Sözcü yazarı Rahmi Turan, bugünkü yazısında iki dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinde bulunan Dr. Burhan Özfatura’nın Diyanet İşleri Ali Erbaş’a yönelik eleştirilerini ifade ettiği yazısını aktardı.
“Sayın Başkan, davranış ve konuşmalarınızı tasvip etmiyorum. Makamınıza yakıştırmıyorum!” diyerek sözlerine başlayan Özfatura’nın İzmir'de yayınlanan ekonomi gazetesi Gözlem'de kaleme aldığı yazısı şöyle:
“Güzel dinimizi politikaya, oy avcılığına alet etmenizin çok büyük vebal olduğunu düşünüyorum. Ülkem ve inancım adına çok üzülüyor, asli görevinizi yapmanızı hatırlatmayı bir görev biliyorum:
- AKP dindar bir parti değildir, dinimizi istismar etmekte, kötü örnek olmaktadır. Bu yüzden halkımızın önemli bir bölümü dinden soğumuştur. Gençler arasında Ateizm ve Deizm artmıştır. Çok sayıda insan camiye gelmez olmuştur. Hanefiliğin yerini, Şia/Vehhabilik ve Selefilik almıştır.
- Milyonlarca saf ve cahil insanımız, çoğu din baronu, çıkar amaçlı tipler tarafından köle gibi istismar edilmektedir. Bu durumda Diyanet İşleri Başkanlığı ne yapmıştır? Camileri parti şubesi haline getirmekle, imamları da parti sözcüsü yapmakla hangi faydalar sağlanmıştır? (Kimse duaya karşı değildir, politikaya bulaşmasına karşıdır.)
- Sayın Başkan, camileri, Kur'an kurslarını, yurtları, başta Diyanet Vakfı olmak üzere halkın dini hassasiyetlerini istismar eden tüm dernek ve vakıfları denetliyor musunuz? Paralar nereye gidiyor, araştırıyor musunuz?
- Lüks makam araçlarının, lüks müftülük sitelerinin, makam odalarının ve sair konuların güzel dinimizde yeri var mıdır?
- Astronomik harcamalarla yapılan cemaatsiz camiler inancımıza uygun mudur? Kararlarınıza yüce dinimizin esasları mı, Saray'ın talimatları mı etkili olmaktadır?
- Sırf yandaş oldukları için çok yerden maaş alan asalak kişiler hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Fakirler, işsizler, sıkıntı çekenler için ‘Sabredin' demenin dışında ne yaptınız? “Domuz eti ithalatı” karşısında ne düşünüyorsunuz?
- Camilere politika sokmanın çok büyük günah olduğunu düşünüyor musunuz?
- Sayın Başkan, benim sorularımı ciddiye almayabilirsiniz. Ancak o dehşetli günde hesap verirken aynı sorulara muhatap olacağınızı hatırlatmak isterim. Önemli olan Saray'a değil, Rabbimize (cc) hesap verebilmektir."
Yazının tamamını okumak için tıklayın.