlı Birlikler'deki darbeci Ahmet Bircan Kırker'in derdest edilmesi emrini verdim. Albay Cenk Yüce'ye tankların kesinlikle dışarı çıkarılmaması emrini de verdim. Konuşmalarımda dışarda tank olmadığını öğrendim. Albay Yüce'ye, 'Ahmet Bircan Kırker'in etrafını 4 tankla çevirin, gerekirse imha edin, bunu yaparsan kahraman olursun' dedim. Sonra beni içeri almasını istedim, ancak şartlar uygun olmadığı için alamayacağını söyledi."

"Darbeye karşı net ve kesin emirler verdim"

Dosyanın tarafsız bir şekilde incelenip hukuki bir karar verilmesini beklediğini ifade eden İyidil, sözlerini şöyle tamamladı:

"Darbe gecesi emrimdeki birliklerden darbe girişimine katılan yoktur. Benim emrimim ardından Zırhlı Birlikler'den bir tane mermi dışarı çıkmamıştır. Sabah saatlerinde de adli makamlarla birlikte bu hainlerin tutuklanmasını sağladım. Harbiye Okulu öğrencilerinin geri dönmesini sağladım. MEBS Okulu'ndaki zırhlı araçların çıkışını önledim. Darbeye karşı net ve kesin emirler verdim. Benim emrini yok sayan, cuntanın verdiği emri uygulamaya çalışan Osman Ünlü ile sabaha kadar mücadele ettim ve oradan da darbeye destek verilmesini engelledim. Ben utanç duyulacak, dayanılması çok zor olan bir suçlamaya karşı kendimi 5 yıldır savunmaya çalışıyorum. Bölge Adliye Mahkemesi'nin verdiği beraat ve tahliye kararına rağmen, hukuka aykırı bir şekilde tutuklandım ve karşınıza getirildim. Ben o gece devletime sahip çıktım, sizden de bana sahip çıkmanızı istiyorum. Adil bir karar vererek, Bölge Adliye Mahkemesi 20'nci Ceza Dairesi'nin verdiği beraat kararında direnmenizi istiyorum. Ellerim kelepçeli geldiğim buradan eşim ve çocuklarımla birlikte ayrılmak istiyorum."

İyidil'in avukatları da Türkiye'de ilk kez  hakkında beraat verilen bir kişinin hukuksuz bir şekilde tekrar tutuklandığını iddia ederek, mahkemenin Bölge Adliye Mahkemesi 20'nci Ceza Dairesi'nin verdiği karar konusunda direnmesi gerektiğini söyledi.

Tutukluluk halinin devamına karar verildi

İyidil'in ardından sanıklar Hamza Koçyiğit ile Abdullah Barutçu savunma yaptı. Sanık Hamza Koçyiğit, darbe emirlerini uygulamadığını, darbeye teşebbüs ve yardım suçunu işlemediğini belirterek beraatini istedi. Tutuksuz sanık Abdullah Barutçu da mahkemenin Yargıtay'ın bozma kararını tanımayarak ilk verdiği kararda direnmesini talep etti. Sanık ve avukatlarının savunmalarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme, sanık İyidil ve Koçyiğit'in tutukluluk hallerinin devamına, tutuksuz sanık Barutçu'ya da yurt dışına çıkış yasağı konulmasına karar vererek, duruşmayı erteledi.