Eski İçişleri Bakanı Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan, 'Hayır' oylarının gasp edildiğini belirterek, "YSK, hem kendi yasasını, hem Seçim Kanunu’nu, hem de Anayasa’yı ihlal etmiştir." ifadesini kullandı.
Yeniçağ gazetesindeki habere göre, Tantan "YSK’yı bu şekilde karar vermeye mecbur kılan tutsaklık nedir? YSK’yı oluşturan heyetin Türk kamuoyunu aydınlatması gerekmektedir. Açık ve net bir şekilde görülmüştür ki, Türkiye’de, Türkiye’nin bölünmesini istemeyen, demokratik ve hukuk zemininde ülkenin ilerlemesini sağlamak isteyen halkın, bir araya geldiği ve yüzde 57’ye varan bir ’Hayır’ oyu bizzat YSK eliyle gasp edildiği ortaya çıkmıştır. Çok acı bir gerçektir" değerlendirmesini yaptı.
Tantan, şöyle konuştu:
"Bir başka şey daha ortaya çıkmıştır. Bu referandum süreci içerisinde maalesef Türkiye’nin kurumsal yapısı, Türkiye’nin sendikal yapısı, Türkiye’nin meslek ve sanayi odaları, hukuk fakülteleri anayasa kürsülerinin, TÜSİAD’ın ve işadamlarının sessizliği özellikle eğitim sistemini de sorgulanabilir bir duruma getirmiştir. Çünkü, öyle bir nesil bugün Türkiye’ye hakim olmuştur ki, kirlilik ve kimliksizliğin hakim olduğu, kirlilik ve kimliksizliği ülkeyi parçalanmaya ve bölmeye götürdüğü bir ortamda halkın önünde liderlik yapması gerektiren bu insanların, kendi çıkarlarını kaybetmemek uğruna sessiz kalmaları da düşündürücüdür.
Adeta bugün Türkiye’de tartışılması gereken yolsuzluk teröründen menfaatlanan insanların ’Evet’te buluşması, Allah’a kulluk edeceğine, kula kul olmayı kabul eden bir anlayışın Türkiye’yi uçuruma sürükleyeceği görülmektedir. Bu bakımdan da Türkiye’deki cemaatleşmenin Türkiye’yi ayrıştırdığı ortaya çıkmıştır” dedi.
Tantan, şöyle devam etti:
"Bir gerçek vardır ki, Türkiye’deki siyasetin artık sorgulanabilir olduğu, Türkiye’nin nitelikli, kimlikli, vatanperver, milli şuurla yoğrulmuş insanların bir araya gelerek, Türkiye’yi hukuk zemininde yeniden inşa etmek üzere bir araya gelmelerinin elzem ve kaçınılmaz olduğu da ortaya çıkmıştır. Artık 15 yıllık iktidarın kirliliği ve kimliksizliği yurtiçinde ve yurtdışında sorgulanabilir bir konumdadır. Bütün yalanları, aldatmaları hepsi birer birer dökülmektedir.
Türkiye’yi iç ve dış savaşla karşı karşıya bırakan bu siyasi zihniyetin Türkiye için en büyük tehdit olduğu meydandadır. Halkın bu referandum sürecinde yan yana gelmesinin ve bu iktidarın kirliliğine ve kimliksizliğine ’Dur’ demesinin YSK tarafından gasp edilmesi kabul edilemez. Referandum sonuçları aslında yüzde 53-57 ’Hayır’ önde. Evet oyları düşük. Ancak YSK’nın da katkılarıyla zoraki bir ’Evet’ oluşturulmuştur. İnce bir nokta da şudur: Ülke, kula kul olmaya meyilli.
Bunların Allah’ın insanlara verdiği hakkı bir kişiye teslim etmesi Türkiye’deki inanç sistemini de sorgulanabilir hale getirmiştir. İnsanoğlu Allah’ın kuludur. Yaradılışla Allah’ın insanoğluna verdiği en büyük ödül aklını özgürce kullanmasıdır. Aklını bir kişiye teslim etmesi, İslamı savunan bir siyasi iktidarın inanç değerlerinin çökmesinin göstergesidir. Bu da inanç sisteminin yeniden sorgulanmasını gerektirir.”